Bölüm 10

86.1K 1.3K 214
                                    

"Hangi filmi izleyelim?", "Grinin elli tonu!", Henry'e dönüp gözlerimi devirdim. "Ciddi olamazsın?", "Ne var bunda ayrıca baş roldekiler benim arkadaşlarım. Elbette arkadaşlarımın filmini izleyeceğim.", dedi. Tam manasıyla saçmalıyordu. "Bundan bir kaç ay önce olsa kesinlikle Superman izlemek isterdim." dedim ve güldüm. Henry beni kendine çekip konuştu, "Neden?", "Senin oynadığın filmlerin ve dizilerin bağımlısıydım. Seni görmek, olmayacak hayaller kurmak en büyük hobimdi.", "Olmayacak hayaller derken? Bu hayallerin mekanı umarım yataktır.", dedi. Kahkaha attım, aklı fikri cinsellikte olması komiğime gidiyordu. "Bir çoğu öyle olsada, aslında çocuksu hayallerim vardı." , "Mesela?", "Cidden bunları duymak istediğine emin misin?", "Elbette eminim, sevgilimin aşık olduğu aktörle ilgili hayallerini merak ediyorum.", "Peki, yani basit ve çocuksu işte. Hayranı olduğun aktörle çıkmak, evlenmek gibi hayaller işte. Sanırım bir tarafım asla büyümeyecek. Hayal kurmaktan kendimi alıkoyamamam normal mi?", "Elbette normal, senin hayallerin olmasaydı şu an ikimizin de hayatlarında başkaları olurdu. Bence hayal kurmaktan asla vazgeçmemelisin.", dedi. Yine haklıydı. Kurduğum o salak saçma düşler olmasa belkide Henry ile hiç tanışamamış olabilirdim. "O zaman Superman'i izleyelim, duyduğuma göre baş roldeki adam acayip yakışıklıymış. Ayrıca dolgun bir kalçası varmış.", Henry'nin söylediklerinden dolayı gülmekten yarılmıştım. "Bence Chris Evans'ın kalçasının yanından geçemez.", dedim. Henry kaşlarını çatıp bana baktı, "Kızım sen kalça görmemişsin, lütfen bu filmi düzgün izlemeni öneriyorum.", Henry'nin söylediklerine gülüp, mısır tabağından bir kaç tane mısır alıp ağızıma götürdüm. "Bence Captan Amerika, Clark Kent'ten daha iyi bir kahraman.", dedim. "El, Captan Amerika da kim oluyor söyler misin, Clark Kent diyoruz, dünya yakışıklısı bir adam, bir sürü süper gücü var ve ayrıca kızıl bir hatuna çakıyor daha ne olsun.", yüzümü buruşturdum. Söyledikleri çok komikti ama girdiğimiz oyun icabı gülmemem gerekliydi ama asla bu kurala uyamadım ve güldüm. "Captan Amerika'nın da Natasha'sı var ve o da bir ara kızıldı." dedim. "Dalga geçiyor olmalısın, doğal kızılın yerine kimse tutamaz.", "Bak bu konuda haklısın." dedim ve saçlarımı savurdum. Henry üzerime eğilip yanağımı öptü. "Çok tatlısın.", dedi ve ben eriyip koltuktan yere doğru aktım. O saatten sonra beynim yerine hamur taşıdığıma yemin edebilirdim.

>><<

"Kabul et Clark Kent'in azdırıcı bir yakışıklılığı var.", kesinlikle hakılıydı. Oldukça azdırıcı bir adamdı kendisi. Gülümseyerek, "Yanılıyorsun. Bence Batman daha azdırıcı.", dedim. Onunla oyun oynamak hoşuma gidiyordu. Henry ağzını sonuna kadar açmış, şok olmuş vaziyette bana bakıyordu. "Ne var? Doğruyu söyledim. Çoğu zaman Clark Kentin gözlükleriyle dalga geçiyorduk.", dedim. Aslında bu yalandı, gözlük ona o kadar çok yakışıyordu ki, onun gözlüklü haline düşmeyecek insan tanımıyordum. Henry kumandayı alıp televizyonu kapattı. "Tanrım Henry ciddi olamazsın! En güzel yeriydi." dedim. "Bunu sen istedin Ella Karina." dedi ve üzerindeki siyah tişörtünü çıkardı. Gözlerimin önündeki karın ve göğüs kasları nefesimi kesmişti. Kaslarına baktıkça içimdeki azgın orospu her bir noktasını yalamak istiyordu. Öksürüp kendime gelmeye çalıştım, Henry'nin oynadığı oyunu devam ettirmeliydim. "Daha iyilerini görmüştüm." dedim. Bu düpedüz yalandı ama Henry'nin bozulan suratını görmek çok büyük bir haz veriyordu. "Ben de bir çok kızıl saçlı gördüm." dedi. Şu an tam bir çocuk gibi davranıyordu. "Öyle mi? Siz kaşındınız bay Cavill, kucağımdaki kaseyi sehpaya koyup onun gibi ayağa kalktım. Üzerimdeki askılı badimi çıkarttım. Siyah dantelli ve oldukça erotik sütyenimle kalmıştım. Göğüslerimi gösterip konuştum, "Bence bunları daha önce görmemişsindir.", dedim. Tek kaşımı kaldırmış yüzüne bakıyordum. "Bundan daha iyileriyle karşılaşmıştım." dedi. "Ciddi olamazsın! O zaman iddiaya girelim.", "Ne iddası?", "İlk kim bir diğer kişiyi azdıracak olursa, diğer kişi iki gün boyunca kazananın her dediğini yapmak zorunda kalacak.", Henry bir kaç saniye düşündükten sonra uzattığım işaret parmağımı, kendi işaret parmağıyla sarmıştı. "Kabul.", "Dokunmak yok.", dedim. "Tamam.", kesinlikle ben kazanacaktım. Bundan yüzde yüz emindim.

PATRON  (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin