-Şeftali-Hamileyim ve hamilelikteki yaşanılan bütün sıkıntıları şuan bende yaşıyorum.
Mide bulantısı ve kusma, baş dönmesi, aşırı yorgunluk hissi, iştah açılması veya bazı yiyeceklere olan hassasiyet, sık idrara çıkma ve ruhsal değişiklikler... Bebeğim henüz beş haftalık. Doğmadan önce yaramaz bir bebek olacağının sinyallerini vermeye başladı bile. Çünkü pek de uslu durduğunu söyleyemem!
Onu o kadar çok merak ediyorum ki, biran önce kollarımın arasına almak istiyorum. Ona bütün sevgimi vermek istiyorum. O benim hayattaki tek dayanağım.
Jongin'e 'Benimle birlikte uyur musun' diye sormuştum. O da 'tabi ki' demişti! Neden, diye sormamıştı sadece kabul etmiş ve benimle birlikte yatağa girmişti. Yastığa kafasını koyduğu anda uykuya dalmıştı. Onu çok yorduğumu biliyorum. Son günlerde benim yüzümden çok fazla yoruluyor ve dinlenmeye vakit bulamıyor. Ama ona bir söz verdim, artık bu durumu kabullenip kendimi suçlamak istemiyorum. Sadece bebeğimi biran önce kollarımın arasına almak istiyorum.
Bugün kararlıyım. Erkenden kalkıp Jongin'i izlemek istiyorum. Onu daha yakından tanımak, bebeğimin taşıyacağı genleri, nasıl bir kişiliğe sahip olacağını ve kime daha çok benzeyeceğini öğrenmek istiyorum.
Sabah gözlerimi açtığımda kendimi yine Jongin'in kollarında bulmuştum. Jongin de benim gibi sarılarak uyumayı seviyordu. Gece yatağa girdiğimizde aramızda bir insan genişliğinde boşluk vardı ama şuan aramızda santimler bile yoktu. Bedenlerimiz birbirine geçmiş gibiydi. Kollarımız ve bacaklarımız bir düğüm gibi birbirine dolanmıştı. Hayır, aksine çözmek gibi bir düşüncem yoktu, tek istediğim ona daha yakından bakabilmekti.
Gözlerimi açtım ve güneş ışınlarının Jongin'in üzerinde bıraktığı o mükemmel görüntüyü izledim. Gece yine üzerindekileri çıkarmıştı anlaşılan. Üzeri çıplaktı ve teninin kokusu burnuma doluyordu. Yüzü yüzüme o kadar yakındı ki verdiği nefesi yüzümde hissedebiliyordum.
Jongin'in elleri belimi sıkıca sarıyordu. Ellerim kendi göğsümde, bakışlarımsa derin bir uykuda olan ve tek bir kıpırtı bile olmayan gözlerindeydi. Uzun koyu kirpiklerinde ve esmer teninde...
"Teşekkür ederim." dedim fısıltıyla. Beni duyamayacağını biliyordum. Elimi kendi göğsümden onun esmer ve kaslı göğüslerine koydum ve beni yakan o sıcaklığı hissetmek istedim. Hiç kıpırdamamıştı ki bende ona dokunduğumu anlamasını istemiyordum. Ona neden dokunduğumu bile bilmiyordum ama onu hissetmek istiyordum.
Parmak uçlarımı yavaşça esmer yüzüne ilerlettim. Yuvarlak çene yapısında gezdirdim sonra kalın ve yumuşak dudaklarında... O dudakları daha önce hissetmiştim. O tadı biliyordum ve içimdeki heyecana engel olamıyordum. Onu tekrar hissetmek istiyordum ama biliyorum ki o bana kesinlikle o şekilde bakmıyordu.
Parmaklarım şekilli dudaklarının üzerinden koyu kahve gözlerine doğru ilerledi. Kalın gür kaşlarına oradan da ipeksi saçlarına...
Tam parmak uçlarımla saçlarını okşayacakken Bay Nai'nin sabah olduğunu haykırırcasına ötmeye başladığını duydum. O kadar telaşa kapılmıştım ki elimi hızla çektim ve çekerken dirseğimi Jongin'in burnuna çarptım.
"Ouvv..." dedi yüzünü buruşturarak. Belimde olan elini burnuna götürdü ve acıyla sızlayan burnunu ovmaya başladı. Kendime içimden lanetler okuyordum.
Gerçekten bu kadar sert mi vurmuştum? Tanrım ne kadar da aptalım. Ne yapacağımı bilemedim ve yatakta doğrulup ellerimle burnuna dokunamaya çalıştım. Gözlerime yaşlar hemen birikmişti. Ağlamak istemiyordum ama gözlerime biriken yaşlara engel de olamıyordum.
![](https://img.wattpad.com/cover/19278174-288-k148562.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Angel Of Chickens
FanfictionYazan: Nina Türü: Romantik - Komedi - (Yaoi) - (mpreg) Karakterler: Lay, Kris, Luhan, Kai ve diğer EXO üyeleri. Zhang Yixing -Lay- (23 yaşında) Herkes ona melek der. Wu Yi Fan -Kris- (25 yaşında) Lay ona şeytan der. Lu han - (23 yaşında) Kai ona beb...