"Sana...
Ruhum...
İçimin yangını...
Hangi seher getirecek seni bana..
Bilmiyorum...
Gözlerinin toprağında yeşertirken bütün umudumu...
Gözyaşlarımla besliyorum tohumlarını aşkımın... "
Durum değerlendirmesi 1
Şimdi bu karşımdaki doğal güzellik So ji Sub olduğunu iddia ediyor ki aslında o olduğunu eminim. Ama biz kapalıçarşı çocuğuzuyuz güzelim. Öyle hemen balıklama atlayamayız değil mi?
" Merhaba. Ben Narin. Anlattıklarınız gerçekten inanılmaz. Aslında haklısınız kore hakkında bilgim var. Ve sizi de tanıyorum tabiki. Ama açıkcası gerçekten siz olduğunuzu nereden bilebilirim ki? "
Yüzüne hafif bir tebessüm yayılmış bana bakıyordu.
"İnsanın kendisi olduğunu nasıl kanıtlayacağını bilemiyorum açıkcası kimliğim de çantamdaydı. "
Düşün kızım Narin emin olmadan kalp krizi geçiremezsin!...
Aha!!
"Şey... Immm... Aslında bir yolu var.."
"Nasıl?"
"Dövmelerinize bakabilirim."
Allah'ım onasıl bir sırıtıştır acaba!!! Ufak sırıtışı tüm yüzüne yayıldı. Üzerindeki blazer ceketinin kolunu çıkartıp bana gösterdi. Ahh işte oradalar. Diğer ikisini geçip beni en çok etkileyen dövmeye dokunmadan yapamadım. Parmak uçlarım karıncalanıyordu.. Ama durmadım. "Let's have fun and love life" bu dövmenin onun için anlamı çok büyüktü biliyorum.
Hiç istemese de kendime gelip bir adım geri çekildim. Gözlerine bakdığımda biraz büyümüşlerdi. Tabi ya adama dokunmuştum. Kızım Narin sen bu günü atlatırsan madalya takıcam!!
" Artık emin olabilirm sanırım."
"Sanırım"
Öldürün beni!!!!
"O zaman ne yapmamızı öneriyorsunuz ? Konsolosluğa gidemiyoruz. Telefonunuz yanınızda değil. Peki kaldığınız otelin adını biliyor musunuz? Oraya götürebilirim sizi isterseniz. "
Evvet son derece mantıklı bir cümlenin sonunu görebilmiştim!
Kaldığı otelin adını söylediğinde telefonumu elime alıp hazreti google a sordum. O da hemen bilmem kaç sonuçla bana cevap verdi. Otelin resmini gösterdiğimde orası olduğunu teyid edince hemen bir taksi çevirdim. Adresi şoföre söyleyip tahmini ücretinide verip ona geri döndüm.
"Taksici sizi otelinize bırakacak. Bu arada tanıştığımıza memnun oldum. Gerçekten iananılmaz bir oyunculuğunuz var. Başarılar"
diyerek elimi uzattığımda bir süre elime baktı. Sonra çantamın ön kısmında takılı olan kalemimi alıp elinin avuç içini çevirdi.
"Telefonunu buraya yazar mısın? Sana özel olarak teşekkür etmek isterim"
Büyük bir sukunetle elini tutup! Telefon numaramı ve adımı yazdım. Sanırım ilahi bir güç beni yönlendiriyordu çünkü ben çoktan üçüncü şahıs olmuştum. Elimi sıktı gözlerimin içine baktı ve taksiye binip ufak bir baş selamıyla yanımdan ayrıldı....
Acaba rüya mı görmüştüm. Yoksa komaya mı girmiştim. Bunlar gerçekten benim başımamı gelmişti yani...