♫Günün şarkısı; Müslüm Gürses - Bir Anda
Bugün doğum günü olan bütün arkadaşlarımı gönülden tebrik ediyorum! Umarım değil bu yaşları, gelecekte dolduracağı bütün yaşları onlara mutluluk, huzur ve sağlık getirir!
29. Bölüm
Ailecek akşam yemeği için masanın arkasına geçmiştik. Yavuz ile şirketten ayrılırken Eylem'i de akşam yemeğine davet etmiştik. Bugün ihaleyi almalarının şerefine birer kadeh daha kaldıracaktık, fakat en önemli haber bize aitti. Çünkü bugün aile ile Hatice konusunu paylaşacaktık ve bu durum içimin kıpır-kıpır olmasına neden oluyordu. Öte yandan Yavuz ile barışmış sayılıyorduk.
"Bu gece için çok mutluyum!" dedi Selim sevecen bir ifade ile.
"Neden?" dedi Nazmi samimi bir tebessümle. Hamit baba ve Gülümser anne, kısacası konak fertleri onu çok sevmişti ve misafir olarak ağırlamaktan memnuniyet duyuyordu. Öte yandan Nazmi de onları sevmişti. Bu durum beni mutlu ediyordu çünkü onların anlaşmasını çok istemiştim.
"Bir de soruyor musun, Nazmi kardeş?" dedi Mücahit teessüf edercesine.
Nazmi mahçup bir şekilde kafasını sallayıp, "Doğru ya! Sevdikleri ile birlikte!" dedi. "Benimki de soru cidden!"
Nazlı küçük bir kahkaha atıp, "Sevdiği ile desen daha doğru olur!" dedi.
Nazmi anlamayarak ona baktığında Gülümser anne elinde koca bir tabak şakşuka ile salona girdi ve o an Selim gözlerindeki inanılmaz parıltı ile ayaklandı.
"İki gözümün çiçeği Gülom, midemin sultanını getirirken haber versene. Hazırlıksız yakalanıyorum her seferinde. Böyle giderse kalp krizi geçireceğim!"
"Ha?" dedi Nazmi ve Hatice gülerek, "Selim amca şakşukayı çok seviyor, Nazmi dayı!" dedi.
Nazmi dudaklarını büküp şaşkın-şaşkın Selim ve şakşukaya bakarken Eylem küçük bir kahkaha attı. Ardından diğerleri de dayanamayıp gülünce Nazmi de pek kendini tutamayıp güldü.
"Ne diyeyim ki? Gülümser teyze kavuştursun." dedi Nazmi gülerek.
Selim küçük bir kahkaha atıp, "Sevdim seni uzun çocuk!" dedi. "Ama seninle şakşukamı paylaşmamı bekleme."
"Peki." dedi Nazmi gülerek. "Zaten ben şakşuka sevmem."
"Ne?!" dedi Selim dehşet verici bir ifade ile. Ateş yüzünü buruşturup Nazmi'ye çevrildi. "Ne yaptın sen, Nazmi?" dedi.
Nazmi ne yaptım ki? dercesine ona baktığında Selim kaşları çatık bir ifade ile, "Alın şu parlatıcı beyinli Nihal Ziyagil kılıklı herifi benim karşımdan!" dedi. Selim tam bir Aşk-ı Memnu fanı, Nihal Ziyagil antisi idi.
"Nihal Ziyagil mi?" dedi Nazmi dehşetle. Oysa Nazmi de en az Selim kadar Aşk-ı Memnu fanı idi. "Cemile deseydin canım daha az yanardı, şakşuka reyis!"
Selim şaşkınlıkla, "Sen de mi Aşk-ı Memnu fanısın?" dedi.
"Forever Firdevs Yöreoğlu!" dedi Nazmi. Eyvallah dercesine yumruğunu göğsüne vurdu ve elini göğsünden ayırdığında "peace" işaresi yaptı.
"Adamsın!" dedi Selim heyecanla. "Peki ya sence Beşir mi, Cemile mi, Nesrin mi yoksa Süleyman efendi mi?"
"Hah, şaşırtmaçlı soru bu!" dedi Nazmi kendinden emin bir şekilde, Güldür Güldür Fikri bey edası ile.
"Cevabı sadece gerçek bir Aşk-ı Memnu sevdalısı bilebilir dermişim." Diye dalga geçen Ateş, Selim'in keskin bakışları ile karşılaşınca ağzına fermuar çekiyormuş gibi yaptı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Umutlar
FanficYirmi beş yaşındaki Bahar, günün birinde manevi ailesinin ölümü ile sarsılır. Biolojik annesinden aldığı bir mektupla rüya gibi devam eden hayatı adeta bir kabusa dönüşür. Yıllar önce manevi ailesi ile giden Bahar, yıllar sonra yeniden biolojik aile...