Thanks to @ateezblueprint
Yeosang aynadaki yansımasına bakarak iç çekti, alnındaki yara izine bakıyordu. Yara izi o altı yaşındayken olmuştu ve o büyükçe onu özgüvensiz kılmıştı. Saçlarını geri koydu, yarayı sakladı, sonra sırt çantasını alarak aşağı indi.
"günaydın anne" onu mutfakta gördüğünde sarıldı. " sonra görüşürüz"
"ama henüz kahvaltı yapmadın"
"sorun değil, çok aç değilim. okulda yerim"
"pekala, okulda iyi şanslar"
"teşekkürler" dedi Yeosang evden çıkmadan önce. dışarı çıktığında Wooyoung'un arabayı park ettiğini gördü. wooyoung yeosang'ın 4 yıldır en iyi arkadaşıydı ve onu her sabah okula götürürdü. " hey woo" dedi yeosang arabasına binerken.
"hey" wooyoung esnedi ve arabayı çalıştırdı.
"dün gece dışarı mı çıktın? kim okul gecesi dışarı çıkar ki?"
"ben" dedi wooyoung açıkça. " okul geceleri dışarı çıkmayı sevmediğini bildiğim için artık seni davet bile etmiyorum"
"pekala, okul gecesi geç saatlere kadar ayakta kalmayı sevmememin bir nedeni var, ertesi sabah zombi gibi görünmek istemiyorum"
" zombi gibi görünmüyorum" wooyoung kaşlarını çattı. " ama çok yorgunum, uyumak istiyorum"
" bu şekilde nasıl araba süreceksin" yeosang, wooyoung'a baktı ve onun uykuya dalmak üzere olduğunu farketti " bu güvenli değil"
"o zaman sen sür, zaten ehliyetin var"
" iyi dışarı çık" ikisi koltukları değiştiler. yeosang'ın arabayla okula gitmemesinin bir sebebi vardı, onun henüz arabası yoktu. " kemerini tak"
"iyi" wooyoung gözlerini kapatıp uykuya dalmadan önce kemerini taktı.
-
" woo iyi olduğuna emin misin, niye hemşirenin ofisine gitmiyorsun?" diye sordu yeosang en yakın arkadaşına ve kafasını sıraya dayadı.
" ben iyiyim" wooyoung gözlerini kapattı.
"sana geç saatlere kadar kalmamanı söylemiştim niye beni dinlemiyorsun?"
"yeo, şimdi zamanı değil"esnedi " korkunç hissediyorum"
"hadi hemşireye gidelim, öğretmene soracağım" parmağını kaldırdı
" evet, yeosang" diye sordu öğretmen
" wooyoung iyi hissetmiyor, onu hemşireye götürebilir miyim?" öğretmen yeosang'ın sorusuna cevap vermeden önce wooyoung'a döndü.
" elbette, onu hemşireye götürebilirsin"
"teşekkürler efendim" yeosang wooyoung'un eşyalarını topladı ardından kendi çantasını aldı ve wooyoung'un ayağa kalkmasına yardım etti. sınıftan çıktıklarında yeosang hemşirenin ofisine yürümeye başladı. ama wooyoung yürümeyi bıraktı ve çantasını ondan aldı.
yeosang ona birdenbire nasıl iyi göründüğünü anlamayarak baktı. " gidip biraz yemek yiyelim, açlıktan ölüyorum" wooyoung okulun çıkışına doğru yürümeye başladı.
"ne? hasta hissettiğini düşünüyordum"
"hayır" wooyoung kıkırdadı. " sadece şu sıkıcı dersten çıkmak istedim. o zamandan beri hasta numarası yapmak zorunda kaldım, yalan söyleyemediğini biliyorum."
"sen ciddi misin" yeosang wooyoung'un koluna vurdu. " endişelenmiştim"
" benim hatam değil, çok iyi bir oyuncuyum." sırıtıyordu. " hadi biraz yemek almaya gidelim"
" ama başımız belaya girecek! okula gitmem dersi geçmem için çok önemli"
" sadece bir ders... hadi ama" wooyoung yeosang'ın kolunu tuttu ve onu okuldan dışarı sürükledi.
-
yeosang ona kızgın olduğundan, wooyoung bir fırına gitmeleri gerektiğine karar vermişti. ikisi fırına girdi ve bir masaya oturdu. yeosang kollarını göğsünde çaprazlamıştı, en iyi arkadaşının ona yaptırdığı şey yüzünden açıkça kızgındı.
"hadi ama yeo, neşelen. en sevdiğin kurabiyelerden aldım"
"bana kurabiye alman yeterli değil,sana gerçekten kızgınım" kaşlarını çattı. "bana yalan söyledin ve derse katılımımın en iyisi olmasını istememe rağmen dersi atlattırdın"
" en sevdiğin kurabiyeleri yerken buna değdiğini anlayacaksın" wooyoung elini havaya kaldırdı,birini çağırıyordu.
" bu kim?" diye sordu yeosang onlara doğru yürüyen yabancıyı gördüğünde.
wooyoung erkek arkadaşının arkadaşı onlara doğru yürürken " San'ın arkadaşı" dedi.
"hey" çocuk oturdu " henüz sipariş vermediniz mi?"
"henüz değil" wooyoung elini sıktı.
" san nerede?"
" az önce bana yazdı ve geç kalacağını söyledi, öğretmeni sınıftan ayrılmasına izin vermemiş"
yeosang wooyoung ve arkadaşı konuşurken yalnızca aşağı bakıyordu, ama ara sıra gerçekten iyi görünen yabancıya da göz atıyordu. neden wooyoung daha önce bu çekici arkadaştan bahsetmemişti? yeosang onunla daha sonra ciddi bir konuşma yapacaktı.
"hey şirin şey adın ne?" yabancı wooyoung sipariş vermeye gittiğinde yeosang'a baktı.
"yeosang" dedi ve yabancı ona baktığında kızardı.
" memnun oldum yeosang, ben seonghwa" ona gülümsedi. " ama sen... rahatsız görünüyorsun, her şey yolunda mı"
" sadece yeni insanlarla tanışmada iyi değilim" dedi yeosang dürüstçe. " bu yüzden pek fazla arkadaşım yok"
" wooyoung sana geleceğimi söylemedi mi?" diye sordu seonghwa, yeosang başını sağa sola salladı
"hatta buraya gelme planı olduğunu bile söylemedi. bana yalan söyledi bu yüzden buradayım" iç çekti " üzgünüm tuvalete gitmeliyim" dediğinde biraz rahatsız hissediyordu. gerçekten iyi görünümlü yabancıyla yalnız kaldığında ne yapacağını bilememişti.
yeosang kalktı ve tuvalete doğru yürümeye başladı. seonghwa oturmaya devam etti ve wooyoung geri döndüğünde ona baktı.
" ne? yeosang nerede?" etrafına bakınırken sormuştu.
"bu yaptığın hoş bir şey değil wooyoung" seonghwa kollarını gösünde çaprazladı.
"ne yapmışım?" diye sordu sanki yanlış hiçbir şey yapmamış gibi.
" sen yeosang'ın en yakın arkadaşısın. yeni insanlarla tanışırken rahat olamadığını bilmeliydin ama yine de ona söylemeden beni davet ettin. ve onu istemeden buraya getirdin.bu berbat bir şey"
"bu kadar ciddi olduğunu düşünmemiştim... o nerede"
" tuvalete gitti. gerçekten çok rahatsızdı"
" sadece ona yardım etmeyi denemiştim" wooyoung iç çekti. " o gerçekten çok utangaç, ben de yeni arkadaşlar edinmesinde yardım etmeyi deniyorum. eğer ona söylemiş olsaydım kabul etmezdi. bir süredir arkadaş olmamıza rağmen henüz onunla tanışmamış olma sebebin de bu. ama onu rahatsız hissettirmek ya da başka bir şey yapma niyetinde değildim"
"yine de önce ona sormalıydın"
wooyoung bir şey söylemek üzereyken, yeosang tuvaletten dönmüştü. "hey yeo eğer istemiyorsan ayrılabiliriz" wooyoung kalkmak üzereyken yeosang onu geri oturttu , başını iki yana salladı ve seonghwa'nın karşısına oturdu.
" ben iyiyim, kalabiliriz. yeni arkadaşlar edinmek istiyorum"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Our Past | seongsang
Fanfiction@ateezblueprint'ın Our Past | seonsang kitabının çevirisidir. Kang Yeosang'ın alnında küçükken karıştığı araba kazasından kaynaklı bir yara izi vardı. Yara izi onu büyüdükçe özgüvensiz kılan bir şeydi. Daha sonra Park Seonghwa ile tanıştı, hayatı...