13.Bölüm (Bazı Gerçekler)

26 4 0
                                    

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Silah sesleri çıktıktan sonra uzun bir sessizlik oluştu. James ve onlara silah doğrultan adam yere düşmüştü. Heather endişeli ve tedirgin bir ses tonuyla ''James!'' diye bağırarak koşma başladı. James gözleri kapalı bir şekilde yerde yatıyorken, Heather onun yanına eğildi ve yanaklarını tutup ağlayarak bağırmaya başladı ''Hayır James! Bu şekilde beni bırakamazsın. Seni sevdiğimi söylemeden beni bırakma, böyle bitmesin James lütfen! Yaptığın her şey için seni affediyorum yeter ki ayağı kalk!'' derken James'in gözleri açıldı ve gülmeye başladı ''Çok mu korktun?'' Heather, James'in gözlerini açtığını görünce daha çok ağlamaya başladı, James kalkıp ona sarıldı. Heather hıçkırarak ağlayarak konuşmaya çalışıyordu ''Sakın bir daha böyle bir şey yapma! Seni kaybedeceğim diye çok korktum!'' dedi. James elleriyle Heather'ın saçlarını okşadı ''Benden kurtulmak o kadar kolay değil Heather Roden.''

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Heather ile hasret giderken bir silah sesi daha geldi. Silahımı alıp hızlıca pantolonumun içine soktum. Heather'ın yüzünü avuçladım ve gözlerinin içine baktım ''Elinden geldiği kadar hızlı koş. Benim Stevan'ı almam gerekiyor'' dedim. Heather ise göz yaşlarını sildi, ciddileşerek gözlerimin içine baktı ''Hiçbir yere gitmeyeceğim James! Yeni kavuşmuşken seni burda bırakamam!'' dedi. Ses tonumu biraz daha kalınlaştırdım ''Şu anda bunun için zamanımız yok! Ne kadar az kişi olursak o kadar iyi.'' dedim. Heather, benden uzaklaştı, yere doğru bakarak konuşmaya başladı ''İyi olacağına söz ver.'' dedi. ''Söz veriyorum, çabuk ol!'' dedim ve Heather gitti.

Stevan'ın yanına doğru gittim. Stevan duygusuz bir şekilde Lauretta'nın cesedine bakıyordu. ''Gitmemiz lazım Stevan!'' dedim ve kolunu tutacakken, Stevan beni ittirerek duygusuz ve çağresiz bakışlar attı. ''Sevdiğim herkesi kaybediyorum, lütfen benden uzak dur, senide sevmek istemiyorum.'' dedi. Adamlar iyice yaklaşmıştı ve silah sesleri yakından geliyordu. Biri eline megafon almış bağırıyordu ''Yasaklı bölgeye girdiniz, burdan çıkış yok hepiniz öleceksiniz. İşleri zorlaştırmaya devam ederseniz 10 kişi daha gelecek. Hemen teslim olun!'' dedi. Stevan'a son bir kez sordum ''Geliyor musun? Gelmiyor musun?'' Stevan yeniden yüzünü Lauretta'nın cesedine çevirdi. ''Gelmiyorum!'' dedi. Son çare olarak silahımla Stevan'ın kafasına vurarak onu bayıltarak kucağıma alarak koşmaya başladım fakat geç kalmıştım. Karşımda 3 tane silahlı adam belirdi ve silahlarını bana yönelttiler. İlk silahlı adam konuşmaya başladı ''Hemen o adamı yere bırak ve teslim ol!'' dedi. Stevan'ı yere bıraktım ve ellerimi yukarı kaldırdım. İkinci silahlı adam ''Yere eğil!'' diye sertçe bağırdı. Bu çok sinirimi bozsada yapabileceğim pek bir şey yoktu, yere eğildim. Üçüncü adam silahı başıma yaslayıp tetiği çekti. ''Sana soracağım soruları cevaplamazsan beynini dağatacağım!'' dedi. Sanırım bu sefer gerçekten öleceğim.

Tam ölüme kendime hazırlarken, önümde duran üçüncü silahlı adam birden yere yığıldı. Diğer iki silahlı adam arkasını döndü ve etraflarına dikaktlice bakarken ikinci adamda vuruldu. Birinci adam ise korktu ve kaçtı. Birinci Adam kaçtıktan sonra, iki adamı vuran kişi dikkatlice yaklaştı. Onu görünce derin bir oh çektim.

 Onu görünce derin bir oh çektim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Masum Seri KatilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin