Heather'ın ellerini sıkıca tuttum, gözlerinin içine baktım ve konuşmaya başladım ''Annemi kaybettim. O öldü Heather...'' dedim. Heather yutkundu, gözlerini uzun süre kapatıp açtı ve cebinden bir mektup çıkartıp bana verdi ''Benim gerçekten kafam çok karıştı James'' dedi. Heather'ın gözleri dolmuştu çünkü o annem ile çok iyi anlaşırdı. Bunu tahmin etmişti ama benden duyunca yüzü çok kötü oldu. Heather'ı kendime çekip sarıldım ''Umarım beni anlıyorsundur. Hayatım çok karışık bir hal aldı, yoksa seni asla bırakmazdım.'' dedim. Heather'a sarıldığım gibi Heather'ın gözünden yaşlar süzülüyordu. Yaşlarını sildi ve bana doğru sertçe baktı ''Stevan sadece kuzenin mi?'' diye sordu. Heather'a Stevan'ı bulma hikayemi, kardeş olduğumuzu sakince anlattım.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Baş koruma, Mark'a doğru yaklaştı ''Kızı ne yapalım?'' diye sordu. Mark kıza doğru baktı ''Biz kimseyi gebertmeyeceğiz bunu ne zaman anlayacaklar? Bizim amacımız kurallara uymayanları gebertmekten beter etmek!'' dedi. Mark, Lauretta'nın telefonunu aldı ve rehberine girdi 'I will love forever man' a tıkladı. ''Bakalım sonsuza kadar seveceğin adam o mu olacak?'' diyerek gülmeye başladı, bu sırada Lauretta uyandı ve korku dolu gözlerle Mark'ın kötücül kahkasını izledi.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Heather'a, Stevan ile kardeş olduğumuzu ve annemizin intihar ettiğini anlattım sadece. Heather kendine gelemedi ve bir süre kekeledi. Daha sonra paramparça yüz ifadesiyle yüzüme baktı ''Sen neler yaşamışsın böyle! Ben de dünya benim etrafımda dönüyor sanıyorum! Kahretsin! Lütfen beni affet!'' dedi. Heather'ın kendime doğru çektim, sıcak nefesi bütün bedenimi ısıtıyor gibiydi, gözlerini kapatmasıyla beraber yavaşça dudağından öptüm. Heather'ın bana yavaşça karşılık vermesiyle beraber bir kırılma sesi geldi ve ikimiz de ürktük. Sesin geldiği yöne bakınca karşımızda Colt'u gördüm. Colt sinirli bir şekilde bize doğru geldi ''Stevan ve Britney yaralı! Siz burda aşk mı yaşıyorsunuz? Gerçekten inanamıyorum.'' dedi ve ilerledi. Heather ise ''Colt hayır!'' diyip arkasından gitti. Colt beni sinir etsede yapacak bir şeyim yoktu. Bu değişik hallerine alışmaya başlamıştım yavaş yavaş. Ordan çıktım ve Stevan'ın odasına gittim.
Stevan çok masum bir şekilde yatıyordu. Camın karşısında duran sandalyeyi aldım, baş ucuna çektim ve oturdum. Saçlarını okşadım, onunla konuşmaya başladım ''Güzel kardeşim benim. Ne çektin sen? Lu'nun ölümünü nasıl kaldıracaksın şimdi daha anneminizin ölümünü kaldıramadan? Ben senin hep arkanda olacağım kardeşim. Sakın gözün arkada kalmasın.'' dedim ve alnından öpüp odadan ayrıldım.
Daha sonra Britney'in durumunu merak ettim. Kapısı açıktı, yavaşça içeri girdim. ''Merhaba. Müsait mis...'' diye soracakken baş ucunda onu izleyen William'ı gördüm. Çaktırmadan odadan çıktım ve Britney'i beklerken uyuya kalan Alex'in yanına oturdum ve uyandırdım. ''Britney'e bakmaya gidelim mi ne dersin?'' diye sordum. Alex gülümsedi ve başını salladı. Gözlerinin altı uykusuzluktan morarmıştı ama bunu görmesi gerekiyordu. Alex'i kaldırdım, Britney'in odasına götürdüm. Alex, William'ı Britney'in alnından öperek, yanağını okşarken yakaldı ve 'ben burdayım' dermiş gibi öksürmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masum Seri Katil
Mystery / ThrillerKimse istemez elini kana bulamak,cinayet işlemek,katil olmak.Zorunda kaldığım olaylar,yapmak zorunda olduğum cinayetler,dünyayı birkaç pislikten arındırmam benim masumluğumu elimden alır mı? Hayat beni bu noktaya getirdi.Ben masumum ama aynı zamanda...