Is that Night Blood?

627 58 14
                                    

Burası antrenman odasıydı.

"Octavia?"

"Burda!" Odanın köşesinden ses geldi. Lexa hızlıca o tarafa gitti. Octavia'nın bacağına bir şey düşmüştü ve çokta büyük olmayan bir kız ona yardım etmeye çalışıyordu. Yaklaşık 15 dakika uğraş sonucu sonunda ayağının üstündeki döküntülerden kurtuldular ve Lexa Octavia'yı ayağa kaldırdı. "Clarke nerde? Gördün mü?"

"Evet. Yanıma gelip bir şeylerin yolunda olmadığını söyldi. Sonra beni beklemesini söyleyip kılıcımı almaya geldim. Clarke zaman olmadığını, ana bilgisayarların yanına gitmesi gerektiğini söyledi ve koşmaya başladı. Gitmesiyle bir patlama oldu. Sonra Madi gelip beni uyandırdı ve beni kurtarmaya çalıştı."

"Çok cesursun Madi."

Madi tebessüm etti. Lexa'nın bir anda kaşları çatıldı. Madi'nin kolundaki çiziğe baktı. O kan siyah mıydı? Madi Lexa'nın oraya baktığını fark etmemişti ama kolunu saklıyordu.

"Clarke koridorda bir yerde olmalı. Sen yürüyebiliyor musun?" Madi Octavia'ya döndü ve sordu.

"Evet."

Lexa tekrar Octavia'ya döndü. "Tamam. Hemen dışarı çıkın. Ben Clarke'ı bulacağım."

"Yardım edeyim."

"Ayakta zor duruyorsun. Bu bir emirdir. Madi sen de ona yardımcı ol tamam mı? Söz veriyorum Clarke'ı sapasağlam getireceğim."

"Tamam." Madi ve Octavia ayağa kalktı.

Octavia ve Madi uzaklaşırken Lexa'da ayağa kalktı ve koridorda yürümeye başladı.

"Clarke!"

Bir yandan ateşler çoğalıyordu. Hızlanmaya başladı. Ve patlamanın yaşandığı yeri gördü. Beton parçalarını geçerken bir anda durdu. Bir betonun altında bir şey görmüştü. Eğildi ve baktı. Bu bir kıyafet parçasıydı. Hızlıca beton parçasının arkasına baktı.

"Clarke.." Clarke betonların arasında kalmış ama şansa üstüne herhangi bir parça düşmemiş, düşmüşse de artık üstünde değildi. Hızlıca o tarafa atladı ve Clarke'ı kucağına aldı. Koridorda yürümeye başladı. Ateşlerle yükselen duman nefes almasını zorlaştırıyordu ve uzun zamandır içerideydi. Tüm gücüyle yürümeye devam etti. Çıkış kapısını görüyordu. Birkaç adım daha attı ve kapıyı tekme atarak açtı. O hareketle Clarke gözlerini araladı. Ama hâlâ son derece halsizdi.

"Lexa."

"Sorun yok." Kucağındaki sarışın kıza baktı. Clarke'ın gözleri tekrar kapanırken Lexa yürümeye devam ediyordu.

"Abby!" Bağırdı. Komutanının sesini duyan herkes o noktaya dikkat kesilmişti. "Bu Wanheda!" Konuşmaya başladılar. Abby onlara döndü. "İşinize dönün!" Hızlıca Lexa'nın yanına geldi ve Jackson sedye getirdi. Lexa Clarke'ı sedyeye koydu. "Octavia ve Madi de geldi mi?" Öksürerek sordu.

"Evet. Hadi sende gel, savaşçıların çadır kurdular. Herkesi orda tedavi ediyoruz sende çok duman yutmuşsun."

"Ben- İyiyim."

Titus geldi. "Bu.. Wanheda. Heda! Wanheda'yı buldunuz!"

"Gidip diğerlerine yardım et Titus."

Titus itiraz edemezdi. Başını eğdi ve gitti. Lexa Clarke'a baktı. "Durumu nasıl?" Öksürdü. Abby kontrol ederken konuştu. "Ezilmeler olabilir. Çadırda tekrar kontrol edeceğim. Ama ona da sana da oksijen lazım."

"G-Gerek y-" Lexa bayıldığında ortalık ayağa kalkmıştı. Savaşçılar kontrolden çıkarken Titus onları sakinleştirdi ama kendisi sakin değildi. Lexa çadıra taşındığında Titus komutanının yanından bir dakika ayrılmıyordu.

"Titus çekilirsen Lexa'ya yardımcı olacağım."

"Ona dokunamazsın!"

"Onu iyileştireceğim." Abby Lexa'ya oksijen maskesini taktı.

**

Lexa bir anda uyanıp sedyeden fırladı.

"Lexa! Sakin ol sorun yok!"

Lexa Octavia'ya döndü. Kafasını diğer tarafa çevirip çadırın içinde Clarke'ı gözleriyle aramaya başladı. Octavia'nın yanındaki sedyede Madi uyuyordu.

Octavia onun ne aradığını bilircesine mırıldandı. "Clarke dışarda."

"Ne?"

"Ayaklandı bile. Yaralılara yardım ediyor."

Lexa kaşlarını çattı. Çadırın kapısının açılmasıyla ikili kafasını refleks olarak o tarafa çevirmişti.

Clarke Lexa'yı ayakta görünce gülümsedi. Lexa'nın çatık kaşları bir anda yumuşamıştı.

We'll Get Through This, Together | Clexa #TheWattys2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin