*Bu sefer tek kişilik bir vücutta iki kişi olmanın bedelini ödüyorlar...
(Asya'nın anlatımıyla...)
Gözlerimin yanmasını umursamadan açtığımda o yanımdaydı... Atlas omzuma yatmış yarı çıplak bir halde yatıyordu... Birkaç gün önce demişti... Beni sevme demişti... Ama ben onu sevmekten vazgeçmedim. Biliyorum bir şeyleri içinde çözemiyor, ama çözecek inanıyorum. Zamana ihtiyacı var. Eğer bir yolunu bulamazsa bizde yol çizeriz...
Yavaşça doğruluğumda yataktan çıkamadım. Ayaklarımı hissetmiyordum. Yaklaşık bir ay böyle idare edecektim. Atlas'ın kıpırdadığını görünce aynı şekilde uyuma numarası yaptım. Yaklaşık beş dakika sonra Atlas gözlerini açtı...
"Günaydın sevgilim..." Dedi kendi kendine mırıldanarak. Duymuştum yüzümdeki gülümsemeyi belli etmeden dinlemeye devam ettim.
"İnan bana sesin huzur vermese sana uyku ilacı verip yanında yatabilirim." Dedi sözler havaya karışırken. Telefonda biriyle konuşuyor olamazdı herhalde. O an elini yanağımda hissettim. Yanağımı okşadı sanki içimdeki savaş sona erdi. Sonra uyandırmak için küçük bir öpücük kondurdu yanağıma... Yavaşça gözlerimi ovuşturup yeni kalkmış numarası yaptım.
"Günaydın." Sevgilim... Birbirimizi sevip sevgilim diyememek... İçimizden demek çok vurucuydu. Haksızdı... Ama eminim ki Atlas bir gün dönecek. Bu sefer 'n'olur beni sev!' diyecek eminim...
"Günaydınlar..." Dedi enerjik bir sesle. Yataktan aşağıya attığı t-shirt'ü kafasından geçirirken kalkıp beni kucağına aldı.
"Bugün nereye gidiyoruz."
"Mutfağa ileri! Çok açım!"
Dedim ellerimle karnımı göstererek. Asker adımlarıyla ilerlemeye başladı.
"Emredersiniz!"
Dedi bir yandan da. Gece sevgili gündüz en yakın arkadaştık sanki. Olsun hiç değilse uzak değildik. Camdan polis arabalarını gördüğümde yutkunup ellerimle kapıyı gösterdim.
"Dışarı çıkarsana bir şeyler oluyor orada."
Atlas kafasını 'tamam' anlamında sallayıp dışarı çıkarttığında bir kız polisin benim yanıma geldiğini gördüm.
"Asya korkmaz... Bizimle karakola kadar gelmeniz gerek."
Atlas'a korku dolu bir bakış attığımda bana güven verircesine baktı. Beraber polis arabasına binerken arabada bile Atlas'ın kucağındaydım. Soracak olursanız çok mutluyum...
Ben sesimi çıkarmazken Atlas sordu o soruyu.
"Peki suçumuz ne yani... Asya'yı istemenizdeki sebep ne?"
"Okuldaki bir cinayet dosyası..."
Korkuyla Atlas'ın koluna sarılıp yutkundum. Atlas göz kırpıp telefonunu çıkardı ve birine yazmaya başladı.
Karakolun önündeyken Atlas bir eli ile belimden diğer eli ile sırtımdan tutup beni arabadan indirdi kucağında...
Karakol ne garip yerdi. Yaşlı bir teyze ağlıyor şurada. Birileri bağırıyor "Sen yaptın!" Diyor. Polisler normalmiş gibi odalarında kahve yudumluyor. Ben hep garip yerlerde bulundum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Oyunu / Texting
Teen FictionBlokedNumber01; Ölüm oyununa hoşgeldiniz. Arkanıza yaslanıp sevdiklerinin öldüğünü izleyeceksin. Ya da beni bulup işimi bitireceksin... En son... Eğer beni bulamazsan ben seni bulup ölümünü izleyeceğim. Eğlenceli...