"hey seonghwa" yeosang, okuldan çıktığını görür görmez ona doğru koştu.
"ah merhaba" seonghwa ona gülümsedi."bir sorun mu var?yeonjun denen çocuk yine canını mı sıktı?"
"hayır,ondan değil" yeosang başını iki yana salladı. "s-sana daha önce teşekkür etmeyi unuttum. bana arka çıktığın için teşekkürler. " aşağı baktı
"sorun olmadığını biliyorsun sangie"
"sangie?" terkar seonghwa'ya baktı
"evet... sana öyle diyebilir miyim?"
"evet tabii" dudaklarında küçük bir gülümseme belirdi. "sana şey diyebilir miyim...?" yeosang bir süre takma ad düşündü "hwa?"
"elbette" seonghwa başını salladı. "dediğim gibi... sorun yok. burada kalıp konuşmak isterdim ama işe gitmem gerekiyor."
"ah" yeosang başını salladı."o zaman yarın görüşürüz"
"yarın görüşürüz" ama ikisi de yürüyemeden minho seonghwa'ya koştu ve kollarını ona sardı.
"bebeğim... işe gideceksin değil mi? seni oraya götürürüm"
"tamam"
"oh, selam yeosang" minho ona gülümsedi. yeosang minho'nun ortaokulda zorbalığa uğradığında ona arka çıktığı için müteşekkir olsa da, onu ve seonghwa'yı birlikte gördüğü her zaman tuhaf bir his duyuyordu... kıskançlık olabilir miydi?
"selam minho" yeosang ona küçük bir gülümseme verdi.
"o zaman yarın görüşürüz" dedi seonghwa minho ile otoparka doğru yürümeden önce.
"hey sen" yeosang arkadan birinin kollarını ona doladığını hissetti. arkasını döndüğünde yeonjun olduğunu gördü ve hemen uzaklaştı. "yerinde olsam böyle davranmazdım." diye fısıldadı yeonjun. "hayatınızı mahvedebilecek bir şey biliyorum"
"neden bahsediyorsun?" diye bağırdı yeosang şantajlardan bıkmış bir şekilde.
"sana bildiklerimi anlatmak isterdim bebeğim ama korkarım eğer öğrenirsen mahvolacaksın." yeonjun yanağını okşadı.
"ne hakkında?"
"babanla ilgili bir şey" yeonjun gülümsedi. "şey aslında..."diye konuşmaya başladı. " o ölmedi."
-
"minho beni işten almana gerek olmadığını biliyorsun değil mi?" diye sordu seonghwa arabasına binerken.
"evet ama yapmak istiyorum. neden senin evinde biraz film izlemiyoruz?"
"elbette"seonghwa başını salladı ve minho arabayı seonghwa'nın evine doğru sürmeye başladı.
"yeosang denen çocukla oldukça yakınsınız değil mi?"
"sanırım" omuz silkti " yalnızca birkaç hafta önce arkadaş olmaya başladık.
"ona karşı bir şeyler hissediyor musun?" diye seonghwa'yı şaşırtan soruyu sordu
"n-ne? seonghwa minho'ya döndü. " sen benim erkek arkadaşımsın... neden seninleyken başka birinden hoşlanayım?"
"ona bakışını fark etmediğimi sanma" minho iç geçirdi. "ve ilişkimizin zorla olduğunu"
"bekle neden bahsediyorsun?" diye sordu seonghwa "kenara çek"
minho arabayı yolun kenarında kenara çekti ve orada birkaç dakika sessizlik içinde kaldılar.
"ilişkimiz zorla ne demek?" seonghwa ona döndü

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Our Past | seongsang
Fanfiction@ateezblueprint'ın Our Past | seonsang kitabının çevirisidir. Kang Yeosang'ın alnında küçükken karıştığı araba kazasından kaynaklı bir yara izi vardı. Yara izi onu büyüdükçe özgüvensiz kılan bir şeydi. Daha sonra Park Seonghwa ile tanıştı, hayatı...