Hey Madi! I love you!

388 38 44
                                    

Clarke karşısındaki Azgeda'lı savaşçıyı gözleriyle incelemeyi kesti ve boğazını sessizce temizleyip konuşmaya başladı.

"Başkan Pike'ın Azgeda tutsağı olduğunu biliyoruz. Onu bize geri vermenizi talep ediyorum."

"Peki biz bunu neden yapalım?" Adamın muzip yüz ifadesi Dünya'nın en sabırlı insanını bile sinir edebilirdi.

"Skaikru'nun Azgeda ile bir düşmanlığı yok. Bu hamle gereksiz."

"Hadi ama Wanheda. Kraliçe'nin bunu neden yaptığını anlayacak kadar zekisin. Salağı oynama."

Bu sefer gülümseyen taraf Clarke olmuştu. "Madem öyle, Roan kom Azgedakru bir süre daha Azgeda topraklarından uzakta olacak."

Adamın yüzünün ciddileşmeye başlamasıyla Clarke'ın yüz ifadesi daha da belirginleşiyordu. "Ne? Prensin bu konuyla ilgisi ne?"

"Bilmem? Başkan Pike'ın ilgisi ne?" Clarke en sonunda gülümsemeyi bıraktı ve tek kaşını kaldırdı. Hamle bekliyordu.

"Kraliçe'ye iletilecek." Azgeda savaşçısı Wanheda'ya bakarak atına bindi ve uzaklara doğru dört nala sürmeye başladı.

"Bu iyidi Griffin." Octavia uzaklaşan atı izlerken konuştu. "Lexa'dan mı öğrendin?" Güldü.

Clarke gülümsedi ve Octavia'yı dürttü. "Hadi dönelim."

Octavia kafasıyla onayladı ve ikili atlarına binip sınırdan geri uzaklaştılar. Kapı açılınca girişte bekleyen Bellamy, Abby, Kane ve Lincoln hayal kırıklığına uğramıştı. Pike'ı hemen alabilmeyi ummuyorlardı ama o ana kadar içlerinde ufak bir umut kırıntısı vardı. Hızlıca, içeri yürüyen Clarke ve Octavia'nın yanına geldiler. "Şimdi ne yapacağız?" Lincoln sordu. Bir yandan Octavia'yı yavaşça kendine çekti ve kollarının arasına alıp kafasının üstünden öptü.

"Sorun yok. Kraliçe bize bizzat kendi ulaşacak." Clarke cevap verdi ve annesine kafasıyla kısa bir selam verip içeri döndü. Odaya girdiğinde Madi'nin konuşma sesleri geliyordu. Yatağına oturdu ve dinlemeye başladı.

"Nerede olabilir ki? Neden bana cevap vermedi?"

"Toplantıda ya da dışarıdadır muhtemelen merak etmene gerek yok Madi." Lexa'nın sesinden anlaşılıyordu yüzünün güldüğü. Clarke sessizce güldü.

"Ama sana her seferinde hemen cevap veriyor!"

Lexa güldü. "Hâlâ tuşa basıyorsun, bırakacak mısın?"

Tuşu bıraktığında ses kesildi ve bu sefer Clarke telsizinin tuşuna bastı.

"Neden arkamdan konuşuyorsunuz?" Gülümseyerek sordu. İnsanların sesi gülümseyebilir mi? Clarke Madi ve Lexa ile konuşurken sesi gülümsüyordu resmen. Sesinden mutluluk taşıyordu.

"Clarke! Sonunda!" Madi heyecanla konuştu. "Sana anlatacağım bir sürü şey var!"

"Tamam ufaklık sakin ol. Lexa'ya kısacık bir şey söyledikten sonra sendeyim. Olur mu?"

"Off! Tamam." Ses birkaç saniye kesildi ve Lexa'nın yumuşak sesi Clarke'ın kulaklarını doldurdu. "Halledebildin mi?"

Madi'nin sesi uzaktan geliyordu. "Seni sevdiğini falan söyleyecektir yine her zamanki gibi."

Clarke güldü. "Madi! Kıskanmana gerek yok tatlım! Hey, Lexa. Yolladığın kişi için teşekkür ederim. Tahmin ettiğimiz gibi Pike'ı vermediler ve Roan kartını oynadım."

"Tehlikeli sulardasın."

"Biliyorum. Birbirinize dikkat edin. Hey! Madi! Seni seviyorum!"

Madi cevap verdi. "Bende seni."

"Eğer plan işlemezse Azgeda'ya gidip Pike ile oradan çıkacağım." Lexa sertleşen sesiyle araya girdi.

"Bunu sonra düşünürüz. Olur mu? Görüşürüz. Gitmem lazım."

"Tamam. Görüşürüz."

We'll Get Through This, Together | Clexa #TheWattys2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin