Uzun bir aranın ardından yeniden merhaba. Pandemi psikolojik olarak bana çok yaramadı ve odaklanma sorunu yaşadım ama bu ara yeniden kitap okumaya başladığım için bu bana baya olumlu yansıdı. Ve gördüğünüz gibi yeniden burdayım.
Hikayeyi unuttuk artık diyenler eski bölümlere göz atabilir. Şahsen ne yazdığımı ben bile unuttuğum için yazdıklarımı okumadan yeni bölüme başlayamadım.
Zeynep is back diyor ve keyifli okumalar diliyorum ️♥️
Samet'ten
İşe giderken her gün olduğu gibi kalbimi de ruhumu da evde bırakmıştım. Yüzüne bakarken bile içim titriyor, o güldükçe her yer cennete dönüyor ama diğer yandan da beni sevmezse diye uykularım kaçıyor.
Bana söylediklerini düşündüm şirkete giderken yol boyunca. Dürüstçe içinden geçenleri söylemişti ama ben onun sadece sevdiği adam olmak istemiyordum. Kalp atışlarını hızlandıran, karnında kelebekleri dans ettiren, nefesini sıklaştıran, cayır cayır yakan bir aşkla sevdiği adam olmak istiyordum. Tıpkı benim ona hissettiğim gibi...
Dağılacaksak beraber, toplayacaksak beraber toplayalım istiyordum ama Kübra bu duyguyu yaşamaktan korkuyordu. Bir kez daha bugün emin olmuştum Yusuf denen adama aşık olmadığına. Sadece değer vermişti ama fazlası değildi. Gerçi bunu bile haketmediğini ispatlamıştı ama Kübra'nın olanları bilmesini, en azından benden öğrenmesini istemediğim için susuyordum.
Tabi bir de bana kızgınlıkla, kalp kırıklığıyla gelmesini değil, gerçekten hissettiği aşkla gelmesini istediğim için bildiklerimi anlatmıyorum.
Şirkete aklımdaki düşüncelerle girdim. Yarın bu şirkete karımla beraber gelecektim. Bunun düşüncesi bile beni gülümsetmiş bana bakan gözlerin garipsemesine sevep olmuştu. Normalde sert ve katı bir patron değildim ama durup dururken sırıtmak da adetim değildi. Kübra her aklıma geldiğinde onu ilk gördüğüm andam beri böyleydim işte. Gerçi genelde şirkette bu duruma düşünmezdim kendimi ama şuan umrumda bile değildi.
Aşıktım! Hem de deli gibi...
Delilik ve aşk arasında ince bir çizgi var derler ve ben sanırım tam o çizginin üzerinde yürüyordum. Ya delirecek ya da bu aşkla alev alıp yanacaktım. İkisi de kabulümdü. Yeter ki Kübra da sevsin beni...
Odama girdikten dakikalar sonra kapı tıklatılıp 'gir' cevabım ile açıldı. Kader elindeki dosyayla karşıma geldi gülümseyerek. "Abiciğim, bu dosyayı yengem istemişti.Yarın şirkette işe başlayacak ya, önden bilgi sahibi olup hazır olmak istiyormuş. Sen de bir bak diye getirdim. Bilmesi gereken bir şey varsa eklerim."
Kübra'nın çalışmak için hevesli olmasından ziyade aklıma takılan mevzu çok başkaydı. "Benden neden istemedi ki?"
"Sabah unutmuş söylemeyi. Sonra da araba kullanıyorsundur diye beni aradı. Bugün erken geleceğimi biliyordu. Ay hem ne olmuş beni aradıysa? Karını benden de mi kıskanıyorsun abi?"
Gözlerimi kıstım benimle laf dalaşı yapan kardeşime. "Seni bırak, aynaya baktığında kendisinden bile kıskanıyorum da sıkıntı o değil. Ben, benden çekinmesin, herşeyi rahatça söylesin istiyorum. Benim yerime seni arayınca benden çekindiği için seni aradı sandım."
Sırıtarak imalı bakış atan kardeşime artık nasıl baktıysam alaycı ifadesini suratından sildi. Dalga geçmekten vazgeçmiş olacak ki ciddileşti. "Merak etme abiciğim. Sordum ben merak ettiğin soruyu. Abimden neden istemedin dedim, o da dediğim gibi cevap verdi işte. Sabah aklına gelmemiş sen çıktıktan sonra da araba kullanıyorsundur, dikkatin dağılmasın diye beni aramış. Kadın seni düşünüyor ama yaranamıyor ki."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Sarmalı -TAMAMLANDI-
De TodoHikayenin başlarında Gece Kuşu 'Robin' hiksyemin 33.bölümüyle çok fazla benzerlik göreceksiniz bu konuda bilgi vereyim. Evet hikayede kopya çektim ama kendi hikayemin içinde yazdığım bir olaydan kopya çektim. Robini okuyanlar benzerlik görünce şaşır...