Bir gün hastaneye ambulans ile hasta getirdiler ama getirmek ne kelime başbakan gelse o adamın yanında sönük kalırdı o derece herkes etrafında kul köle olurken ben sadece etrafında dağ gibi görülen adamlara bakar kaldım hepsi bir ağızdan " abi iyi o...
Ömer bana gelmiş ne diyordu? Benimle seviş affettirmek için onunla sevişmemi istiyordu. Düz bir ifadeyle bakıyordu bana şimdi ama gözleri çok çok farklıydı. Hani herkesin bir çift mavi gözle boğulduğu denizi vardı ya işte benimde bir çift kahverengi gözlerde boğuldum kahverengi denizim vardı.
'Gözleri kahverengi ama gökyüzünden ve denizden daha mavi...'
" Defne yine daldın kızım hayırdır insan olamadın kedi mi olmaya karar verdin? Kediler gibi boş boş bakıp dalıyorsun. "
" Hı pardon gözlerin çok güzel de dalmışım ."
Çarpık çarpık gülerek bana yaklaştı.
" Kabul ediyor musun yoksa yine eskisi gibi davranmaya devam mı edeyim sana?" dedikten sonra yanağımı işaret parmağının tersi ile sevdi.
" Peki kabul edersem bana bir şans verecek misin? " Uzaklaşıp dudağının kenarını kaşıdı.
" Bilemiyorum bakacağız."
" Ya Ömer! "
" İyi sen bilirsin. " Yanımda çekip gidecekken kolundan tuttum. " Tamam ama canım yanacak mı? " Kıs kıs gülerek " Oldukça." dedi.
" Ya ben çok korkuyorum ama. " dediğimde bana yaklaşarak ellerimi tuttu ve yanağımı öptüm." Korkma ben yanımda olacağım."
Güldüm.
" Herhalde yani kendimi duvara mı sürteceğim sevişmek için tek kişiyle olmuyor bu işler. "
Tek kaşını kaldırarak.
" Sen nereden biliyorsun peki bu sevişme olaylarını tek kişiyle olmadığını bildiğine göre? "
" Şey işte? " dediğimde gülmeye başlamıştı. " Tamam tamam gel hadi. " dedi çarpık çarpık ardından da elimi tutarak beni arkasından sürükledi.
Hemen kapı ağızında bulunan odaya girdiğimizde merdivenleri çıkmaya kalmamıştı.
Odaya girdiğimde etrafı inceleme fırsatı buldum. Beyaz koltuk L şekildeydi üstünde siyah - beyaz yastıklar vardı koltuğun arkasında ise özenle inşa edinmiş beyaz renkte kitaplara dolu raflar vardı bölüm bölüm ve duvara monte edilmiş her iki taraftan ışıklar da vardı ve ışıklandırma görevi yapıyordu kitaplara. Kitapların arasında ise ayraç görevi yapan eşyalar vardı bir kaç kitabı iki bölüp rafları da ikiye bölünmüştü kendi içinde. Koltuğun yanlarında ve önünde sehpalar vardı. ve onların üstünde de tek tük eşyalar vardı Ömer kendine kitap odası yaptırmıştı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
