♫Günün şarkısı; Ebru Gündeş - Teşekkür ederim
#EvdeKal
Herkes'e merhaba! İki gündür bölüm atmaya çalışıyorum, bu bölümden sonra yine uzun bir ara bırakırım diye düşünüyorum. Çünkü bazı okurlar hala hayalet okur olarak kalmaya devam ediyor. Lütfen emeğe saygı olarak satıriçi yorum yapınız. Şu zor günlerde biraz eğlenelim, kafamız karışsın diyorum ama benim verdiğim 2 saatlik emeğe değer vermiyor çoğu. Lütfen yorumlarınızı eksik etmeyiniz.
Teşekkürler. Seviliyorsunuz <3
Bölüm. 16
Uykum, alnıma değen sıcak dudaklarla açılmıştı. Biri saçlarımı okşuyordu. Homurdandım ve yüzüme yayılıveren tebessüm ile yanağımı yastığa sürttüm. Elimi ağzıma kapatıp esneyerek gözlerimi araladım yavaşça. Bir çift masmavi gözler direkt odağıma girmeyi başarmıştı. Yavuz elini yanağına bastırmış, beni izliyordu.
"Günaydın." dedim gülümseyerek. "Erken mi kalktın?"
"Günaydın." Gülümsedi. "Hayır, biraz önce kalktım."
"Ya," Tek gözümü kapatıp ona baktım. "Uyandırsaydın ya beni."
"Seni uyurken seyrdetme şansım pek olmamıştı. Biraz keyfini çıkarayım dedim."
Elimi yüzüne yerleştirdim kendimden bihaber bir şekilde. Gözlerini kapattı. Baş parmağım ile hafifçe okşadım gülünce ortaya çıkan ince, çizgi şeklindeki gamzelerini. Bunu neden yapıyordum hiç bilmiyorum, fakat hoşuma gidiyordu. Benim ellerim kışın hep soğuk olurdu. Genellikle hiç bir zaman sıcak ellerim olmamıştı, onun ise sıcacık elleri ve sıcacık bir teni vardı. Ellerimin soğuğuna bulaşan sıcaklığı hoşuma gidiyordu.
"Saat kaç ki?" dedim gözlerim hala gamzelerindeyken.
"On'a geliyor."
"Hemen çıkalım yataktan." diyerek elimi yanağından çektim. "Sen işe gideceksin. Ben de Eylem ile buluşmalıyım."
"Eylem ile yine hayırdır ya?!"
"Eylem'ı kıskandığını ne zaman kabul edeceksin?" dedim gülerek. "İşimiz var."
"Ne işiymiş bu?"
Bir şey demeden yatağın diğer tarafına çevrildim. Selma konusunu halledecektik. Annesi ile konuşacaktık Selma'nın. Bunu yalnız yapamazdım. Eylem'in yanımda olması lazımdı. O, benim için güç demekti, benim onun için bu anlama gelmem gibi. O, gemi için gönderilmiş bir adadan başkası değildi. Birgün herkes giderdi, ama deniz hep o dalgalı okyanusun ortasında beklemesini bilecekti.
"Bahar?" dediğinde çoktan ayaklanıp sabahlığımı giymiştim.
"Efendim?"
"Soru sordum sana."
"İşimiz var işte, Yavuz." diyerek banyoya girdim ve suyu açıp yüzümü yıkadım. Yavuz da arkamdan gelmişti.
"Ne işi?" dedi. Suyu kapatıp çevrildiğimde havluyu alıp bana uzattı. Havluyu aldım ve yüzüme bastırırken, "İş işte, Yavuz!" dedim.
"Hadi bana da söyle." dedi.
"Olmaz." dedim havluyu asarken. Çekilecekken Yavuz beni engelledi ve beni ittirdi. Kalçam lavabonun kenarına çarparken kollarını iki yanıma koyup beni lavabo ile kendi arasında sıkıştırdı.
"Ne yapıyorsun ya?" dedim ürkerek.
"Söyleyecek misin?" Üzerime biraz daha eğildi.
"Hayır ya!" dedim. "Kadınsal meseleler!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Umutlar
Hayran KurguYirmi beş yaşındaki Bahar, günün birinde manevi ailesinin ölümü ile sarsılır. Biolojik annesinden aldığı bir mektupla rüya gibi devam eden hayatı adeta bir kabusa dönüşür. Yıllar önce manevi ailesi ile giden Bahar, yıllar sonra yeniden biolojik aile...