(Atlas'ın ağzından...)
16 saat oldu Asya ortalıklarda yok! Allah'ım sen aklıma fikrime mukayyet ol yoksa kan dökeceğim şu karakolda!
"Biraz daha arayacağız çevre şehirlere bakmaya başlasak iyi olacak."
Öfkele nefes aldım. Burak ve Mert zaten doğu taraflarına neredeyse onlarca adamla altını üstüne getiriyordu... Ama hissediyordum Asya buralarda değil... Daha uzaklarda Kaf dağının ardında...
Gece yarılarına kadar baktım sokaklara baktım fotoğraf bastırıp direklere astırdım yok hiçbir yerde yok!
Şimdi evdeyim sinirle Asya'nın odasında dönüyordum ki birden bir şey farkettim orada sabahtan beri görmediğim bir kağıt vardı.
Ufak bir umutla kağıdı anında aldım. Asya'nın yazısıydı bu!
"Bazenleri küçüklüğümü merak ediyorum doğrusu... Hatırlamadığım 13 yılımı özellikle... Aşka inanmayan ben aşık oldum inanabiliyor musun? Şimdi belki de heryerde beni arıyorsunuz ama bulamıyorsunuz. Çünkü çok oldu ben gideli. İlk önce ruhum gitti. Bendenim sadece izledi. Size tek diyebileceğim hayatlarınıza devam edin. Çünkü gelmeyeceğim... Belki yazarken kolay okurken bile kolay ama gelmemek... Gelmemek için gitmek gerekir. Gittim ve gelmeyeceğim. Bunu okuyan bir çift göz, gözlerindeki öfke bana ve evet haklı bir öfke... Ama kaybolan bir şeyi bulmak yerine yenisini koymayı dene bu sefer... Çünkü gelmeyeceğime ve senin de gelemeyeceğine çok eminim...
Gidiyorum gelmemek üzere terk ediyorum sokaklarımı...
Kim okuyor bilmem ama beni bulamayacağını biliyorum. Ve en az benim kadar bulamayacağını bilmiyorsun... Bu yüzden boşa uğraşma çünkü hislerimi öldürdüm de gittim ben...Sevgilerle; Asya..."
Espri yapmış gibi güldüm. "Bulacağım..." diye fısıldadım kendi kendime... Bulacaktım çünkü...
Delirmiş olabilirdim. Yüzüm öfkeyle kıpkırmızı kesilmiş 'bulacağım,' diye haykırıyorum.Asya'nın kokusunun sindiği yatağa uzandım. Yorganı üstüme çekip derin bir nefes aldım. Buram buram Asya kokuyordu... Annemin ya da daha doğrusu annem bildiğim kadının bana Asya'yı suçlu göstermesi geliyordu sürekli...
Uzun saçlı bir kız vardı o bahçede... Hiçbir şeyden haberi olmayan masum bir kız... O ne kadar masumsa ben o kadar kötüydüm işte. Babasıyla oyun oynamasına kızıyordum çünkü o benim babamdı. Her zaman onun ölümünü düşündüm. Keşke şöyle acı içinde ölse diye içimden geçirirdim. Şimdi o kız büyüdü ve kendini bana aşık etti. O kız bahçede oynayan küçük kızdı... Babası omuzlarına onu alınca gördüğü yer kadar dünyası büyüyen... Boyu asla uzamayan ama kendini o an uzun hisseden saf, masum kız... Onu ne hâle getirmiştim.
Amacıma ulaşmıştım ama o kadar çocuk ruhluydum ki sonunu düşünememiştim ve şimdi acı çekmesini istediğim küçük kızı arıyorum. Sanki benim kızımmış da kaybedivermişim gibi arıyorum. Pazarda elimi bırakıp o ucuz rüzgar güllerinin peşinden koşan çocuğunu unutmuş da eve dönmüş gibi... Berbat hissediyorum!
(2 ay sonra....)
(Asya'nın anlatımıyla...)
"Görüşürüz..." sahte bir gülümsemeyle sınıf arkadaşım Emre'ye el sallayıp yolun karşısına geçtim. Konservatuar okumaya başlamıştım hemde Fransa'nın en ünlü okullarının birinde!
Yavaş yavaş tanıdıklarım aklımdan siliniyordu. Atlas'ın kokusunu hatırlayamıyordum, Burak'ın kahkahaları eskisi gibi kulaklarımı doldurmuyordu. Gerçekten hissizleşmiştim artık. Bunun dışında bir kafe de solist olarak işe başlamıştım. Artık babamın parasını almıyordum. Kendi ayaklarımın üstünde durup gerçek bir Asya olmaya çalışıyordum ama 2 ay boyunca bir kez bile gerçekten gülmemiştim. Belki de gülümsememiştim gerçekten...
Bahçeye girdiğimde beni Andromeda karşıladı... Evet bir köpeğim var, ve evet ismi Andromeda. Bir Husky, gözleri çok güzel ayrıca!
"Selam bebeğim, acıktın mı ben gelene kadar..." şefkatle başını okşayıp anahtarla kapıyı açtım. Hergün burada Atlas'ın bana süpriz yapıp bekleyeceğini sanıyordum ama 2 ay sonra bir şeyler değişti...
Artık böyle oldum sanırım ben, biraz mutsuz, hissiz, kimsesiz, ve en çok da umutsuzum artık. Notumda söylediğim gibi, ben gelmeyeceğimden de Atlas'ın gelemeyeceğinden de emindim...
Bilinmeyen numara; Bir arkadaşa ihtiyacım var... Umarım seninde konuşabileceğin bir arkadaşa ihtiyacın vardır.
Masada titreyen telefonumu elime aldım. Bir bilinmeyen numara daha mı bu sefer kimi öldürecekti?(!) Mesajla birlikte okudukça şoka giriyordum. Allah mı göndermişti bunu bana?
Asya;Nerelerdeydin bunca zamandır bilinemeyen?
Bilinmeyen numara; eh artık bilinmeyen değilde Ege olsak?
Asya; İsmin Ege mi?
Bilinmeyen numara; Evet, Ege ben, tanıştığımıza memnun oldum anonim kız/erkek...
Asya; Kız ve ayrıca anonim değil Asya...
Bilinmeyen numara; Eh kaydedelim o zaman. Avrupa diye kaydediyorum hemen!Avrupa... Avrupa... Mert hep Avrupa derdi bana... Mert yazmış olamazdı öyle değil mi?(!) Ama yazış tarzını biliyordum. Asla noktalama işaretlerine dikkat etmez hep bir 'Amk' koyardı mesajların sonuna... Yeni bir hayat, yeni bir arkadaş, yeni ev, eh Asya hanım alışsan iyi edersin sanırım...
Rehberden Numarayı Egee diye kaydettim.
Egee; Numaramı nereden buldun diye sorma ben söyleyeyim hemen. Sadece hattım Fransız hattı olduğu için Fransız bir Türk'ün nasıl telefon numarası olacağını çözmüş olabilirim. Salladım tuttu!
Asya; aslında sormayacaktım ama neyse! Fransız hattı dedin nerede yaşıyorsun?
Egee;Asya, Fransız hattı takıp İtalya da yaşamayacağıma göre evet Paris'te yaşıyorum.
Asya; En azından mesafe arkadaşlığı değil. Bu güzel bir şey mi bilmiyorum gerçi...
Egee; Eh Fransız arkadaşım hiç Eyfel'e gittin mi harika değil mi ya!
Asya; Fotoğraflarda çok gördüm ama hiç gitmedim. Güzel sanırım anlattığına göre.
Egee; Sen Fransa'nın neresinde oturuyorsun ki Eyfel'i hiç görmedin. Paris'teki tüm sokaklar Eyfel'e çıkar bildiğim kadarıyla... Yanlışlıkla olsa bile sokaktan geçerken görmen gerekir.
Asya; Paris'te yaşıyorum ama sadece okula üniversiteye gidip geliyorum. Benim durumlar biraz karışık...Telefonda mesajlaşırken bir yandan da Andromeda'ya mama koyuyordum.
Asya; Benim gitmem gerek kendini bana sevdiren bir küçük Husky var da burada :))
Egee; Oha köpeğin mi var! Benim annem çok karşı köpeğe ya sen nasıl besliyorsun taktik versene...
Asya; Ailem Türkiye'de ve bana karışamayacak kadar benden habersizler... Neyse görüşürüz Egee! :)
Egee;Görüşürüz Asyaa! :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Oyunu / Texting
Teen FictionBlokedNumber01; Ölüm oyununa hoşgeldiniz. Arkanıza yaslanıp sevdiklerinin öldüğünü izleyeceksin. Ya da beni bulup işimi bitireceksin... En son... Eğer beni bulamazsan ben seni bulup ölümünü izleyeceğim. Eğlenceli...