6.Bölüm (Sahne Senin)

54 7 46
                                    


Kalbim, bu kelimeri duyunca incinmişti ama yapacak hiçbir şey yoktu. Bir an Heather ile bütün yaşanmışlıklarımızı bütün anılarımızı düşündüm fakat diyecek hiçbir şey yoktu. Gözüm dolmuştu ona doğru baktım ve ''Peki'' dedim. Heather'da farkettirmemeye çalışsada onun da gözleri dolmuştu. Onun yanından uzaklaştım ve tuvalete doğru gidecekken Colt'u gördüm elini hemşire sargıyla sarıyordu. Onu görmemezden gelmeye çalıştım çünkü canım çok yanıyordu, tam çıkacakken Colt bağırdı ''James, buraya gel'' odaya doğru ilerledim ve kendimi tutmaya çalıştım. Colt ''Otur yanıma gel.'' dedi. Yanına oturduğum gibi gözümden bir damla yaş süzüldü. 


Colt ''Neyin var senin? İyi misin dostum?'' dedi. ''İyiyim'' dedikçe gözlerimden yaşlar süzülmeye devam ederken, sol elini omzuma attı. ''Üzülme, bende üzülüyorum. Ne olursa olsun her zaman yanındayım tamam mı?'' dedi. Gözlerimi ovuşturup ona baktım ''Aylarca belki de yıllarca süren aşkımız bugün son buldu.'' Bırakta biraz üzüleyim! Bana doğru döndü ve gülmeye başladı. Gülmesine hiçbir anlam verememiştim. ''Komik olan bir durum mu var Colt?!'' dedim. Colt gülmeye devam ederken cevap verdi ''Bunun için üzüldüğüne inanamıyorum! Elini sallasan ellisi zaten dostum.'' dedi. Biraz sinirlenip ayağı kalktım ''Bu gülünecek bir konu değil, başına geldiği zaman ben de sana aynı şeyleri söyleyeceğim.'' dedim ve hastaneden çıktım. 


Telefonum çalmaya başladı arayan Lindsay'di. Telefonu açtığımda Lindsay'in sesi çok kötü geliyordu ve hızlıca soluklanıyordu ''Yardım et!'' diye bağırdı, ''İyi misin Lindsay?'' dedim. Lindsay ise ''Çabuk ol!'' diyip telefonu yüzüme kapattı. Kötü bir şey olduğu çok belliydi ve bunu duyunca hemen yola çıktım. 

*****James, yola çıktıktan sonra Britney, onun gizemini merak edip onu takip etmeye başlar.*****

Eve vardığımda kapı açıktı, içeri girdim ve Lindsay'ı kolundan bıçaklanmış bir şekilde yerde buldum. Koşarak yanına gittim ve bıçağı çıkarmaya çalıştım, Lindsay'in çok canı yanıyordu, her yeri terden sırılsıklam olmuştu, kolu kan içindeydi. Bıçağı çıkarttıktan sonra hemen odamda ki sağlık çantasını getirdim ve Lindsay'in koluna pansuman yaptım. Ona doğru baktım ''Hastaneye gitmemize gerek var mı?'' diye sorduğumda ''Gerek yok zaten çok derin değildi. Bence daha önemli işlerimiz var.''dedi ve aklıma o an annem geldi. ''Bunu sana annem mi yaptı yoksa? O nerede ?!'' diye sordum. Lindsay ''Annen yaptı ve onu engellemeye çalışırken soktu koluma bıçağı, kaçtı!'' Gerçekten çok sinirliydi ve buna hakkı vardı. ''Annem delirdi biliyorsun, onu bulmamız gerek. Buralardan çok fazla uzaklaşacağını düşünmüyorum'' dedim.


Lindsay ile yola çıktık ve etrafa bakınmaya başladık. Nerdeyse bütün eskiçiftliği dolaştık hiçbir yerde yoktu. Lindsay bana doğru döndü ve çok susadığını, yorulduğunu söyledi. Doğrusu ben de çok susamıştım, saatlerce annemi arıyorduk. Yakında bir bakkal gördük ve oraya girdik. ''Kimse varmı?'' diye bağırdım ama cevap veren yoktu, yere baktığımda yerde kanlar vardı. Lindsay, kanları görünce hemen yüzüme baktı ''Ne olmuş burada böyle?''.  Elini tuttum ve ilerideki kapıya doğru gittik, kapıyı açtığımızda iplerle bağlı kanlar içinde bir adam ve yanında kim vardı tahmin edin?!  Annem.


Annemi hemen tuttum ve kendime çektim. ''Anne sen ne yapıyorsun? Neden bu adam iplerle bağlı? Amacın ne anne?! Annem üzülmüş bir şekilde suratıma baktı. ''Ben çikolata istemiştim ama param yoktu, o da bana vermedi!''. Bunları duymak gerçekten beni çok üzüyordu artık, annem gerçekten başımıza çok büyük bir bela olmuştu. Anneme dik dik baktım ''Bir daha çikolata istediğin zaman bana söyle '' dedim. Onunla ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Lindsay ile beraber adamın iplerini çözdük, adam dehşete düşmüştü. Kolu, bacağı, boynu, yüzünde hep kesik izleri vardı. Adama doğru eğildim ''Bu yaşadığın her şeyi unut, eğer bunları birine anlatacak olursan seni bu sefer gerçekten gebertirim.'' dediğimde çıtı çıkmadan kafasını yukarı aşağı  salladı. Tam ayağı kalktığımda dışardan bir ses geldi, Lindsay'e döndüm ''Bu videoyu kaydettikten sonra çıkan ses değil mi?'' dediğimde Lindsay hemen dışarı baktı ve kimseyi göremedi. ''Ben de duydum ama kimse yok.'' İşte bu gerçekten tuhaftı.

Masum Seri KatilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin