16. Bölüm

411 27 37
                                    

Medya:Azra şey pardon Arzu (birazdan kim olduğunu anlarsınız)

Derin'den...
Sinirle okulun bahçesine indim artık cidden sabrım kalmamıştı arkadaşım bile olmadan bana karışamazdı.
Bana kimse karışamazdı.

Yiğit'le çok yakın olmuştum hatta kelebek demesine bile izin veriyordum.

Hataydı.
Ona umut veriyordum.
Ondan uzak durmalıydım.
Üzülmemesi için.

Arkamdan gelen ayak sesiyle başımı arkaya çevirdim Ateş gelmişti.
Gözlerimi devirdim ve
"Ne Var? Yine neye karışacaksın?" Diyerek bahçedeki banka oturdum.
O da yanıma oturdu ve saçlarını karıştırdıktan sonra
"Bak Derin, haklısın biliyorum ama içimde birşey var seni onla görünce o şerefs-" ona kötü kötü bakmamla kelimesini düzeltti ve devam etti
"Yanı Yiğit'le yakın olunca içimde birşey oluyor dayanamıyorum. Haklısın senle arkadaş bile değiliz sana karışamam ama işte" ofladı ve devam etti.
"Arkadaş olsak? Ve sen onla azcık da olsa arana mesafe koysan?" Dedi ve

Gülümsedi.

Bende gülümsedim.

"Tamam arkadaş olalım ama yinede bana karışamazsın. Bana denizler bile karışamıyor, ve Yiğit konusunda zaten mesafe koymayı düşünüyordum"

Elimi uzattım ve gözlerine baktım.

"Arkadaşız o zaman" dedim ve gülümsedim.
Elimi tutarak beni kendine çekti ve sarıldı.
"Ateş ya derse girmesek olmaz mı?" Kollarından ayrılarak sordum.
"Peki madem girmeyelim ama önce sınıfa gidip eşyalarımızı alalım"
"E hoca nolcak?"
"Birşey olmaz gel" dedi ve elimden tutarak beni sınıfa götürdü.
Kapıyı çalmadan direk içeriye girdik.
Ateş hocaya döndü ve
"Siz devam edin hocam biz gidicez şimdi" dedi ve ellerimizi hala ayırmadan hem kendi sırasına hemde benim sırama gidip çantamı aldı.

Bu adam niye arkadan bile bu kadar güzeldi?

Herkesin gözü bizdeydi.
Ateş tekrar hocaya döndü ve
"İyi dersler hocam!" Dedi ve sınıftan çıktık.
Kendi çantasıyla beraber benim de çantamı kendi omzuna taktı. Onun bu davranışına gülümsemiştim.

Ellerimiz hala ayrılmamıştı.

"Ateş elimi çok sevdin herhalde?" Dedim ve kıkırdadım.
"Ha? Pardon. Farketmemişim." Dedi ve ellerimizi ayırdı. Sorun olmasını belirtircesine omuz silktim.

Kendi arabasına doğru gidince
"Ee benim kızım nolucak?"
"Senin kızın?" Kafamla kendi arabamı gösterdim.
"Yarın alırsın birşey olmaz, hadi bin oğluma" dedi ve göz devirerek arabaya bindim.
"Nereye gidiyoruz?"
"Yemek yiyelim istersen?" Diye sordu
"Olur" diyerek gülümsedim.
Ateş'de gülümsedi ve arabayı sürmeye başladı.

~
Arabadan indim ve geldiğimiz yere baktım çiğköfteciye gelmiştik.

Sanırım gözlerim kalp şekli aldı.
Çiiiiğğköööfteeeğ

"Sever misin bilmiyorum ama sevmiyorsan başka yere gideriz"
"Saçmalama çiğköfte yenmez mi? Koş koş" dedim ve masaların birine oturdum hemen.
"Kaç tane yersin? Şuan 10 tane de versem yersin gibi" dedi ve güldü.
"Hayır 1 tane yicem" güldüm ve devam ettim "Kızlar onlarsız çiğköfte yediğimi öğrenirse beni çiğköfte gibi yoğururlar zaten 1 tane yiyeyim ben"
"Osman abi 3 dürüm 2 ayran" diye bağırdı.
"Tamamdır Ateş oğlum" dedi ve işine geri döndü.

LANET OLASICALARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin