Antidote

446 38 11
                                    

Clarke Octavia'nın dediği gibi geçitten geçti ve işaretli duvara vurdu. Duvar adeta bir kapı gibi açılmıştı. Burası Abby'nin malzemelerini koyup genelde vakit geçirdiği ofis tarzı odasıydı.

"Clarke?" Abby elindeki eşyaları masasına yavaşça bırakırken yüzündeki şaşkınlığı anlamak zor değildi.

"Anne sana ihtiyacım var."

"Ne oldu? İyi misin?"

"Pike Lexa'nın koyduğu orduyu katletmiş."

"Evet, bizim de yeni haberimiz oldu Clarke.. Her şey Pike'ın başının altından çıktı. Biz barışı sürdürmeye çalıştık."

"Biliyorum biliyorum- Lexa- Lexa'yı zehirli iğnelerle vurdular. Panzehire ihtiyacım var."

"Ne?"

"Ordunun olduğu yerdeydik. Anne, gerçekten zamanım az. Lexa kendi başına ve baygın. Hadi, lütfen. Panzehiri ver gitmeliyim."

"Bende geliyorum." Abby arkadaki masadan çantasını aldı.

"Buna gerek yok."

"Bu panzehiri sadece ben kullanmayı biliyorum. O yüzden, yürü."

"Tamam, hızlı."

Abby Kane'e bir not bırakıp Clarke'ın geldiği yoldan Clarke ile birlikte geçti ve bir tünelden geçip dışarı çıktılar. Clarke ata bindi ve Abby arkasına binince atını dört nala sürmeye başladı. "Kimler Pike'a destek çıkıyor?"

"Birkaç korkak ordusu ve.. Bellamy."

"Ne?"

"Yerlilerden hoşlanmaması için sebepleri var. İlk indiğinizde olanlar-"

"Tamam, neyse. Bellamy'nin korkaklığını dinleyecek halim yok. Lexa ile ilgilenmeyiz." Ordunun ardında olduğu tepelere gelmişlerdi. Clarke derin bir nefes aldı. "Göreceklerin hoşuna gitmeyebilir." Tepeyi geçti ve attan indi. "Beni takip et."

Abby üzgünce orduya bakarken Clarke'ı takip etmeye başladı. Yerler resmen kan gölüydü. Clarke koşarak çadıra girdi. "Tanrım! Şükürler olsun." Lexa sapasağlam Clarke'ın bıraktığı yerde duruyordu. Hızlıca örtüleri üstünden çekti. Lexa kan ter içinde kalmıştı. Yüzündeki terleri sildi. "Merak etme. Yardım geldi." Alnından öptü. Abby çantasını yerleştirdi ve kızına baktı.

Clarke Lexa'nın elini tutuyordu. Abby panzehiri Lexa'ya uygun bir şekilde hazırladı ve şırıngaya doldurup enjekte etti. "Tamam, yakında uyanır."

Abby Clarke'ın sımsıkı tuttuğu ele baktı. Clarke gözlerini Lexa'dan ayırmıyordu. Abby hafif bir tebessüm etti. "Senin için önemli biri sanırım."

Clarke kendisine tebessüm eden annesine baktı. "Öyle." Tebessüm etti ve Lexa'ya döndü. "Onu seviyorum."

"Fark ettim." Clarke annesine tebessüm ederken tekrar Lexa'ya döndü. Abby çantasını toparlarken konuşmaya başladı. "Benlik bir şey kalmadı. Arkadia'ya döneceğim."

"Anne, Pike işini halletmeliyiz. Başkanlığı geri almalısın. Lexa sonsuza kadar bizi koruyamaz onun pozisyonu da tehlikeye girecek."

"Pike'ın destekçilerinin arasında Bellamy'de var ve bu büyük bir kesimin tercihlerini etkiledi. İçeride attığımız her adım inceleniyor."

"Ortalık çok karışacak."

"Arkadia'ya geleceksin değil mi?"

".."

"Clarke?"

"Ben, gelmeyeceğim."

"Ne? Neden?"

Lexa onunla Polis'te kalmam gerektiğini düşünüyor."

"Onun böyle düşünmesi normal. Sen onun gözünün önünde güvende ol istiyor. Clarke Arkadia'da en saygı duyulan kişilerden birisin. Sen onların liderisin. Seni dinleyeceklerdir."

"Ama bir süredir düşmanlarıyla birlikteyim. Lexa haklı. Polis'te olmalıyım. Madi'de benimle olacak. Bana zarar veremeyince Madi'ye zarar vermeyi deneyebilirler."

"Bunların ne kadar süreceği belli bile değil. Bir daha ne zaman görüşeceğiz?"

"Bilmiyorum. Ama halletmenin bir yolunu bulacağız."

"Pike'ı devirin yeter."

İki Griffin zayıf sesli yatan komutana baktılar. Clarke gülümsedi ve Lexa'nın saçını alnından çekti. "Tekrar hoş geldin."

Lexa tebessüm etti. Abby bakışan ikiliye tebessüm ederek bakıyordu. Kızının sonunda gerçek mutluluğu tatması onu çok mutlu etmişti.

Lexa yavaşça doğruldu ve Abby'e döndü. "Bayan Griffin. Clarke benimle kalmalı. Madi'de aynı şekilde. Arkadia şu an onlar için güvenli değil. Eğer insanlar Clarke'a o kadar sadık olsaydı Clarke Polis'te, yerlilerin yanında olmasına rağmen yerlileri katletmezlerdi."

"Anne bende başta senin gibi düşünüyordum ama Lexa haklı."

"Peki, ne olacak?"

Lexa Clarke'a kısa bir bakış attı. "Normal şartlarda şu an Arkadia diye bir şey kalmamış olurdu. Ama.. Bir darbe söz konusu. Anlayış göstereceğim. Fakat tabii ki bir şeyler yapmam gerekiyor. Ve yapabileceğim en iyi şey bir sınır çizmek."

"Sınırı geçenler?"

"Öldürülecek." Lexa ayağa kalktı.

"Pike bu kurala uymaz Lexa." Abby cevap verdi.

"O zaman bir an önce onu tahttan indirseniz iyi olur." Lexa Anya'nın cesedinin yanına diz çöktü ve saçından bir tutam kesti.

"Yu gonplei ste odon.. Anya kom Trikru." Anya'nın açık kalmış gözlerini kapattı. Ve derin bir nefes alıp ayağa kalktı. Clarke yanına gelmiş, sessizce cesedi izliyordu. "Lexa haklı anne. Eğer o bir şeyler yapmazsa halkı isyan edecek. Ayrıca, dikkatli olun. Octavia'ya yanlış bilgi vermişler. Bu demek oluyor ki Octavia'yı bizim yolladığımızı biliyorlardı ve takip edildi. Ya da dinlenildi."

"Tamam.. Tamam." Abby kızına sarıldı. "Yeniden görüşmek dileğiyle."

"Görüşeceğiz." Clarke cevap verdi ve Abby Clarke'ın atına binip uzaklaşmaya başladı. Lexa çadırın kapısından annesine bakan Clarke'ın yanına yaklaştı.

"Beni anlayabildiğin için mutluyum Clarke."

"Haklıydın, savaşta zor kararlar verilir."

We'll Get Through This, Together | Clexa #TheWattys2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin