4.bölüm

3.8K 185 342
                                    

Lütfen Okuyun!!

Bu notu düşmek zorunda hissettim kendimi. Lütfen bu hikayeyi Gece Kuşu Robindeki olaydan ayrı düşünün. Ordaki Samet burdaki Samet gibi düşünmeyin. Yani bu hikaye ordaki olaylardan sonra yaşanmış gibi okumayın. Özellikle bu bölüm Hira ile olan sahnelerin benzerleri olacak. Neden aynı demeyin. Çünkü o sahneler hoşuma gittiği için geliştirip farklı hikaye yazmaya karar verdim ve yazmaya başlamadan önce de söylemiştim aynı sahneler burda da olacak diye. Bu bölüm Gece Kuşunu okuyanlar bazı benzer hatta aynı cümleleri görebilirler. Bu hikaye ordaki olaylardan tamamen bağımsız ama ordaki olaylardan esinlenilerek yazılmıştır. Samet hep aynı şeyi yaşıyor gibi düşünmeyin.

Keyifli okumalar demeden önce tekrar üst paragrafta yazılanları atlamamanızı, okumanızı rica ediyorum. :))

Kübra'dan

Hala şaşkın bakışlarla karşımdaki adama bakarken bu kez bana yaklaştı. Elini çeneme koyup açık olduğunu yeni farkettiğim ağzımı kapattı ve anne babasının yanına oturdu. Hemen arkasında duran benim yaşlarımdaki bir kız yaklaştı bana. "Merhaba. Ben Kader."

"M-merhaba...Şey ben de Kübra."

Gülümsedi genişçe. "Biliyorum. Yengem olacakmışsın abim yolda bahsetti senden. İstanbul'dan gelmişsin sanırım. Kimyagermişsin?"

"Hı hı. Evet."

"Süper. Seneye bizim şirkette çalışacağım ben de ama aileden tek kadın olmak gözümü korkutuyordu. Birlikte çalışırız ne güzel. Hem bölüm birincisiymişsin. Fikirlerin varmış bizim için harika olur seninle çalışmak."

Karşımda bıcır bıcır konuşan kıza şaşkınlıkla baktım. Ne diyordu bu kız biri tercüme edebilir miydi acaba?

"Şey...Bölüyorum ama ben hiçbir şey anlamadım dediklerinden. Ne şirketi? Ne çalışması?"

"Aa abim söylemedi mi? Bizim şirketiniz var deterjan falan üretiyoruz. Şampuan, gıda ürünleri, yani bir çok ürün var. Ama abim organik ürünler üretmek istiyor senelerdir."

Sabırlı olmaya çalışarak sordum. "Bunun benimle ilgisini hala anlayamadım."

"E siz evleneceksiniz ya? Yoksa çalışmayı düşünmüyor muydun? Pot mu kırdım?"

"Yok canım pot kırmadın. Bir şeyi istemediğim kesin ama o çalışmak değil." Başta Kudret ağa olmak üzere herkesin üzerinde öfkeli bakışlarımı gezdirip kıza geri döndüm. "Sen bunları gerçekten yengen olacak birine anlatırsın canım."

Ve ortamdan uzaklaşmak için arkamı döndüm. Lakin yeterince uzaklaşamadan Kudret ağa bir kez daha kükremeyi andıran sesiyle adımı iki kere söyleyince durmak zorunda kaldım. Arkamı dönmedim ama adım sesleriyle yanıma gelmesini bekledim. Karşıma geçip her bana baktığında gözlerinde gördüğüm nefreti bir kez daha gördüm.

"Eğer dediklerimi yapmazsan, yeminim olsun o İstanbul'daki iti de, arkadaşın olacak iki kızı da yaşatmam. Hala İstanbul'da olan adamlarım var şuan yapacağın en ufak yanlışta üçünün de hayatına mal olur."

Sertçe yutkundum. "Onların suçu yok."

"Tek hataları senin hayatında olmaları. Şimdi iyi düşün. Kuzu kuzu dediklerimi mi yapıyorsun? Yoksa telefon mu edeyim?"

Bana sanki başka bir seçenek bırakıyormuş gibi sormuyor muydu bir de! Arkadaşlarım için kendimi feda etmeli miydim? Pınar'la kötü ayrılmamıza rağmen benim yüzümden başına birşey gelirse kendimi asla affetmeyeceğimi çok iyi biliyordum. Hele Yusuf ve Serra...

Aşk Sarmalı -TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin