"bugün okul nasıldı?" diye sordu minho seonghwa'ya odasına çıkarken. "seni okuldan sonra görmedim"
"evet, acele etmem ve işe gitmem gerekiyordu." seonghwa ona küçük bir gülümseme verdi. " ama iyiydi sanırım" başını salladı "senin?"
"aslında gerçekten iyiydi." minho gülümsedi. "ortaokuldan bir arkadaşımı gördüm. taşındığında arkadaş olmayı bırakmıştık ama bugün onu tekrar gördüm. gerçekten harikaydı"
"gerçekten mi? bu iyi. onunla konuştun mu?"
"konuştum" başıyla onayladı. " ama tuhaf olan ne biliyor musun?"
"ne?"
"arkadaşın onu öpüyordu."
"arkadaşım mı? ne arkadaşı?"diye sordu seonghwa hemen.
"tamam bana daha önce tanıştığım birini hatırlattı ama kim olduğunu bilememiştim... ama şimdi eski arkadaşım geri döndüğünde arkadaşın yeosang ile daha önceden ortaokuldan tanıştığımı hemen anladım."
"yeosang'ı zaten tanıyor muydun?" diye sordu. "arkadaş mıydınız?" seonghwa aslında neden yeosang'ın o çocuğu öptüğünü sormak istese de bunu sormuştu.
"hayır, gerçekten değildi" başını iki yana salladı. " öpüşmelerinin tuhaf olduğunu söylüyorum çünkü... yeonjun ve yeosang eskiden en iyi arkadaşlardı ama sonra arkadaş olmayı bıraktılar ve yeonjun ona zorbalık yapmaya başladı.
"ciddi misin? bu yeonjun denen çocuk kim? ve neden bir zorbayla arkadaş oldun?"
"bilmiyorum" minho kaşlarını çattı. "ama söz veriyorum onun gibi değildim ve yaptığına asla katılmadım. yeosang'ı her zaman savunurdum." seonghwa'nın yanağını öptü ve başını omzuna yasladı. " ama yerinde olsam yeonjun'a güvenmezdim... lütfen arkadaşına dikkat et. ona da göz kulak olacağım bu yüzden endişelenme."
"bu yeonjun denen çocuk o kadar kötü mü?"
"öyle" minho başıyla onayladı. " ve eminim geri dönmesinin nedeni yeosang'ın hayatını perişan etmek. yani... neden öpüştüklerini anlamıyorum ama sanırım yeonjun onu zorlamış olabilir. bu yüzden arkadaşına dikkat et."
-
yeosang dolabından bazı ders kitaplarını çıkarırken yeonjun'un sonunda ona doğru yürüyeceğinden korktuğu için elinden geldiğince hızlı halletmeye çalışıyordu. dolabı kapatmadan önce birinin omzuna dokunduğunu hissetti ve korktu.
"afedersin" seonghwa hemen özür diledi ve yeosang dolabını kapattı ve arkasını döndü.
"sorun değil" ona küçük bir gülümseme verdi. " ama artık benimle konuşmayacağını sanıyordum"
"hala arkadaşın olmak istiyorum." seonghwa kolunu yeosang'ın omzuna geçirdi ve okulun çıkışına doğru yürümeye başladılar.
"d-ders başlamak üzere"
"merak etme hala zaman var. seninle konuşmam gereken bir şey var"
"nedir?" diye sordu yeosang. seonghwa okulun dışına çıkıncaya kadar sessiz kaldı.
"yeosang arkadaş olduğumuzu biliyorsun değil mi?" diye sordu. "birbirimizi sadece birkaç haftadır tanıyoruz ancak bu kısa sürede gerçekten yakınlaştık. son zamanlarda birbirimizden uzaklaşmış olsak da bana güvenebileceğini biliyorsun ve eğer biri seni incitirse o bokun hakkından geleceğimi biliyorsun değil mi?"
"evet bunu biliyorum" yeosang başıyla onayladı. " ve gerçekten minnettarım"
"güzel, bunu bildiğine sevindim." seonghwa gülümsedi ve konuşmaya devam etti ancak yeosang'ın gözleri okulun girişine doğru kaydı ve yeonjun'un onlara doğru yürümeye başladığını ve ona baktığını gördü.
"s-seonghwa,gitmeliyiz" yeosang seonghwa'nın kolunu tuttu ve onu otoparka doğru çekmeye başladı. yeonjun hemen onlara doğru koşmaya başladı ve onları yakaladı.
"ah, yeosang" yeosang'ın kolunu çekti ve onu seonghwa'dan uzaklaştırdı. "bu kim?" seonghwa'ya baktı ve onu baştan aşağı süzdü.
"o-o sadece bir arkadaş" dedi yeosang
"ve bu kim?" seonghwa karşısında duran çocuğa bakarken kollarını göğsünde çaprazladı.
"ben yeonjun" gülümsedi "yeosang'ın iyi bir arkadaşı"
seonghwa'nın kanı yeosang'ın kabadayısının kendisine yeosang'ın arkadaşı dediğini duyunca kaynamaya başlamıştı.
"evet bundan şüpheliyim" seonghwa yeosang'ın elinden tutup onu yeonjun'dan uzaklaştırdı ve arkasında durmasını sağladı. "yeosang'ın varlığından rahatsız olduğunu görebiliyorum. iyi bir arkadaşını gördüğünde böyle hissettiğini sanmıyorum."
" o sadece utangaç" yeonjun gülümsedi. " ne de olsa benden hoşlanıyordu"
"pekala onu rahat bırakmanı öneririm" seonghwa yeosang'ın elini tutarken onu uzaklaştırmaya çalıştı. " seni onun yakınında görürsem yemin ederim ki-..."
"bekle sen minho'nun erkek arkadaşı değil misin?" diye sordu. " sabah okul başlamadan önce seni onunla gördüm."
"benim...yani?"
"erkek arkadaşınla olman gerekirken neden burada yeosang'la birliktesin?"
"bu seni ilgilendirmez" seonghwa onu tekrar uzaklaştırdı. "şimdi yeosang'ı rahat bırak"
"ya yapmazsam?" yeonjun, seonghwa'ya yaklaştı. " ne yapacaksın?"
"senin sorunun ne?" seonghwa ondan uzaklaştı.
"tek söyleyebileceğim minho'nun erkek seçme konusunda iyi bir zevki var" gülümsedi. "ama onun kim olduğunu bilseydin yeosang'ı savunacağını sanmıyorum"
"neden bahsediyorsun?"seonghwa gözlerini devirdi.
"şimdi hiçbir şey söyleyemeyeceğim ama yeosang hakkında söylemem gereken çok şey var. bu arada söylemem gereken şeyler iyi değil. arkadaş olduğumuzda duyduğuma göre babasının yaptığı bir şeyler var"
"ne olmuş babama?" yeosang sordu. " yıllar önce öldü ne diyorsun?"
"artık bir şey söyleyemeyeceğim..." yeonjun kollarını göğsünde çaprazladı. "ama annenin birkaç yıl önce arkadaş olmayı bırakmamızdan birkaç gün önce ilginç bir şey söylediğini duydum... yakında öğreneceksin " yeonjun onların yanından geçti ve uzaklaştı.
"yeosang neyden bahsettiğini biliyor musun?" diye sordu seonghwa ona
"ha-hayır" başını iki yana salladı "b-bilmiyorum"
Düzenli yorum atan ve beğeni veren birkaç okurum var sayelerinde gerçekten motive oldum ve o yüzden bugün 2 bölüm birden gelecek. Akşam tekrar görüşmek üzereee <3333
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Our Past | seongsang
Fiksi Penggemar@ateezblueprint'ın Our Past | seonsang kitabının çevirisidir. Kang Yeosang'ın alnında küçükken karıştığı araba kazasından kaynaklı bir yara izi vardı. Yara izi onu büyüdükçe özgüvensiz kılan bir şeydi. Daha sonra Park Seonghwa ile tanıştı, hayatı...