Kübra'dan
Karşımda bana merak, endişe ve üzüntüyle bakan üçlüye bakarken Samet'in sesini duydum kulağımın dibinde. "Ne işleri var burda?"
"Bilmiyorum."
"Kudret ağa onları görürse ne olur düşünebiliyor musun?"
"Susar mısın? Bunu bilmeyecek kadar aptal mıyım sence?"
Samet de az önce benim yaptığım gibi etrafa tedirginlikle göz gezdirdi. "Kimse gelmeden yollamalısın onları. Yoksa ben bile olacaklara engel olamam."
Korkuyla yüzüne baktım. "Ne diyeceğim ki onlara?"
"Bilmiyorum Kübra ama acele etmek zorundasın."
Başımla onayladım. Samet elimi bırakıp etrafa bakmaya devam edince ben de arkadaşlarımın yanına gittim. Yusuf öne atılıp sarılmak isteyince elimi kaldırdım durması için. "Lütfen..."
"Kübra neler oluyor? Sen gerçekten böyle töre adı altında evlenmeye razı mı oldun?"
"Başka bir seçeneğim yoktu Yusuf. Özür dilerim."
"Seni burda bırakmam. Hadi gidiyoruz..." Elimi tutup götürmek isreyince Samet müdahale etti.
"Birader şuan bunun için çok yanlış bir zaman."
"Töre ayağına sevdiğim kadını elimden almana izin mi vereceğim sanıyorsun? Doğru zamanın ne zaman olduğu umrumda değil. Kübra'yı burda bırakmam."
"Biraz sonra burası tahmininden daha berbat bir hale gelecek ve hem kendi canınızı hem Kübra'nın canını tehlikeye atmış olacaksınız. Yerinizde olsam geldiğim yere geri dönerdim!"
Onlar atışmaya devam ederken Serra ve Pınar yanıma gelmişlerdi. Pınar mahçup bir ifadeyle bakarken gözleri doldu. "Benim yüzümden oldu affet beni. Eğer ogün tartışmasaydık tek başına çıkmayacaktın ve..."
"O an olmasa daha sonra bir an bulacak ve aynısını yapacaklardı zaten. Kendini suçlama bu konuda."
Serra endişeyle baktı yüzüme. "Peki şimdi gerçekten evlendin mi sen? Yani bu çok saçma değil mi Kübra?"
"Serra şuan bunu konuşmanın anlamı yok."
Uzaktan duyulan seslerle panikledim. "Gitmeniz lazım. Hemen!"
"Sen de geleceksen ancak öyle giderim burdan!"
"Yusuf lütfen zorlaştırma."
"Neyi zorlaştırmayayım ya? Sevgilim, aşık olduğum kadın başka biriyle zorla evlendiriliyor. Sence burdan seni almadan gider miyim ben?"
Samet uzaktan görünen araçlarla yanıma geldi. "Geliyorlar."
"Ne yapacağız?"
"Ben söyleyeyim. Sen o herifin yanından uzaklaşıp elimi tutacaksın ve dördümüz burdan çekip gideceğiz."
"Arkadaşım sen anlamıyor musun? O gelenler daha ilerdeki sokağı dönmeden yakalar hepinizi ve ne olduğunu anlamadan delik deşik olursunuz."
"Ne yapayım peki? Kübra'nın senin evlenmesine göz göre göre izin mi vereyim?"
"Başka çaren yok. Bunu anlamak için illa o kurşunu yemek istiyorsan burda beklemeye devam et!"
Dayanamadım daha fazla ve bağırdım. "Yeter! Kavga edip durmayın. Siz de gidin burdan. Hemen! O yaşlı bunağın sizi gözümün önünde öldürmesini izlemeyeceğim. Şimdi hemen gitmezseniz bir daha asla yüzünüze bakmam!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Sarmalı -TAMAMLANDI-
CasualeHikayenin başlarında Gece Kuşu 'Robin' hiksyemin 33.bölümüyle çok fazla benzerlik göreceksiniz bu konuda bilgi vereyim. Evet hikayede kopya çektim ama kendi hikayemin içinde yazdığım bir olaydan kopya çektim. Robini okuyanlar benzerlik görünce şaşır...