Bölüm 4

148K 1.9K 221
                                    

Saate odaklanmış, hareket etmeyen yelkovanına bakıyordum. Çok sıkılmıştım. Sözel dersleri oldum olası sevmiyordum. Elimdeki kalemi bir sağ bir sola sallayıp duruyordum. Sınıfa bir göz attığımda herkesin bu sıcakta bunaldığını görebiliyordum. Hoca hiç bir şey yokmuş gibi dersini anlatmaya devam ediyordu. Masamın üzerindeki telefonumun ışığı yanıp sönünce bildirim geldiğini anladım. Hocaya bir bakış atıp bildirime tıkladım.

Vi 💜
- El bunu gördün mü?
*Geçen gece Henry ile çekilen bir fotoğrafım*
+Bunu nerden buldun?
-Bekle daha hepsini görmedin.
*Henry ile baş başa yemek yediğimiz bir fotoğraf*
*Henry'nin elini belime koyduğu ve yürüdüğümüz bir fotoğraf*
*Arabada olduğumuz bir fotoğraf*
-Magazinin gündemindesiniz El. Bir çok haber kanalı senin hakkında haber yapmış. Kim bu 'kızıl kadın' diye konuşuyorlar.
+Tanrım annem beni öldürecek!
-Sen boynunun görmesinden korkmalısın bence.

Hemen çantamı toplayıp, sessiz olmaya özen göstererek sınıftan çıktım. Koridorda bir grup kız beni görüp kendi aralarında konuşmaya başladılar. Kalabalığa girdikçe üzerimdeki bakışların sayısı artıyordu. Tedirgin oluyordum. Boynumdaki fuları düzeltip, merdivenlerden aşağıya indim. Hemen eve gidip bu konu unutalana kadar çıkmak istemiyordum. Telefonum tekrar titreyince, açıp baktım.

Vi 💜
- El buna inanamayacaksın.
*Henry ile çektiğimiz YouTube videosu ss'si*
+ Bunu ne zaman yayımladılar ya?
- Dün akşam, döndüğümüzde reji montaj yapmak için okula gitmişti. Sanrımın biter bitmez yayımlamışlar.

Ss'se tekrar dikkatle baktığımda 1 milyon izlemine ulaştığını gördüm.

+ Violet bu gerçek mi? 1 milyon izlenme mi, hem de 1 günde.
- El sayı gittikçe artıyor, istersen bir de Twitter'a bak.

Hemen mesaj kısmından çıkıp Twitter'a girdim. Hesabım gizli ve fotoğrafım olmadığı için, rahat rahat kullanabiliyordum. Gündemdekiler kısmına girip, 3.sırada yer alan, #RedLayd etiketine tıkladım. Bir çok hesap, bizim Henry ile yapmış olduğumuz Vansı gif haline getirip yorum yapmışlardı. Bir çok hakkımda iyi ve kötü tweetler atılmıştı. Bazı tweetler benim yaşadığım yere kadar bilgi veriyordu. Cidden bu korkutucu olmaya başlamıştı.

"Bayan Karina!" Kafamı kaldırıp bana seslenen kişiye baktığımda onun rektör yardımcımız, bay Smith olduğunu gördüm. "Odama gelin lütfen!" dedi. Elim ayağım titriyordu. Kendimi suçlu hissediyordum. Acaba geceyi Henry ile geçirdiğim geceyi öğrenmiş olabilirler miydi? Korkuyordum, benim adım ilk kez böyle şeylerde geçiyordu. Rektör yardımcısını takip edip odasına girdim. Sandalyeyi gösterip oturmamı işaret etti. "Olanlardan haberiniz vardır sanırım.", hiç bir şey söyleyemiyordum. Ne diyecektim ki, Henry ile yattım mı diyecektim. "Video dışında buluştuğunuzun kanıtları var, bir açıklama yapacak mısınız?", "Bay Smith, efendim, biz grupça çekimi kutlamak için gitmiştik. O sırada çekilmiş fotoğraflar. Hatta rejiden bir kaç kişi de gelecekti ama video için getirdikleri ekipmanları toplamak zorunda olduklarından gelemediler. İsterseniz sorabilirsiniz. Biz Henry Cavill'e teşekkür etmek istemiştik sadece.", buraya kadar %100 doğruydu ama devamını öğrenmesine gerek yoktu. "Bayan Karina, siz okulumuzun en önemli öğrencilerindensiniz, adınızın böyle magazin olaylarında anılması iyi olmadı." , "Efendim gerçekten benim bir suçum yok. Sadece akşam yemeği yiyip kalkmıştık, bay Cavill beni otele bıraktı yalnızca.", Elindeki arabada çekilen fotoğrafımızı önümde tutuyordu. Yalan söylemeye başlamıştım. Sadece otele bırakmakla kalmamıştı. Ama bu onu ilgilendirmezdi. Hatta kimseyi ilgilendirmezdi. "Biliyoruz, senin böyle olaylarla anılman okulumuzu da etkiledi. O yüzden sular durulana kadar ortalıkta görünmesen daha iyi.", beni uzaklaştıracaklar mıydı? Benim bir suçum yoktu ki. İç sesim bu düşünceme kahkaha atıyordu. "Efendim ben uzaklaştırma alamam bu yüksek lisans yapamam engel olur. Lütfen benim bir suçum yok.", bay Smith beni sakinleştirip devam etti. "Hayır merak etme seni uzaklaştırmıyoruz. Sadece bir kaç gün izin veriyoruz. Bitirme projene odaklana bilirsin bu süre zarfında. Olaylar durulup yalnızca video çekmek için görüştüğünüz anlaşıldığında tekrar gelirsin. Zaten bir kaç ay kaldı okulun bitmesine.", annem ne diyecekti bu duruma, beni öldürecekti kesinlikle. "Bayan Karina ne diyor bu duruma?", Bay Smith annemin ne tepki vereceğinden korktuğumu anlamıştı. "Ben konuştum annenle, basının oyunu olduğunu söyledim. Merak etme, ayrıca annenin şu an işi çok yoğun. Şehir dışına çıkma ihtimali var, akşam sana anlatır ne de olsa. Sen dediğimi yap, bitirme projene odaklan ve bu konuların seni etkilemesine izin verme.", babacan bir tavırla bana destek olduğunda çok mutlu olmuştum. Bay Smith'e teşekkür edip kampüsten ayrıldım. Hemen eve gidip uyumak istiyordum.

PATRON  (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin