"Canım annem, güzel annem. İlk defa yazı yazıyorum sana.
Çok güzelmiş.
Sen de çok güzelsin, çiçekler gibisin. Papatyalar gibisin.
Bunu okuyunca ağlayacaksın biliyorum. Ağlamasan ne güzel olurdu!
İlk sohbetimiz burada bitiyor, uyumam gerekiyor anneciğim.
Allah'a emanet ol."Heyecandan titreyen elimdeki kalemi çantama koyup, defterden kopardığım yaprağı kenara ayırdım. Defteri de çantama koyup sessiz olmaya çalışarak çantanın fermuarını kapattığımda her şey tamamdı. Annemin sabah kalktığında bakacağı, okuduğu kitabın içine sıkıştırdım kağıdı. Eline aldığı an görecekti. İlk kez, ilk kez onunla sohbet etmiş gibi olacaktım.
Sandalyenin üzerinde duran mumu üflemeden önce yer yatağındaki battaniyeyi düzeltip sonra da abdest aldım. Annem her gece uyumadan önce abdest almamı söylerdi."Geceden sabaha çıkacağımız ne belli Mülzem'im, her gece hazırlıklı olalım kavuşmaya."derdi. Yatağıma girip üç kere İhlas-Felak-Nas surelerini okuyup her okuyuşumda üzerime ellerimi sürdüm. Peygamber efendimiz uyumadan önce böyle yaparmış. Bir de namazdan sonra çektiğim tesbih gibi parmaklarımla tesbih çekince yanıma aldığım mumu söndürdüm.*
Uyuyup, okula gitmek istiyordum. Okulda öğretmenimiz ve Hamza'yı görmek benim için kuşları sevmek gibiydi. Onların da kuş gibi kalbi vardı bence. Allah'ın bana armağanıydı onlar. Uyumadan önce Efendimiz'in (sav) ettiği dûayı etmediğim aklıma gelince ezberimden okumaya başladım:
Berâ İbni Âzib radıyallâhu anhümâ şöyle dedi:
Rasûlullah sallalahu aleyhi ve sellem yatağına uzandığında sağ tarafı üzerine yatar ve şöyle dûa ederdi:
"Allahümme eslemtü nefsi ileyke, ve veccehtü vechî ileyke, ve fevvadtü emrî ileyke, ve elce'tü zahrî ileyke, rağbeten ve rehbeten ileyke, lâ melcee ve lâ mencâ minke illâ ileyke. Âmentü bi kitâbikellezî enzelte ve nebiyyikellezî erselte:
"Allah'ım! Kendimi sana teslim ettim. Yüzümü sana çevirdim. İşimi sana ısmarladım. Rızânı isteyerek, azâbından korkarak sırtımı sana dayadım, sana sığındım. Sana karşı yine senden başka sığınak yoktur. İndirdiğin kitaba ve gönderdiğin peygambere inandım."
( Buhârî, Daavât 7. Ayrıca bk. Buhârî, Vudû' 75; Müslim, Zikir 56-58; Ebû Dâvûd, Edeb 98 / Riyâz'üs Sâlihîn 4. Cilt- Erkam yayınları)
Şehadetimi de getirip, güzelce dinlenmek için kendimi uykunun kollarına bıraktım. Hayaller içinde uyuya kalmıştım bile...
"
Yürürken ayağına çok taş takılırdı insanın, hayatı boyunca bu böyleydi. Hayat da yol gibiydi, bazen kocaman kayalar bazen ise minicik bir çakıl taşı yolundan seni edebiliyordu. Bugün de okuldaydım, çok seviyordum okulu. Okumak, yazmak çok güzeldi. Kendimi kalemi oynatırken öyle özgür hissediyordum ki bunun kelimelerle tarifi yoktu. Hele okuma heyecanı, bir gün ben de annemin okuduğu kitapları okuyabilecek olmam da çok güzeldi. Çok güzel Rabbim, çok güzeller için teşekkür ederim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜLZEM (Tamamlandı)
EspiritualSizin hiç kanatlarınızı kırıp ellerinize verdiler mi? Yoldular mı tüylerinizi acımasızca. Yüzünüze canınızın acısını umursamadan soğuk soğuk güldüler mi? Sizin, sizin hiç üşümedi mi kalbiniz? Benim üşüdü, annem yerine toprağa dokunduğum gün üşüdü iç...