Gördüklerim karşısında şaşkına dönmüştüm, Colt'un, Heather ile fotoğrafına bakıp gülümsemesi çok tuhaf bir durumdu. Daha sonrasında o fotoğraftan da Heather'ı kesti, kestikten sonra arkasını dönüp bana gülümsedi ''Aa hoşgeldin karşim! İçeri gelsene!'' dedi. Beni mi farketmişti? Yoksa gerçekten onu da mı kesecekti? En yakın arkadaşımın bu kadar şerefsiz olabileceğini düşünmek istemiyordum.
Bu gördüğüm şeyden kesin bir karara varamasamda bunu aklımın bir köşesine yazmıştım. Ben de içeri girdim. Britney haricinde tam kadro burdaydık. Alex'e Brtiney'i sordum, Alex ise Britney'in telefonlarını açmadığını söyledi. Alex çok meraklanmıştı bizde onu rahatlatmaya çalıştık. Alex'i rahatlatmaya çalışırken pencerede öğretmenimiz K.C'yi gördük. Colt'a burda ne işi olduklarını sordum, buraya yeni taşındıklarını söyledi.
Camdan bakarken, K.C'nın kocası Frank'in geldiğini gördük. Aralarında kısa bir sohbet sonunda Frank, K.C'ye sert bir tokat atıp onu yere düşürdü. Colt ile bunu gördükten sonra birbirimize doğru sinirli, kararlı, intikam isteyen bir bakış attık. Heather ve Alex'te gördüklerinden sonra çok sinirlenmişti onlarda hemen arkamızdan geldiler.
Colt ile sinirli bir şekilde adama doğru yürürken bağırdı ''O kadına bir daha el kaldırmayacaksın demedik mi lan sana!'' diye bağırdı. Frank, Colt'a doğru sert, dik bakışlar attı ''Karı benim. İster severim ister döverim. Kimse karışamaz!'' dedi. Ardından sinirle ve sert bir dille ben dahil oldum ''O senin malın değil it! Ona öyle davranmaya hakkın yok ne olursa olsun!'' Frank duyduklarından sonra sinirlendi ve üstümüze doğru gelmeye başladı ''Davranırsam ne olur lan!'' diye bağırdı. Bizde onun üstüne yürüyecekken Heather bizi durdu ''Kesin bir çözüm bulmamız gerek. Geçen Colt, Frank'e saldırmıştı ama ne oldu? Ayırdılar ve her şey yine eskisine döndü!'' dedi. Frank'i de K.C tutmuş ve götürüyordu. Heather bunları anlattıktan sonra aklıma Frank'in ses kaydı geldi ama o Frank için küçük bir ceza olurdu. Onun ilk önce fazlasıyla canını yakacağım sonra fare gibi kapana kıstıracağım!
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Sınıfta yaşanan büyük kavgadan sonra öğretmenler içeri girdi ve sınıftakileri ayırdılar. Kavga sonrasında Stevan'ın üstü yırtılmıştı ve faça izleri gözükmüştü. Orda ki çocuklar ise ''Sınıfımızda façacı istemiyoruz hocam!'' diye bağırmaya başladılar. Lauretta ise çocukların üstüne yürüyüp ''O çocuğun yaşadıklarının yarısını yaşasaydınız şimdiye kendinizi asmıştınız!'' dedi. Sınıfa giren orta boylu kestane kahverengi saçlı, kirli sakallı, kumral bir erkek öğretmen, Stevan'ın kolundan tutup baktı. ''Sen kaydını yeni yaptırmıştın dimi. Şimdi gidip hızlıca iptal ettir.'' dedi. Stevan ise gözyaşı dökmemek için kendini tutarak sınıftan çıktı. Lauretta, öğretmene döndü '' Bende iptal ettiriyorum hızlıca iyi günler!'' dedi ve sınıftan çıkıp Stevan'ın yanına koştu.
Stevan okulun çıkış kapısının yanında ki kaldırıma oturmuş ileri doğru kırgın bir şekilde bakıyordu. Daha sonra yanına hızlıca Lauretta geldi, yanına oturdu, kafasını omzuna yasladı ''Boşver bize başka lise mi yok?'' dedi. Stevan'ın gözünden bir yaş aktı ''Sorun tek bu lise değil. Hayatımda hiçbir şey yolunda değil Lau.'' Lauretta, Stevan'ın yüzünü kendine çevirdi ''Ben senin hep yanında olacağım yetmez mi?'' diye sordu. Stevan ise ayağı kalktı ''Seni bile kaybediyordum Lau! Ben de bir uğursuzluk var hiçbir şeyim yolunda gitmiyor. Şimdi benim yüzümden bir okul daha değiştireceksin. Ben sana zarar veriyorum!'' dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masum Seri Katil
Mystery / ThrillerKimse istemez elini kana bulamak,cinayet işlemek,katil olmak.Zorunda kaldığım olaylar,yapmak zorunda olduğum cinayetler,dünyayı birkaç pislikten arındırmam benim masumluğumu elimden alır mı? Hayat beni bu noktaya getirdi.Ben masumum ama aynı zamanda...