FİNAL~

4.8K 326 67
                                    

Dört yıl sonra Seul / Kore

 

Narin~

Han nehri manzarasına bakan balkonumda elimde kahvem her akşam yaptığım gibi otururken aklıma gelen –ya da aslında hiç çıkmayan- o günlerin acısı oturdu içime bir kere daha. Mehmet'le yan yana yürüdüğümüz o gün her bir anıyla daha dünmüş gibi hafızamı zorlayıp duruyordu.

Ah anlatmadın değil mi? Ben Seul National University de eğitimimin son yılını tamamlıyorum bu yıl. İnternlik günlerim bir su gibi akıp giderken hayatımın bundan sonraki bölümü nasıl olacak hiçbir fikrim yok. Dört yıl önce Ji Sub ile bu ülkeye geldiğimde her şey tozpembeyken şu anda safran sarısı günler yaşıyorum.

Buradaki dört yıl benim için hiç de kolay olmadı. İlk günler Kore'de olmanın verdiği sarhoşlukla etrafımdaki farklı davranışları kavrayamasam da ilk senenin sonunda gözümün önünde ki perde büyük bir hızla yırtıldı.

Kore'de ünlü bir isimle birlikte olmak, cehennemin ağzında yaşamakla aynı anlama geliyormuş anladım. Ji Sub'un fanatik hayranları tarafından taciz edilmediğim bir gün bile olmadı diyebilirim. Sevgi anlamını o kadar uçlarda yaşayan hayranlar var ki, insan inanmakta zorluk çekiyor.

İlk iki yıl birlikte sokağa bile çıkmadık. En ufak bir gezi planımız bile özenle talan edildi. Hatta benim adıma bir anti fan kulüp bile kuruldu ki bu şaka gibiydi gerçekten.

"Kore'nin en yakışıklı aktörünü kandırıp baştan çıkaran Türk kızı" lakabım bile satırlara sığmıyordu. Şimdi olanları gülerek hatırlasam da o zamanlar hiç de böyle değildi durumum.

En trajikomik olanda Ji Sub ile aramızda öyle bir yakınlaşmanın yaşanmamış olmasıydı. El ele tutuşmak hariç hiçbir tensel yakınlaşma yaşamamıştık iki yıl boyunca. Ben ne kadar üzülsem de, anlayamadığım bir şekilde uzak duruyordum ondan. O da duygularını belli etmeden yanımda durmaya devam ediyordu.

 Adam yakışıklı, zengin, nazik, ilgili, duyarlı... Gel gelelim benim kalbimde tek bir kıpırtı bile yok. Ciddi ciddi bir psikiyatristten yardım almayı düşündüğüm oldu. Ama hastalığımın adını biliyordum ki ben; "Bulup da bunamışlık sendromu...

Onca hengamenin içinde benim için öyle güzel ortamlar hazırlıyordu ki. Evden hiç çıkmadan bütün dünyayı ayağımın altına sermenin yollarını buluyordu her seferinde. Onu yaptığı her fedakarlıktan sonra ben biraz daha küçülüyordum karşısında.

İkinci yılın sonunda ağır bir psikolojik bunalıma girdim. Evime dönmeyi kendime yediremiyordum ama burada da sıkışıp kalmış gibiydim. Narin, hiçbir zorluktan yılmazdı ve bu okul körede bitecekti! Bitecekti elbet ama bende hafiften yoldan kaymaya başlamıştım.

Yine elbette gizli olarak gidip geldiğim psikoloğun yardımıyla biraz kendimi toparlar gibi olduysam da asıl kurtarıcım her zaman olduğu gibi Murat oldu.

Üçüncü yılda Bade ile yaptığımız gizli konuşmalardan birini fark ettirmeden dinleyen Murat'ı ertesi gece kapımın önünde gördüğümde neredeyse kalp krizi geçirecektim. Çünkü tam düzelttim sandığım psikolojimin  iyice raydan çıkıp sanrılar görmeye başladığımı düşündüm ilk anda.  Murat'ı görmenin verdiği sevinç kısa sürdü elbette. Benim minik buzağım her gördüğü koreliye kafa göz dalmaya başladığında olaylar artık iyice yoldan çıkmaya başlamıştı ki, Ji Sub un menajerinin aklına bir fikir geldi.

Murat ve ben sevgili olacaktık! Evet sizde şu an kahkaha atıyorsunuz biliyorum biz de aynı tepkiyi verdik zaten. Ama mucizevi bir şekilde işe yaradı. Ben Kore'de okumaya gelen masum Türk kızı oluverdim bir anda ve Ji Sub bana yaban ellerde sahip çıkan en yakın arkadaşım!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 21, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BelkiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin