Kimse istemez elini kana bulamak,cinayet işlemek,katil olmak.Zorunda kaldığım olaylar,yapmak zorunda olduğum cinayetler,dünyayı birkaç pislikten arındırmam benim masumluğumu elimden alır mı? Hayat beni bu noktaya getirdi.Ben masumum ama aynı zamanda...
Stevan ile annemin yapmamızı istediği görevi yapmak için hızlıca hazırlandık. Annemi kaybetmek canımı fazlasıyla yakıyordu, soluduğum nefes bile resmen zehir gibi geliyordu. Her ne olursa olsun o benim annemdi. Onu affedeceğim ve Stevan'a en iyi şekilde bakacağım tıpkı annemin istediği gibi. Stevan ile aramı iyi tutmak için yapmam gereken bazı şeyler vardı. Babası Richard'ı bilindiği üzere öldürmek zorunda kalmıştım. Öldürdükten sonra telefonunu saklamıştım ne olur ne olmaz bazıları katiller bütün ip uçlarını yok eder diye ama o ip uçları onlarında işine yarayacak yanları olabilir. Richard'ın salonun ortasına sakladım ama ordan kimse bulamaz, herkesin belirlediği özel yerler vardır. Bizim evde askılık gibi görünen gizli bir kapı var ve tam olarak giriş kapısının yanında. Orda neler neler saklamıştım kimsenin ruhu bile duymamıştı.
Gizli kapıdan içeri girdim ve depo açıldı. Depoda bozuk bir çamaşır makinesi vardı bende çamaşır makinesinin içine bana olmayan, yırtık, pırtık birkaç kıyafeti soktum ve kıyafetlerin iç ceplerine 2 telefonu yerleştirmiştim. Kan kırmızı renginde olan gömleğimi kaldırdım ve gizli iç cebindeki telefonu çıkarttım. Buna çok güzel dikkat ettiğimi düşündüm ve telefonu alıp Stevan'a yazmaya başladım. ''Merhaba oğlum, bir iş gezisi için yabancı bir ülkeye gideceğim ve uzun bir süre gelmeyeceğim. Size veda etmek çok isterdim ama gidememekten korktum. Kendine çok iyi bak.'' yazdım ve mesajı yolladım.
Mesajı yolladıktan sonra telefonu kapattım, gömleğimi kaldırdım, içinde ki cebe geri koydum. İçeri gittiğimde Stevan telefonunun ekranına, hayal kırıklığına uğramış bir ifadeyle bakıyordu. Stevan'ın omzunu tuttum ve ne olduğunu sordum, Stevan yüzüme baktı, gözleri dolmuştu ''Babamda beni bırakacak'' dedi onun yanaklarını avuçladım, gözlerinin içine baktım. ''Sadece bir iş gezisine çıkmıştır, geri gelecektir elbet bir gün'' dedim. Stevan çekildi, gözlerini sildi. ''Hazırsan gidebiliriz, ben Lauretta'ı çağırdım.'' dedi. Ellerimi yüzüme yerleştirdim ''Öff be!'' dedim ve oturdum. Stevan ne olduğunu sordu, bende Heather ile ayrıl olduğumuzu söyledim. Stevan ''Kolay gelsin abiciğim! Hızlıca hallet eski manitinle işini.'' dedi. ''Söylemesi kolay!'' diye bağırdım ve telefondan Heather'ı aradım fakat ona ne söyleyeceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. Heather telefonu açtı, ona orman gezisi hakkında bilgi verdiğimi ve çok eğleneceğimizi söyleyince Heather güldü. ''Tamam geliyorum, sana bir sürprizimde var!'' dedi. ''Bekliyor olacağım.'' dedim ve telefonu kapattım.
Stevan'ın sevgilisi Lauretta gelmişti. Kızı gördüğümde göz bebeklerim büydü gerçekten çok güzel bir kızdı. Uzun kızıl saçları, ceylan gözleri, dolgun dudakları ve çok güzel bir fiziği vardı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Lauretta koşarak Stevan'a sarıldı, aralarında çok hoş bir çekim vardı. Onları öyle görünce Heather ile eski anılarımız aklıma geldi. Bizimde yıllarca süren bir aşkımız vardı fakat ağır olaylar yüzünden bitirmek zorunda kalmıştı, belki yapacağımız bu orman gezisi bağlarımızı daha çok güçlendirecekti. Lauretta bana doğru geldi, el sıkıştık ve onu içeri davet ettim. Heather gelene kadar biraz kaynatabileceğinizi söylediğimde gülümsedi ve hep beraber içeri geçtik. İçeride baya bir konuştuk hatta Lauretta, Stevan ile aşk hikayesini anlatmaya başladı.
