11.Bölüm (Bir Ölünün Mektupları)

41 5 17
                                    

Stevan Payne🩸

Gördüğüm manzara sonrasında kitlenmiştim, sadece şok olmuş bir şekilde bakıyordum. Biraz daha bekleseydim, kendini asmış olan adam ölecekti. Onu kurtarmalı mıydım? Tam olarak kimdi bu çocuk? Bunu düşünmeye vaktimin olmadığını fark edince yanına doğru koştum ve onu yukarı doğru kaldırmaya çalıştım. Onu kaldırmaya çalışırken yüzümü ter basmıştı, son bir hamleyle boynuna astığı ipi tuttum ve çektim. Adamı indirdiğimde elimi burnunun altına koydum ve nefes almadığını fark ettim fakat nedenini bilmediğim bir şekilde bu adamı kurtarmam gerektiğini düşündüm. İlk olarak hızlı bir şekilde başını geriye doğru yasladım. İkinci olarak bir elimle alnını tutarken, diğer elimle alt çenesini aşağıya bastırarak ağzını açtım. Daha sonra ona suni teneffüs yaptım fakat hiçbir şey olmuyordu. Ardığım bütün cevapları bana vercek kişiydi bu adam, ona bir şey olmasına izin vermezdim! Daha sonra kalp masajı yaptım fakat hiçbir belirti vermemeye devam etti. En sonunda dayanamadım, bir anlık sinir ve üzüntü patlamasıyla göğüs tarafına sertçe vurdum, göğüs tarafına vurmamla beraber adam öksürmeye başladı. Bu bir mucize, şükürler olsun...


James Payne🩸

Öksürmeye başladım ve göz kapaklarımı yavaşça açmaya çalıştım. ''Cehennemde miyim?'' dedim ve etrafıma baktım. Karşımda tanımadığım fakat yüzünün çok tanıdık geldiği bir adamı gördüm. Benim iyi olduğumu görünce koşarak annemin cesedine doğru koşup ona sarılıp ağlamaya başladı. Annemin cesedine doğru bakıp ''Anne ben geldim! Baştan başlayabiliriz! Seni affediyorum! Lütfen beni tekrardan bırakma...'' diyip çağresizce ağlıyordu. Bu çocuk neden anneme anne diyordu? Yavaşça ayağı kaltım ve ona doğru ilerledim ''Annen mi?'' diye sordum. Çocuğun yüzü kıpkırmızı olmuştu ve hıçkırarak ağlıyordu, yaşıda  büyük göstermiyordu. Çocuk elleriyle yakamı tuttu ve yüzüme baktı ''Sen o çocuksun değil mi? Annemin beni bırakıp, onu tercih ettiği çocuksun! Ben Stevan Payne!'' dedi. Çok kafam karışmıştı ama ilk defa kafam bu kadar çok karışmıştı. ''Gerçekten hiçbir şey anlamıyorum.'' dedim. Stevan ise beni itti ''Tabi anlamazsın, sen benim neler yaşadığımı, neler çektiğimi biliyor musun?'' dedi. Stevan'ın ellerini tuttum, sakince konuşmamız gerektiğini söyledim. 


Stevan umutsuz ve çaresiz yüz ifadesiyle bana bakıyordu ''Konuşacak ne var? Anlamadın mı hiçbir şey? Annemiz beni senden sakladı yıllar boyunca ve benden bir kere olsun sana bahsetmemiş. Ben hayatım boyunca annemi bekledim, onun bir kez görmeyi, görmeyi bırak mesaj atmasını istedim sadece. Bana işleri yüzünden yurt dışına çıktığını söyledi ama yalan söylemiş. Yurt dışına değil diğer ailesinin yanına gittiğini öğrendim yani sizin yanınza! Bu benim ne kadar canımı yaktı biliyor musun? Hangi çocuk bunu kaldırabilir bana anlatabilir misin? Bunları öğrendikten sonra benim psikolojim bozuldu, ben bittim, ben mahvoldum.'' dedi


 Stevan kolunu açıp, kolunda ki faça izlerini bana gösterdi. ''Bunu sağlıklı bir insan yapar mı? Yapar mı bana bunu söyle?! Sen söylemeden ben cevap veriyim yapmaz. Hem babası hem annesi tarafından yıllar boyunca kandırılmış, bütün hayatı yalan olan bir çocuğun ne kadar sağlıklı olmasını bekleyebilirlerdi ki?! Bu faça izleri benim canımı acıtan şey değil. Kalbim bu kadar acırken, ağırırken bu faça izleri benim canımı yakmadı. Annemin evlat ayrımı yapıp beni bırakması canımı yaktı, babamın her gün gözümün içine baka baka yalan söylemesi yaktı, her ay üvey annemi aldattığını öğrendiğimde canım yandı benim.'' dedi. Onu dinlerken dayanamadım ve benimde gözümden yaşlar süzüldü. Onu kendime çektim ve sımsıkı sarıldım ''Bunların hiçbirinden haberim yoktu gerçekten. Çok özür dilerim kardeşim...'' dedim.

Masum Seri KatilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin