7.Bölüm (Aşk Oyunu)

50 6 39
                                    

Mikrofonu elime aldım, heyecanımı kontrol etmeye çalıştım ve kafamdaki şarkıya odaklanmaya başladım. Söyleme sırası gelmişti. 

🎵

Svobodnymi vetrami mezhdu strok my teryayem kontrol'.YA razgonyayu volny v okeane tvoikh milykh glaz.Ty skromnuyu ulybku svoyu ot menya proshu ne skroy.Moya rodnaya Leila-lo, nezemnaya Leila-lo.

((Satırların arasındaki hür rüzgarlarla kontrolü kaybediyoruz.Güzel gözlerinin okyanusunda dalgaları kovalıyorum.Sen mütevazi tebessümünü ne olur benden saklama.Canım Leyla'm, İlahi Leyla'm)) TÜRKÇE ÇEVİRİ 

🎵

Bu şarkıyı olabileceğince güzel söylemeye çalıştım. Lindsay'in en sevdiği şarkı olduğunu bildiğim için elimden gelenin fazlasını yapmıştım. Gözlerimi açmamla birlikte kocaman alkış sesleri duyuyordum, yüzüm ter içindeydi gerçekten çok strese girmiştim ama bunu başarmıştım. Lindsay bana hayranlıkla bakıp alkışlıyordu, yanına doğru gittim ve sımsıkı sarıldık. Babasının bize oturduğu yerden dik dik bakmasıyla beraber ikimiz de çekildik.  Lindsay'in annesi bana gülümseyerek baktı ve mükemmel bir sesim olduğunu söyledi, babası ise fena olmadığını dile getirdi. 

Babası kaşıkları bana doğru gösterdi ''Bu tatlıyı hangi kaşıkla yersin bakalım?'' diye sordu. Kaşıkların hepsi çok küçük geldi gözüme bu yüzden aralarındaki en büyük kaşığı gösterdim. Babası sağ eliyle yüzüne doğru vurup, Lindsay'e baktı ''Cidden bu çocuk mu daha kaşık seçmesini bilmiyor!'' diye bir tepki verdi ve bu tepkisini çok gereksiz buldum. Ağzımı açıp konuşacakken Lindsay birden ''Pardon?!'' diye bağırınca annesi konuşmaya başladı ''Bu çocuk ailemize uygun değil ve asla olamayacak.'' Lindsay daha çok sinirlendi ''Artık bir durun. Her ilişkim sizin yüzünüzden son buluyor, artık konuşmak istemiyorum!'' dedi, herkes bize doğru bakıyordu.

 Lindsay ayağı kalktı, ne yaptığını anlamıyorken birden beni tuttu, kendine çekti, ailesinin ve herkesin huzurunda dudağımdan öptü. Herkes birden bizi alkışmaya başladı, artık sevgilim olmadığı aklıma geldi ve Lindsay'e karşılık verdim. Ailesi bize doğru ters ters bakıyordu, Lindsay'in babası birden ayağı kalkıp beni ittirdi ve Lindsay'e bir tokat attı. ''Ailemizin şerefini 5 paralık ettin sana yazıklar olsun. Hayırsız evlat!'' diye bağırmaya başladı. Lindsay'in gözünden yaşlar geliyordu ayağı kalktım ve Lindsay'e sarıldım. O anlık sinirle masadaki bıçağı alıp babasının kalbinin tam ortasına doğru saplamak istiyordum fakat Lindsay için sakin kalmalıydım.

Lindsay'i teselli ederken birden babası tekrardan bağırmaya başladı arkamı döndüğümde kalbini tutuyordu, onu öyle görünce çekildim ve yardım etmek için yanına doğru gittim. Lindsay'in babası sandalyeden düştü ve kafasını yere doğru çarptı. Lindsay babasına doğru koşarak geldi ve sarıldı ''Baba aç gözünü! Özür Dilerim baba! Baba lütfen aç gözlerini! Baba beni bırakma!'' diye bağırıyordu. Ordaki herkes desteği arıyordu, ben ise Lindsay'ı kendine getirmeye çalışıyordum. ''Sakin ol her şey düzelecek.'' Lindsay'i ilk defa bu kadar mutsuz, çaresiz ve savunmasız görüyordum, küçük bir çocuk gibi ''Babam iyileşecek değil mi?''  diye bana soruyordu. ''İyileşecek hepimiz çok mutlu olacağız'' dediğimde gülümsedi, gülümserken ağlamaya devam ediyordu. İşte bunlar acının tatlı gözyaşları...

Lindsay'i teselli ediyorken gözüm bir anda karşıya doğru çarptı, bunun burda ne işi vardı? Britney? Gördüğümü farkedince hemen çıkıştan çıktı, ''Bekle, geliyorum'' dedim ve hızlıca ayağı kalkıp çıkıştan çıktım. Britney'i arabasına doğru koşarken gördüm ve ona doğru hızlıca ilerledim, onu tuttum ve arabaya yasladım. ''Ne işin var burda?'' Britney bana baktı ve güldü ''Asıl senin ne işin var burda? Ben buraya hep dinlenmek ve kafa dağıtmak için gelirim.'' dedi. Sinirlendim ve saçlarını elime doladım. ''Yalan söylemeyi kes. Beni mi takip ediyorsun?'' dedim. Britney yakamdan tuttu ''İster inan, ister inanma elini saçlarımdan çekmezsen senin için fena olur.''

Masum Seri KatilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin