İmkansızım Final

235 10 4
                                    


Y/N : Neler oluyor? Bunlar da ne?

Tae : Medya... İkinizle birden çıkıyorum gibi göstermiş.

Y/N : Bunları ne ara çekmişler.

Tae : Seninle olanlar sorun değil... Sorun olan Mari...

Y/N : Sana bu kadar yaklaşmasına izin verdin mi?

Gözlerine bakıyordum. Olumsuz cevabı duymak istiyordum.

Tae : Vermedim tabi ki. Bana dokunmaya çalıştığın da ittim. O konuşma uyarı amaçlıydı. Bize yaklaşmaması konusunda.

Y/N : Ne olacak peki?

Tae : Seninle ilişki mi duyuracağım.

Menajeri : Bunu ne kadar istemesek de olması gereken o.

Dedem : Lütfen terbiyenizi takının. İstemesek te ne oluyor. O benim torunum ve ona böyle davranamazsınız. Bu üslupla devam edecekseniz görevliler size kapıyı gösterebilir.

Menajer : Yanlış anlamayın lütfen. Taehyung şuan mesleğinin zirvesin de. Ve bu haber doğrulanınca onu çok etkileyecek. Onu düşünmek benim görevim.

Dedem : Torunumu düşünmekte benim görevim.

Menajer : Şuandan itibaren ne yapmamız gerektiğini konuşalım.

O sıra da menajer çalan telefonuyla sözünü yarıda kesmişti.

Menajer : Buyurun efendim... Tabi tabi. Adresi yolluyorum hemen.

Telefonu kapattıktan sonra bize dönerek konuşmaya başladır.

Menajer : PD'nim buraya gelecekmiş. O da birlikte düşünüp karar vermek istediğini söyledi.

Dedem : Buyursun gelsin.

Yavaşça Tae'nin yanına yaklaşarak gözlerinin içine baktım. Her şey onun için çok hızlı gelişmişti ve benim yüzümden şuan zor durumdaydı. Ve daha zor durumda da kalabilirdi.

Y/N : Ne düşünüyorsun.

Tae : Bilmiyorum... Her şey çok hızlı ilerledi. Seninle olan hiç bir şey de sıkıntı yok. Ama Mari'yi hesaba katamamışım.

Y/N : İstersen...

Tae : İstersem ne Y/N. Kötü bir şey söyleme.

Y/N : Ah yok bir şey. Boş ver.

Tae : Özür dilerim Y/N. Sadece şu konudan kurtulmak istiyorum bir an önce.

Kapının çalmasıyla elim ayağıma dolanmıştı. Koşarak kapıyı açıp PD'nimi karşıladım.

Y/N : Buyurun lütfen.

PD : Teşekkürler.

Dedem gelen kişiyi görünce birden ayağa kalktı. Şok olmuş bir şekilde yüzüne bakıyordu.

Dedem : Vay... vay... O ünlü PD sen miydin yahu!

PD : İnanamıyorum. Kadere bakın. Sizi burada görmek... Daha doğrusu böyle karşılaşmak...

İkisi de gülerek birbirini kucaklamıştı. Biz ne olduğunu anlamaya çalışır bir şekilde onlara bakıyorduk.

Y/N : Dede ?

Meriç : Dedem kayıp oğlunu falan mı buldu?
Dedem Meriç'in dediğine kahkaha atarak karşılık verdi.

Dedem : Haklısın oğlum. Kayıp oğlumu buldum denebilir. Zamanında sürekli peşim de dolanıp her konu da yardım etmeye çalışırdı bana. Oğlum gibi severim kendisini. Ama yıllardır iletişimimiz kesilmişti.

İmkansızımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin