"Evet, şimdi iki seçenek sunacağız size ve siz bir tanesini yapmalısınız bay cavill.", Violet Henry'e meydan okumadan bahsederken ben ona doğru bakıp, dalıp gitmiştim. Bacakları, kol kasları, gömleğinden bile belli olan göğüs kasları olduğum yerde titrememe sebep oluyordu.
Boydan boya süzüyordum onu, dudaklarımı dişliyordum, üzerine atlamamak için kendimi zor tutuyordum. "Evet, biriyle dans et!", Henry elindeki kağıdı kameraya doğru çevirmişti. "Kimi seçeceksiniz?", Violet gülerek sormuştu. Ağzımı açıp bir şey söylemek istemedim. Henry bana bir bakış atıp, tekrar Violete döndü. Sabahtan beridir onu kestiğimi anlamaması imkansızdı. İçimden umarım beni seçer diye dua ediyordum tanrıya.
"Ella olsun bari, o daha çok bilgili duruyor.", Violet beni dürtüp, alkışlamaya başladı. Reji romantik bir şarkı açmıştı bile. Henry ayağa kalkıp elini bana uzattı. Tanrım rüyada mıyım diye düşündüm. Eğer öyleyse sonsuza kadar burada kalabilirdim. Lila rengi diz üstü elbisemi, frikik vermemek için tutup elimi Henry'nin eline uzattım. Elim onun elinde kaybolmuştu. Elini bile tutmak ıslanmama yetmişti. Diğer elini omzuna götürüp, vals yapmaya başladık. Boyum onunkinin yanında kısacık kalsada gözlerim gözlerine değiyordu. Gözlerinde kaybolup gitmiştim. Tüm vücudum Henry diye ağlıyordu resmen. Şarkı bitmiş ve rejiyle birlikte Violette alkışlamıştı. Henry çapkın gülüşüyle beni sandalyeme tekrar oturtmuştu. "Teşekkür ederim." dedim. Henry ise çapkın gülüşüne devam etti. "Bay Cavill gerçekten kanalımıza konuk olduğunuz için çok teşekkür ederiz." dedi Violet. "Asıl ben teşekkür ederim, öğrencilere destek vermek benim için çok önemli." dedi Henry. "Evet arkadaşlar, bir sonraki video da Zack ve Will'in konuğu Tom Cruise olacak, meydan okumada neler olsun yorum kısmına yazabilirsiniz." dedim. Henry'nin bakışları halen benim üzerimdeydi. Rejiden kestik sesini duyunca tekrar alkışladık. Gerçekten çok güzel bir video olmuştu. Tabi tüm video Henry'i bakışlarımla yediğim bir gerçekti. Henry'nin menajeri yanımıza gelip konuştu, "Evet ne yapıyoruz? Kutlayalım mı bunu bir yemekte?" Benim bakışlarım Henrydeyken, Henry'nin menajeri Jack'in bakışları Violetteydi. Violetten etkilendiğini anlamamak imkansızdı. Zaten Vi'den etkilenmeyecek erkek yoktu bu dünyada. "Bay Cavill'in işi yok mu?" diye sordum ama daha çok Henry'e sorar gibiydim. Henry gözlerini bana çevirip gülümsedi, "Henry demen yeterli, ayrıca bugün boşum. Bana uyar.", dedi. Tanrım şu an sanki külahtaki bir dondurmaydım ve güneşin altında eriyordum. Vi, "Tamam o zaman bize de uyar.", dedi.
>><<
Kadehimdeki kırmızı şaraptan bir yudum alıp, ortamdaki sohbeti dinliyordum. Geldiğimiz mekan bar ve restaurant karışımı bir şeydi. Üst katlarda yemek yeme yerleri vardı. Aşağı katta da bar kısmı vardı. Barı oturduğumuz yerden görebiliyorduk. "Ee sen neler yapıyordun Ella?", Henry'nin bana hitaben sorduğu soruda gerilmiştim. Şu an halen rüyada olduğumu düşünüyordum. Şaka gibiydi. Henry karşımda benimle konuşuyordu. "Moda tasarım, son sınıf öğrencisiyim." dedim. Sesim titremişti. "Okulun birincisi ve yüksek lisans için bir çok okuldan onay aldı. Hatta geçen Cannes film festivali için hazırlanan bir çok kıyafette emeği var." dedi Vi. Ben kendimi övmeyi sevmiyordum, Vi'nin de beni övmesini istemiyordum ama yine aynı şeyi yapmıştı. Henry'nin tek kaşı kalkmış yüzündeki gülümsemeyle bana bakıyordu. "Vay canına, bu yaşta bu kadar başarı! Tebrik ederim. Böyle yetenekli bir kadının peşinden bir sürü erkek koşuyordur eminim.", Henry'nin cümlesinin üzerine tam ağzımı açıp cevap verecekken yine devreye Violet girmişti. "Ne yazık ki yetenekli kızımızın aşk hayatı vahim durumda." Tanrım Violet'in acil susması gerekiyordu. Resmen tüm hayatımı Henry Cavill'e anlatıyordu. Henry ne yapsın ki benim aşk hayatımı. "Violet, istersen lavaboya gidelim makyajın akmış.", Vi hemen ayaklanıp, lavaboya doğru koşmuştu. Ah bu kız ve makyaj aşkı. "İzninizle!" dedim. Masadaki yakışıklı adamlara ve ben de Vi'nin arkasından lavaboya girdim. "El neresi akmış ya!", "Violet sen ne yapıyorsun ya! İstersen adama hiç sevgilimin olmadığını da söyleseydin.", "Söyleseydim Ezik olurdun!", sen ciddi misin diye yüzüne bakıyordum onun bu boş boğazlığı beni delirtiyordu. "Henry seni beğendi. Bence bu akşam onunla gelmeni teklif edecek.", "Ne neden öyle bir şey teklif etsin?", bu sefer sen ciddi misin bakışları atan Violetti. "Ne için olabilir El, tabiki yatağını şenlendirmen için.", şok olmuştum. Cidden bunu isteyecek miydi? diye düşünüyordum. İstese ne cevap verecektim? "İstemez bence, benden daha güzel kadınlar varken bana mı bakar.", "El sen iyi misin ya, bu ülkede doğal kızıl saçlara, dolgun göğüslere ve yeşil gözlere sahip olan kaç kadın var? Cerrahi müdahaleyle bile senin kadar güzel olamazlar emin ol." , "Violet saçmalama, onun çıktığı kadınları biliyorsun. Ayrıca adam benden 14 yaş büyük!" , " Ciddi olamazsın El, bu adamın altına yatmak isteyen milyarlarca kadın var ve sen olmaz mı diyeceksin.", düşündüm haklıydı. Aslında o milyarlarca kadınlardan biri de bendim ve böyle fırsatım varken kullanmamak saçmalık olurdu. "İlk yatacağın kişinin sınıftaki eziklerden biri mi olmasını istersin El söylesene." gerçekten haklıydı. Karşımda hayallerimi süsleyen, fotoğrafına bakarak bile etkilendiğim adam vardı. "Ayrıca, şeyinin büyük olduğunu duydum.", Violet iyice sapıkça konulara girmeden lavabodan çıkmıştım. Aklımda sürekli teklif ederse ne yapacağım diye düşünüyordum. Kabul edersem, eskortlardan farkım kalır mıydı? Kabul etmezsem de ömür boyu pişman olmaz mıydım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PATRON (+18)
FanfictionBol +18 olcaktır. 18 yaşından küçükler ve rahatsız olanlar okumasın. #2 - Henrycavill