Anneme doğru hızlıca koşuyordum, boynunu kesmesine milim kalmıştı ki Lindsay arkasından geldi ve kolunu tuttu. Annem ''Bırak beni, kocam beni bekliyor!'' diye bağrıyordu. Lindsay bunlara aldırış etmedi ve annemin sırtına diziyle vurdu, annem yere düşerken, Lindsay bıçağı tuttu. Bunları izlerken gözyaşlarımı durduramıyordum, Lindsay'in beni böyle görmesini istemiyordum. Hatta hiçbir insanın beni bu şekilde çaresiz görmesini istemezdim ama kendimi hiçbir şekilde durduramadım. ''Lindsay!'' diye bağırıp ona doğru koştum ve sımsıkı sarıldık. Ona sarılınca ağlamam daha çok arttı, Lindsay başımı okşuyordu. Kollarında huzuru bulmuştum, beline kadar uzanan sarı saçlarının kokusu burnuma kadar gelmişti. Kokusunu içine çektikçe rahatladım, dakikalarca böyle kaldıktan sonra niyahet sakinleşebişmiştim. Daha sonra yavaş yavaş çekilirken gözlerim onun yemyeşil, orman rengi gözlerine çarpmıştı, onun da benim gözlerime doğru baktığını gördüm. Onu kendime doğru biraz daha çekmiştim, nefes alış verişini duyabiliyordum. Çok heycanlanmıştım ve o an onu o kadar çok arzulamıştım ki fakat sonradan bunun yanlış olduğunu düşündüm ve aklıma Heather geldi ve geri çekildim.
''Ş-şey Lindsay'' dedim ona doğru bakarak, Lindsay ise yukarı doğru bakarak ''E-efendim James'' dedi. ''Ee nasıl gidiyor'' dedim, Lindsay ''Annen yerde yatıyor onu kaldıralım artık'' dedi. Bunu duyunca elimle kafama vurdum ve içimden ''Yerde yatan annenide unutmazsın gerizekalı!'' dedim. Sonra kendi kendime yeniden ''Bu kadar şey yaşadım bir zahmet bir şeyleride unutiyim sensin gerizekalı!'' dedim. Lindsay bana doğru baktı ''Sen iyi misin?'' ona doğru döndüm ve gülümsedim ''İyiyim tabi iyiyim.'' Kendi kendime konuşup kavga etme özelliğim vardı maalesef ama şizofren değilim merak etmeyin, kimse beni anlamayınca kendi kendime dertleşmeye başladım ve arada kavga ediyorduk kendimle işte böyle. Aman ben ne anlatıyorum neyse annemi kaldırmalıydım. ''Annemi aldık ve arabaya bindirdik. Lindsay bana doğru baktı. ''Bu evi temizlememiz gerek bence'' dedi ve haklıydı.
Tişörtümüzü burnumuza kadar kaldırdık ve içeri girip ilk olarak camları açtık, içerisi güzel bir şekilde hava almaya başlıyordu. Daha sonra banyodan temizlik malzemelerini aldık ve ayarladık, daha doğrusu Lindsay ayarladı çünkü ben temizlik hiç yapmamıştım. Temizlemeye beraber başlayacakken Lindsay ''Dur!'' dedi ve 'Tolan Shaw - Gold' şarkısını açtı ''Bu şarkıya bayılırım'' Bu şarkının altında beraber içerdeki toprakları dışarı attık, kanları temizledik. İkimizde çok yorulmuş ve beraber aynı çekyata oturduk. Lindsay üstüme uzandı bu sefer ben onun saçlarını okşuyorken bana doğru döndü ''Terliyim biraz daha sonra istediğin zaman saçımı okşayabilirsin'' dedi. Bunu duyunca istemsizce sırıtıp ''Sen de bana çok elleşme halime bakar mısın her yerim kan, ter'' Lindsay kalktı ve eliyle yüzümü okşadı ''Böyle de çok çekicisin'' dedi.
Kendimi çok zor tutuyordum, tam şu an çalan şarkının altında onu öpmek istedim. Daha fazla dayanamadım ve tam dudağım dudağına doğru değecekken, annem içeri doğru girdi ve müziği kapattı. ''Allah'ın cezası, şaşkoloz oğlum benim. Kızları öpmeyi bırakta biraz götünü toplamayı öğren artık!'' diye bana bağırmaya başladı. Ne olduğunu anlamaya çalışırken, annem bana doğru geldi ve beni kaldırıp arkama geçti, baktığımda arkamı koklama başlamıştı. Anneme doğru döndüm ''Anne naptığını sorabilir miyim?'' dedim annem bana doğru döndü. ''İyi altına yapmamışsın bu seferde yapsaydın şamarı yiyecektin'' dedi. Ben neler olduğunu anlamaya çalışırken Lindsay oturduğu yerden kahkahalar atıyordu. Allah'ım sabır ver bana lütfen, ben bu delilerin içinde ne yapacağım! Gerçi ben de deliyim ama olsun, bana kendim yetiyor zaten. Yine deli gibi içimden konuşmam bittikten sonra aklıma Alex geldi.
Lindsay'i yanıma çağırdım ''Benim gitmem gerek. En iyi arkadaşım hastanede ve durumu kötüydü bir ona bakıyım'' dedim. Lindsay'in yüzü asılmıştı ama gülümsemeye çalışıyordu. ''İyi git bakalım sevgilin merak etmiştir, ben senin psikopat annene bakarım.'' dedi bunu duyunca gülmeye başladım. ''Yoksa sen kıskandın mı?'' derken Lindsay ciddi bir şekilde yüzüme baktı ''Psikopat annene bakma kararım değişmeden bence gitmelisin'' dedi. ''Tamam kaçtım kendine iyi bak prenses'' diyerek kapıyı çekip çıktım.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Heather, Colt ile hastanede dertleşiyorlardı. Heather çok sinirlendi ve ağır konuşmaya başladı ''Bir insan neden en iyi arkadaşı hastanede can çekişirken birden ortalıktan kaybolur? Biri bana bunu açıklayabilir mi ? Bu kadar sorumsuz, bencil bir insan hayatım boyunca görmedim. Bu kadar...'' derken Colt, Heather'ı kendine çekip sarıldı. ''Tamam sakin ol hepsi geçecek. Colt en iyi arkadaşım ama bu haraketlerini asla savunamam. Çok gizemli ve tuhaf davranıyor'' dedi. Heather, Colt'a sımsıkı sarıldı. ''Sen olmasan ne yapacağım hiç bilmiyorum'' dedi. Colt sırıttı ''Ben hep yanındayım tamam mı üzme kendini.'' Heather bunları duyunca azda olsa rahatlamıştı, Colt'a doğru döndü ve yanağından öptü. ''İyi ki varsın, iyi ki senin gibi bir kardeş edinmişim!'' dedi. Colt bunu duyunca yüzü düştü ''İyi ki.'' dedi. Heather aşağıya kantine Britney'e bakacağını söyledi ve Colt'un yanından ayrıldı. Colt çok sinirlenmişti ve tuvalete gidip yüzünü yıkadı. ''Ben ne yapacağım, en iyi arkadaşıma sevdiğim kızı tanıştıracaktım, ona ne kadar aşık olduğumu söyleyecekken, gitti kızla sevgili oldu. O da bana karşı bir şeyler hissediyordu emindim buna, James sana lanet olsun!'' diyip camı kırdı. Elleri kan içinde kalmıştı.
Heather, Britney'in aşağıda kantinde olduğunu düşünerek aşağıya indi. Kantini ararken arka masada, Britney ve yanında bir adamı gördü. Tam yanlarına gidecekken, bir anda adamın Britney'i öptüğünü gördü. Heather bu manzarayı görünce şok olmuştu. Britney, Heather'ı farkedince hemen adama tokat attı. ''Sana lanet olsun pislik, hemen burayı terket! Ben seni arkadaşım olarak görüyordum William!'' diye bağırdı. William ona doğru şaşkın bir şekilde bakarken, Heather geldi ve William'ı itmeye başladı. ''Bak eğer seni bir daha Britney'in yanında göriyim seni gebertirim.'' dedi. William, Heather'a sert bir bakış atıp ordan çıktı. Britney, Heather'a döndü. ''Sen olmasan ne yapacağımı...'' derken birden Heather'dan sert bir tokat yiyip yere düştü. Heather üstüne doğru uzandı. ''Ne yaptığını gördüm, çok güzel karşılık verdin. Zamanı gelince senin çıranı yakacağım, seni çok yanlış tanımışım. Sürtük!'' dedi ve üstünden kalkıp yukarı Alex'in katına çıktı.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Nihayet hastaneye yetişmiştim, hemen yukarı doğru Alex'in odasına çıktım. Doktora girip giremeyeceğimi sordum, doktor hastanın uyandığını ve girebileceğimi söyledi. İçim rahatlamıştı, Alex'in odasına girdim ve orda Heather'ı da gördüm. ''Selam.'' diye girdim, Heather kalktı ve bana doğru döndü. ''Konuşacağız bekliyorum.'' dedi. ''Alex ile konuştuktan sonra gelirim.'' dedim ve Heather odadan çıktı. Alex beni görünce çok sevindi. ''Benim adamım ya! Çok özledim seni sen nerelerdeydin!'' dedi. Yanındaki koltuğa oturdum ve dayanamayıp azda olsa sarıldım. ''Gerçekten çok şey oldu, şimdi anlatamam ama daha sonra anlatacağım.'' dedim. Alex gülümsedi ve bana sarılmaya çalıştı. ''Ah canım gerçekten çok acıyor ama seni çok özledim adamım.'' dedi. Sarılmaması gerektiğini söyledim, çıktıktan sonra bolca sarılabileceğini ona anlattığımda yüzü gülmüştü. Alex, çok anlayışlı ve çok iyi kalpli biridir. Onu bu iyi kalbiyle tanıdım, her zaman benim arkamda durmuştur hem de ne olursa olsun. Bana ''Britney nerde? Onu gördün mü?'' dedi. Görmediğimi söyleyince yutkunup bana baktı. ''Kuzeniyle beraber gelmiş, ikisi girmişti odaya. Bana yiyecek bir şeyler almak için kantine inmişlerdi ama daha dönmediler. O kuzeni de bana çok kötü bakıyordu, hiç hoşlanmadım.'' dedi. Tamam şimdi iner bakarım dedim, bana teşekkür etti ve odadan çıktım.
Aşağı doğru inecekken Heather kolumdan tutu. ''Nasıl açıklayacaksın bilmiyorum ama nerdeydin James?'' dedi. Bunu şu an açıklayamayacağımı ve üzgün olduğumu söyledim, Heather beni öldürecekmiş gibi bakıyordu. ''Ben bu ilişkiden artık hiçbir şey anlamıyorum James. Bitmesi ikimiz için de en iyisi bence'' dedi. Gözlerime artık aşkla bakmıyordu, çok soğuk bir yabancı gibiydi. Bu söyledikleri benim canımı çok yakmıştı. Yoksa bir aşkın bitişine mi gelmiştik?
(5.Bölüm Sonu)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masum Seri Katil
Misterio / SuspensoKimse istemez elini kana bulamak,cinayet işlemek,katil olmak.Zorunda kaldığım olaylar,yapmak zorunda olduğum cinayetler,dünyayı birkaç pislikten arındırmam benim masumluğumu elimden alır mı? Hayat beni bu noktaya getirdi.Ben masumum ama aynı zamanda...