Hemen yazıp yayımlayayım sizleri merakta bırakmayayım dedim. Keyifli okumalar :))
🖤
Kübra'dan
Samet'in söylediği şeyi yanlış duymuş olmayı umdum. Daha dün gece mutluktan etrafımda pervane olan, hayaller kuran adam mıydı bunları söyleyen? Ama neden?
Hayal kırıklığı ile kalkıp yanına gittim. "Neden?"
Sesim fazlasıyla cılız çıkmıştı ama umrumda değildi şuan. Neden değişmişti fikri? Neden bana bunu söyleyebilecek kadar ileri gidebilmişti? Neden? Neden? Neden?
"Henüz baba olmak istemediğimi anladım."
Bu kadar mıydı yani? Bu yüzden mi ikimize ait bir cana kıymak istiyordu? "Sen benden ne istediğinin farkında mısın Samet? Ben öleceğimi bilsem ondan yine de vazgeçmem!" diye bağırdım bu kez öfkeyle.
Aniden bana dönüp kollarımı sıkmaya başladı dolu gözleriyle. "Bunu bildiğim için...Vazgeçmeyeceğini bildiğim için...Kahretsin seni tanıdığım için söylüyorum zaten!"
Duraksadım. "Birşey var. Dün gece gözleriyle mutlulukla parlayan, hayaller kuran adam benden şimdi ikimize ait bir canı öldürmemi isteyemez."
"Ama istiyorum." Birden ağlayarak önümde diz çöktü. "Yalvarırım. Seni kaybedemem Kübra. Sensiz yaşayamam ben. Lütfen...Ya çek vur beni ya da vazgeç ondan."
Ne demekti şimdi bu? Bir şey olduğundan artık emindim ama neydi? Beni kaybetmemek için bebeğimizden vazgeçmesi...
"Anladım." diye mırıldanarak Samet gibi diz çöktüm. Yüz yüzeydik ama ikimiz de yere bakıyorduk şimdi. "Tahlil sonuçları için arayacaklardı ama aramadılar."
"Aradılar." diye fısıldadı.
"Kötü birşey var."
Başını sallayarak onayladı. "Sabah erken saatte çaldı telefon. Sen uyuyordun, uyanna diye dışarda konuştum. Doktor tahlil sonuçlarında bir anormallik olduğunu acil konuşmak istediğini söyledi. Seni götürmeyip önce kendim konuşmaya karar verdim ve içimdeki korkuya rağmen gittim doktorla konuşmaya. Yine de bir umudum vardı..."
"Ne söyledi doktor?"
"Eğer hamileliği sonlandırmazsak doğuma kadar bile dayanma ihtimalinin zor olduğunu, başarsan bile doğumda kurtulamayacağını..." Ağlayarak ellerini yüzüme getirip gözlerimizi birleştirdi. "Olmaz Kübra. Sensiz olmaz. Yalvarıyorum vazgeç. Onu ne kadar istediğini biliyorum. Sen de benim için bunu söylemenin ne kadar zor olduğunu bil."
"B-başka doktora gidelim? Başka şehir, başka ülke..."
"Sabahtan beri Mardin'de gitmediğim doktor kalmadı. İstanbuldaki arkadaşlarıma yolladım sonuçları ordaki tanınmış doktorlara sordular tek tek. Yurt dışı bağlantılarımla bile görüştüm. Ufacık bir umut aradım saatlerce. Bulamadım. Kahretsin ki hiçniri umut vermiyor. Şu saate kadar düşündüm. Benim için kabullenmek zorken bir de senden böyle birşey istemek...Bir çıkış yolu aradım ama bir labirenttin içinde dönüp duruyorum sadece saatlerdir."
Şefkatle yanağını okşadım. "Her labirentin bir çıkışı vardır ama değil mi? Ben savaşmak istiyorum Samet. Şuan ondan vazgeçersem hayatım boyunca mutsuz olacağım. Kendi canımı kurtarmak için kendi bebeğimden vazgeçtiğim için hergün öleceğim. Her gün öleceğime bir kere..."
Devam etmeme izin vermeden ağzımı kapattı. "Sakın söyleme. Beni öldürmek mi istiyorsun sen Kübra? Daha o kelimeyi duymaya dayanamazken bana bunu yaşatacak mısın? Anlamıyor musun gerçekten sensiz ne hale geleceğimi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Sarmalı -TAMAMLANDI-
RastgeleHikayenin başlarında Gece Kuşu 'Robin' hiksyemin 33.bölümüyle çok fazla benzerlik göreceksiniz bu konuda bilgi vereyim. Evet hikayede kopya çektim ama kendi hikayemin içinde yazdığım bir olaydan kopya çektim. Robini okuyanlar benzerlik görünce şaşır...