0.5

1K 109 58
                                    

Hırkayı masanın üzerine koyup yerime oturdum. Jimin çantasını topladı hırkayı eline aldı. Tam sınıftan çıkacakken hırkayı çöpe atıp çıktı.

Lisa koştu, zaten boş olan çöpten hırkayı aldı.
"Neden böyle birşey yaptı ?"
Dedi ama ben ağlamaya başladım. Yuju'dan nefret ediyorum !

•••••

Öğle arasında yuju'nun dediği her şeyi yapmıştım. Sınıfa doğru yürürken arkamdan lisa geldi.
"Rose azıcık gül"
Dedi
"Neden üzgünken etrafa sahte gülücükler saçayım ki ?"
Dedim

"Sen böyle yaptıkça bizde üzülüyoruz."
Dedi
"Lisa özür dilerim"
Dedim, hızlıca sınıfa gidip eşyalarımı topladım sınıf hocamızın yanına gittim.

"Hocam kendimi iyi hissetmiyorum da çıkabilir miyim ?"
Hoca bana baktı.
"Chaeyoung iyi misin ? Neden ağladın ?"
Dedi
"Hocam sadece iyi değilim hastayım da"
Dedi

"Tamam sana bugün yarım ve yarın tam gün izin yazıyorum evde iyice dinlen beni de haberdar et"
Dedi saygı amaçlı eğilip odadan çıktım. İzinimi cebime koydum otobüs durağına doğru yürümeye başladım.

Gun woo hoca diğer tüm hocalardan daha iyi biriydi. Kafamı kaldırdığımda jimin'le göz göze geldim. Otobüs durağında otobüs bekliyordu. Başka ne bekleyebilir ki zaten ?

Oturunca bana döndü o da oturuyordu ama aramızda baya bir mesafe vardı. Yani aramıza 4 kişi oturabilirdi. Karşıya bakarken konuştu.
"İzin aldın mı hocadan ? Devamsızlığın boyunu aştı zaten"
Dedi
"Evet"
Dedim ona döndüm.

"Sen ?"
Dedim
"Kaçtım"
"Neden ?"
"Canım öyle istedi"
Dedi bu çocuk cidden iyi değildi.

Otobüs gelince önce ben bindim arkamdan da o bindi. Tek bir boş yer vardı. Ben jimin'in oturmasını beklerken o konuştu.
"Otur"
Dedi oturdum, oturunca da çantasını bacaklarımın üstüne koydu.

Bana dargınken bile bu kadar iyi davranması sadece ona daha da çok aşık olmamı sağlıyordu. Bir süre sonra ineceğimiz yere geldik izin isteyerek otobüsten indik.

Birlikte yürümeye başladık. Yan yanaydık ama aramızda çokça mesafe vardı. Yuju daha onu sevdiğimi söylemeden bile aramız bu kadar açıldıysa söylediğinde ne olur tahmin bile etmek istemiyorum.

Benim evimin önüne gelince jimin'e döndüm.
"Teşekkürler"
Dedim yüzüme bakmadan konuştu.
"Her neyse yarın seni almaya gelirim"
Diyerek gitti. Olduğum yere çöküp ağlamaya başladım. Yağmur başlayınca kalkıp zorlukla içeri girdim.

Üstümü değiştirdikten sonra çalışma masama oturup tam masamın önünde asılı duran led ışıkların üstüne ki jimin'le olan fotoğraflarımıza bakıp daha da çok ağlamaya başladım.

Benim tüm çocukluğum onunla geçmişti. Elime küçükken ki bir fotoğrafı alıp bakmaya başladım.
"Beni kendine aşık ettiğin için senden nefret ediyorum"
Dedim, fotoğrafı yere fırlattım.

Sonra hızla yerden alıp üstünü sildim.
"Gerçi aşkım nefretimin önüne geçiyor ama olsun"
Yatağa yattım sonra da gözlerimi kapattım.

Kalktığımda akşamdı. Neden erken uyudum ki ? Gelde şimdi bu saatten sonra tekrar uyu, odamdan çıkıp mutfağa gittim yiyecek birşeyler baktım.

Yemek yapmaya erindiğimden bir tane muz aldım hızlıca yiyip çöpünü attım. Odama geri döndüm. Telefonumu alıp saate baktım. 04.38'di. Hadi ama az daha zorlasam uyurum bence.

Yatağa girip gözlerimi kapattım jimin'le yaşadıklarımızı düşmeye başladım. Başta ailelerimiz bizi zorla arkadaş yapmıştı kendileri arkadaş oldukları için, biz her zaman kavga ederdik ama ikimiz sonunda iyi anlaştık böylece 18 yılı birlikte geçirdik.

Jimin'le küsersem ne yapabilirim bilmiyorum 18 yılım onunla geçti onu unutmam zor olurdu heralde 12 yıldır jimin'e aşık olduğumu saklıyorum, sırf arkadaşlığımıza birşey olmasın diye ama şuan arkadaşlığımızın geleceği yuju denen gereksizin elinde o yüzden ne yapıp ne edip bunu düzeltmem gerek

~KATARİNA~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin