Skaikru

595 52 6
                                    

"Ne?" Lexa yüz ifadesini bozmuştu.

"Bir şey patlamaya sebep olmuş."

"Nasıl?"

"Bilmiyoruz."

"Lanet olsun.." Sessizce konuştu ve ayağa kalktı. "Destek için gidiyoruz. Bende gideceğim ekstradan benim peşime de birilerini takın." Duvara yaslı kılıçlarını sırtındaki yuvaya geçirdikten sonra çıktı ve atına yürümeye başladı. Titus hızlıca yanına geldi.

"Bu güne kadar Skaikru ile hiç iletişime bile geçmedik şimdi neden yardım ediyoruz?"

"Çünkü barış sağlandı Titus. Onlara da yardım edeceğiz." Atına bindi. Titus kafasıyla onayladı ve yola çıktılar. Yol çok uzak değildi. Hava kararmaya başlarken Skaikru'nun çevresindeki sıkı ormanlara giriş yapmışlardı ve girmeden önce duman bulutunu görmüşlerdi bile. Lexa atını hızlandırdı. En sonunda ormanlar bittiğinde nerdeyse tamamı kül olan Arkadia'ya baktı. Kapıda her zamanki bekçiler yoktu ve kapı açıktı. Atından indi ve arkasını döndü. "Emrimi bekleyin!" Hızlıca kapıdan içeri girdi ve etrafa bakmaya başladı. Kusursuz işlenmiş tarlanın üstünde inanlar kan içinde yatıyor, kafası örtüyle kapalı biri onlarla ilgilenmeye çalışıyordu. Hızlıca yanına gitti.

"Clarke?" Omzundan tutup çevirdi.

Lexa orta yaşlı kadının çiziklerle dolu suratına baktı.

"Kimsin?" Abby önüne döndü ve yaralıyla uğraşmaya başladı.

"Sadece bir dost. Merak etme. Saldırıyı duydum."

"Pekala?"

"Yardım getirdim. Dışarıdaki adamlarım benden haber bekliyor. Ne yapsınlar?"

"Gerçekten mi?" Tekrar Lexa'ya döndü ve açık kapının önündeki yaklaşık 40-50 kişiye baktı. "Teşekkürler." Tebessüm etti. "Şu taraftaki enkazın altında birileri olabilir. Onu kaldırmamıza yarım ederlerse mükemmel olur. Abby Griffin ben."

Lexa'nın kaşları kalkmıştı. "Clarke'ın annesi?"

"Clarke'ı tanıyorsun."

"Clarke? Clarke nerde? O da yaralılarla uğraşıyordur değil mi? Ben de gidip ona yardım edebilirim."

"Clarke'ı.. Henüz bulamadık."

"Ne? Nasıl yani? O da mı o enkazda?"

"Hayır. Bir yere aceleyle gidiyordu. Sonra patlama oldu."

Lexa düşünmeye başladı. "Patlama nerden çıktı tespit edebildiniz mi?"

"Ana bilgisayarların olduğu yerde. Clarke'da o taraflardaydı.." Abby'nin sesi iyi gelmiyordu.

"Orası da neresi?"

"Raven revirde ve durumu iyi. O sana gösterir."

"Diğerleri kayıp mı?"

Abby'nin gözleri doluydu. Cevap vermedi. Lexa tekrar konuştu. "Hepsini bulacağız." Ayağa kalktı ve kapıya gidip savaşçılara baktı, Abby hâlâ ona bakıyordu. "Hepiniz Abby Griffin'in her dediğini yapacaksınız. Bu bir emirdir." Abby'i gösterdi. "Onun dediği bir şeyi bile yapmazsanız sizi Polis meydanında canlı canlı yakarım." Kapıdan içeri girerken savaşçılar içeri koşmaya başlamıştı bile. Abby savaşçıları enkaza yönlendirirken Titus Lexa'nın yanına geldi ve onu her zamanki gibi takip etmeye başladı.

"Sen burda kalıyorsun Titus."

"Ama.."

"Burda kal."

"Tamam." Kafasını eğdi.

Lexa revire hızlıca girdi. "Raven! Raven hanginiz?"

Raven oturduğu sedyeden kalktı. "Benim?" Lexa'ya baktı. "Sen komutansın. Clarke-"

"Ana bilgisayarların olduğu odada çıktı patlama değil mi?"

"Evet?"

"Beni oraya götür."

Raven karşısındaki komutanı birkaç saniye izleyip taradı. Ayağa kalkmaya çalıştı ama bacağının üstüne basamıyordu. Lexa bunu fark etmişti. "Sadece yolu söyle. Ben bulurum."

Raven tekrar sedyeye uzandı ve hızlıca tarif etti. Lexa tam gidecekken Raven tekrar konuştu.

"Komutan."

"Bana Lexa diyebilirsin."

"Lexa. Clarke nerede bilmiyorum ama Octavia antrenman odasındaydı. Antrenman odası oraya çok yakın. Madi nerde hiç birimiz bilmiyoruz."

"Onları bulacağım."

Raven ufak bir tebessüm etti. "Teşekkürler."

Lexa kafasını salladı ve revirden çıktı. Hızlıca Raven'ın tarif ettiği gibi ana bilgisayar odasına koşmaya başladı. Gelen bağırma sesiyle durdu. Hızlıca içeri girdi ve etrafa bakmaya başladı.

We'll Get Through This, Together | Clexa #TheWattys2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin