Merhaba herkese, Şimdiye kadar hiç bir açıklama veya yorum yazmamıştım. Sadece kitabın bölümleri vardı. Ben bu kadar okunulacağını tahmin etmiyordum. 😅 Öncelikle ilginiz için teşekkür ederim. Asıl meseleye gelecek olursam, yorum yapmanızı istiyorum, bunu rakamlar için değil birlikte eğlenmek için istiyorum. Lütfen yorumlarda saçmalayalım, yeri gelsin şakalaşalım, bazende olay çıkaralım. Bu kitap eğlenmek için yazıldı ve lütfen eğlenelim. Ve çekinmeden benimle iletişime geçebilirsiniz. Hatta bir bölümü birlikte bile yazabiliriz. Kısacası HAYDİ EĞLENELİM! >><<
"Tanrım burası muhteşem.", Henry'nin Londra manzarasına sahip evi tam anlamıyla cennetin şekil bulmuş haliydi. Henry yanıma gelip kollarını belime dolayıp omzumu öptü. O da benim gibi pencereden Londra manzarasını izliyordu. "Benim böyle bir evim olsa asla başka bir yerde yaşamazdım.", Henry gülümsedi, "İstersen burada yaşayabiliriz.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Sen ciddi olamazsın?", "Tabiki ayda bir kaç kere uğrayacağız. Biliyorsun çekimler için sürekli seyahat etmek zorunda olabiliriz.", "Buraya ayda bir kaç kez bile uğramaya razıyım." dedim. Burası muhteşem bir yerdi.
"Bir de arka taraftaki havuzu görmelisin o zaman." dedi. "Yo yo yo o kadar da değil, gerçek olamaz." Henry gülümseyerek kolunu omzuma atıp beni arka tarafa götürmüştü.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Henry, bence Sen tüm film tekliflerini reddet ve gel bütün ömür bu havuzda yaşayalım.", dedim. Burası muhteşemden de öteydi artık. Daha fazla dayanamayıp, ayakkabılarımı çıkardım. "Ne yapıyorsun?", üzerimdeki elbiseyi çıkardığım zaman konuştum, "Yüzmeye gidiyorum.", Henry bana ciddi misin der gibi bakıyordu. Üzerimde sadece lacivert düz, iç çamaşır takımımla kaldığımda koşarak havuza atladım.
Suya değen tüm vücudum ıslanmıştı. Havuzda camlı kısma kadar yüzdükten sonra durdum. Arkamı dönüp, Henry'e baktım. Gülümseyerek bana bakıyordu. "Gelsene su çok güzel.", "Hiç bir kuvvet beni bu soğuk havada havuza sokamaz." dedi. Neler kaçırdığının farkında bile değildi. "Emin misin?" dedim. Henry elleri cebinde havuzun kenarına doğru yaklaştı. "Eminim." dedi. Ona meydan okurcasına bakıp, sütyenimin kopçasını açıp, çıkardım. "Şimdi?", Henry gözlerini devirip üzerindeki lacivert takımını çıkarmaya başladı. "El bunun bedelini ödeyeceksin.", kahkaha attım. "Bedel ödemek benim işim." Henry tekrar gözlerini devirdi. Gömleğinin düğmelerini açmaya çalışıyordu. Ona bir bakış atıp arkamdaki Londra manzarasını izlemeye koyuldum. Burası çok çok güzeldi. Burayı anlatacak kelimeler bulamıyordum.