Kübra'dan
Samet hiçbirşey söylemiyor, gözlerini benden ayırmadan yavaş yavaş yanımıza yaklaşıyordu sadece. Tam dibimizde durduğunda elimi kavrayıp gülümseyerek baktı yüzüme ama herzamanki gülüşünden çok daha farklıydı. Hayal kırıklığı dolu, sahte bir gülümseme...
Ağır ağır Yusuf'a döndü. "Hoşgeldin Yusuf." Diğer elini Yusuf'a uzattı tokalaşmak için. Yusuf'un yüzünden şaşkın olduğu anlaşılıyordu. İkimizi sarılırken görmüş ama sakince gelip Yusuf'la tokalaşıyordu. En azından dışarıdan görünen buydu ama ben biliyordum ki Yusuf'un yanından ayrıldığımız an bir sorun yaşayacaktık.
Yusuf da elini uzatıp tokalaştıklarında Samet tekrar bana döndü. "Güzelim bizimkiler seni merak etmiş. Gidelim mi?"
"Gidelim." Cılız çıkan sesimle içimden kendime lanetler ediyordum. Korkuyordum...Annemden sonra ilk kez birini kaybetmekten bu kadar çok korkuyordum.
Birlikte arabaya biner binmez ağzımı açacakken Samet susturdu. "Şimdi değil."
Araba sessizce ilerlerken yüzünü izliyordum ben de. Gergindi. Direksiyonu tutan parmakları beyazlamıştı sıkmaktan. Bir an önce eve gidip olanları anlatmak istiyordum çünkü süre uzadıkça benim içimdeki korku da büyüyordu. Evin yoluna değil ters yöne dönünce başka bir yere gittiğimizi anladım. Yine de sessizce bir şey sormadan bekledim. Bu araba er ya da geç duracaktı ve ben olan biteni anlatacaktım nasılsa değil mi?
Herzamanki tepeye gelince durdurdu arabayı. Ben yine birşey diyemeden indi arabadan. Peşinden inip yanına gittim. "Beni dinleyecek misin artık?"
"İlk ikinizi gördüğüm günden beri gözlerinde aşk yok diye avuttum kendimi. Onu sevmediğine inandım hep. Bu yüzden kalbini kazanacağıma inancım vardı. Ama az önce bir şeyi farkettim..."
Kalbim deli gibi atarken araya girdim. "Beni dinlemeden mi yargıya varacaksın?"
"Dinlesem ne değişecek? Bunca zaman kendimi kandırdım ama bugün anladım Kübra. Sen onu seviyorsun. Bunu söylemek canımı yakıyor ama artık kabullenmek zorundayım."
"Bu söylediklerin sadece öfkenin sana hissettirdikleri. Sana bunu daha önce de söyledim, yine söylüyorum. Yusuf'a karşı en ufak birşey hissetmiyorum. Yanına giderken tek bir amacım vardı. Benden umudunu kessin ve Pınar'a, bebeğine sahip çıksın istedim."
"Sana sarılmasına izin verdin!"
Öfkeyle bana karşı ilk kez sesini yükseltmesiyle gözlerimi kırpıştırdım. "Ben izin vermedim sadece o sarılınca bir an tepki veremedim. Tam itecekken sen geldin."
"Sizi o halde görünce ne hissettiğime dair en ufak bir fikrin var mı?Bitti dedim. Sevmiyor seni kabullen ve vazgeç dedim ama kalbim..."
Yüzüme bile bakmıyordu konuşurken ve bu canımı iyice sıkmaya başlamıştı. Dayanamayıp tam önüne geçip bana bakmaya zorladım. "Gözüme bak Samet ve orda ne gördüğünü söyle. Yusuf'u mu görüyorsun orda gerçekten? Büyük bir aşk mı görüyorsun ona karşı?"
Sessiz kalınca sinirlenip ben de bağırdım. "Söyle Samet! Bana ne gördüğünü söyle!"
Sadece birkaç saniye gözlerime baktı ve arkasını dönüp arabaya gitti. Ben de bir süre sakinleşmeyi bekleyip arabaya bindim. Tam Samet arabayı çalıştıracakken vitesin elinin üstündeki elini tutarak durdurdum. "Sana herşeyi olduğu gibi anlattım. Bir kez daha söylüyorum ki ben oraya sandığın gibi onu sevdiğim için gitmedim. Ona da bunu söyledim. Onu sevmediğimi, bir daha karşıma çıkmamasını söyledim ve Pınar ve bebeğine sahip çıkmasını istedim. Tam konuşma bitmişken birden sarıldı. Vedalaşmak için falan dedi tepki bile veremedim zaten." Gözlerine bakmaya çalıştım ama Samet sadece karşıya bakıyordu. "Hala inanmıyorsun." Yine sessizlik...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Sarmalı -TAMAMLANDI-
De TodoHikayenin başlarında Gece Kuşu 'Robin' hiksyemin 33.bölümüyle çok fazla benzerlik göreceksiniz bu konuda bilgi vereyim. Evet hikayede kopya çektim ama kendi hikayemin içinde yazdığım bir olaydan kopya çektim. Robini okuyanlar benzerlik görünce şaşır...