Special Episode

634 45 49
                                    

Clarke Madi'nin odasından çatık kaşlarla çıktı. Yarın ailecek Arkadia'ya ziyarete gideceklerdi ve Clarke şimdiden her şeyi hazırlamak istiyordu.

Kapıyı da kapadıktan sonra Lexa ile ikisinin odasına doğru adımlamaya başladı. 2 oda yandaydı. Odaya varmak uzun sürmemişti ki, görevine ve Heda'nın ailesine son derece bağımlı olan koruma Vinny Wanheda'yı görünce hızlıca kafasını eğip selam verdi. "Sizi arıyordum."

"Ne oldu?"

"Heda sizi acilen Doğu tarafındaki ağaçlıklara beklediğini size iletmemi istedi. Ayrıca kızınız Madi'nin de güvende olduğunu ekledi."

"Sorun ne? Kötü bir şey mi oldu?" Clarke içinde sakladığı endişeyle sordu. Dışarı yansıtmamaya çalışsa da Vinny bunu fark etmişti. Kafasını kaldırdı. "Bilmiyorum efendim. Ama Heda, çok acil olduğunu söyledi. Sizi bir an önce o tarafa yönlendirmeliyim."

"Pekâla.. Gidelim."

Clarke ve Vinny kuleden ayrılıp yürümeye başladı. En son olanların üstünden 2 koca yıl geçmişti. Clarke ve Lexa tarihte bir ilke imza atmışlardı. Clarke sol elindeki yüzükle oynamaya başladı. Stres olduğunda bunu yapardı.  Evet, gerçek anlamda aile olmuşlardı ve hayatları son derece kusursuz gidiyordu. Halkı kabullendirmek zor olsa da artık Heda'nın tahtının yanında Wanheda'nın da tahtı vardı. Halk buna alışmış ve kabullenmiş, kızları Madi'nin de bir sürü arkadaşı vardı ve hayatı çok güzledi.

"Ben burdan sonra döneceğim. Siz dümdüz ilerlemeye devam edin."

"Tamam Vinny."

Vinny tekrar selam verdi ve Wanheda'dan uzaklaşırken kuleye döndü. Clarke ilerlemeye devam ederken ileriden gelen kokularla gülümsedi. Ne olduğunu çok iyi anlamıştı. Hazırda bekleyen elini bıçağından çekti ve adımlarını hızlandırarak sonunda ufak kampa geldi.

"Bir şey oldu sandım!" Ateş başında eti pişiren Lexa'ya tebessüm ederken kaşlarını çattı.

Lexa tebessüm edip ayağa kalktı ve Clarke'ın boynuna kolunu dolayıp kendinde çekerek hızlı bir öpücük verdi. "Oldu zaten."

"Ne?"

"Son zamanlarda çok çalışıyorsun. Biraz baş başa vakit geçireceğiz işte. Seda'nın ve Madi'nin haberi var. Bizi birkaç gün idare edecekler."

"Madi'yi yalnız mı bırakacağız? Yarın Arkadia'ya gidecektik.."

"Madi 19 yaşında Clarke! Sen o yaşta Arkadia'yı, ben 12 klanı yönetiyordum! Ayrıca Abby'e haftaya geleceğimizi söyledim."

"Becca aşkına! Her şeyi planlamışsın!"

"Evet!" Hızlıca etlere döndü ve tam zamanında ateşten çekip uzaklaştırdı. "Hadi, otur." Bakmadan konuştu. Clarke bıçağını topraklara hafifçe fırlattı ve mutluca ateşin başına oturdu. "Bunu özlemişim, Lexa."

"Bende." Lexa neşeli bir şekilde çadırdan rahat bir takım kıyafet çıkardı ve Clarke'ın yanına attı. "Savaş kıyafetlerinden kurtul. Ölüm komutanı."

"Tamam.."

Lexa ve Clarke huzur dolu bir akşam geçirdiler. Havanın kararmasıyla Lexa ağaca yaslanmış, Clarke kafasını Lexa'nın dizlerine koymuştu. Lexa Clarke'ın saçlarıyla kibarca oynarken gökyüzüne bakıyordu. Huzur dolu derin bir nefes aldı.

"Clarke."

"Evet?"

"Nasıl yaptın?"

"Neyi?" Clarke yan duruşunu düzeltip sırt üstü pozisyona geçti ve yattığı yerden Lexa'ya baktı.

Lexa Clarke'ın oynadığı saçlarını bırakıp Clarke'ın saçının önündeki saç telini aldı. "Yani, son günlerde çok düşünmeye başladım. Hem benimle birlikte 13 klanla ilgilenip hemde Arkadia'ya hâlâ hakimsin. Aynı zamanda kusursuz bir evlat geliştirdin ve güzel bir evliliğin-"

"Bunlar senin için de geçerli."

"Hayır öyle değil-" gökyüzüne kısa bir bakış attı ve tekrar Clarke'a kitlendi. "Sen orda bir yerde normal bir hayat sürüyordun. Babana yardım edip hapise girdin. 16-17 yaşındaydın. Yeryüzüne indiğin gibi adapte olabildin, ve bugüne kadar geldik, önümüzde gelecek var. Asla yorulmadın."

"Sende çok şey yaşadın Lexa." Clarke kafasını kaldırdı ve karşısına bağdaş kurdu.

"Ben bunun için eğitildim. Seninle tanışınca bütün bildiklerim bilmediklerim birbirine girdi. İkimizde bir şekile bugüne geldik ve yeryüzüne hükmediyoruz."

"Lexa, ne anlatmaya çalışıyorsun?"

"Bilmem." Lexa kısaca gülümsedi. "Geçmişi düşünüyorum. Bu aralar. Sık sık." Elini cebine attı. Clarke merala baktı.

"Hey, Lex. Sana kötü haber vermek istemem ama yüzük arıyorsan çoktan evlendik." Clarke güldü.

Lexa cebindekini aramayı bırakıp Clarke'a kafasını kaldırdı ve güldü. "Biliyorum, hayatımda verdiğim en doğru kararı hatırlatmana gerek yok."

Clarke tebessüm etti. Lexa ise sonunda cebindekini çıkarabilmişti. Clarke'a uzattı. Bu bir kağıttı. Clarke merakla açtı.

"Bunu sakladığına inanamıyorum." Tebessüm edip Lexa'ya baktı. Bu onun çizimiydi. Lexa'yı çizmişti ve ona hediye etmişti.

Lexa ufak bir tebessüm etti. Karşısında parlayan mavi gözler her zaman kalbini hızlandırırdı. Clarke yaklaşıp Lexa'yı öptü. Lexa elini Clarke'ın yanağına yerleştirdi ve alnından öptü. "En güzel kararımsın."

Clarke Lexa'ya sarılırken bir anda Lexa'nın ayağa kalkıp çadırdan kılıcını kapmasıyla Clarke attığı bıçağını alıp Lexa'ya döndü. Dili tutulmuştu. Lexa bir çeşit portala bakıyordu.

Lexa Clarke'a baktı. Kafasını olumsuz anlamda iki tarafa salladı.

Lexa Clarke'dan bakışlarını çekti. Kılıcını yavaşça sırtındaki yuvaya geçirdi. Yaklaştı.

"Lexa, uzak dur!"

"Polis için bir tehdit olabilir. Bu da ne?"

"Bilmiyorum. Ama Raven araştırabilir. Uzak dur."

"Tamam." Lexa portalın önünde dikilirken tüm vücuduyla Clarke'a döndü. "Dediğin gibi yapalım. Korkacak bir şey yok, sakin ol." Gülümsedi.

Clarke tebessüm etti ve Lexa'ya doğru adımladı. Adımlamasıyla portalın Lexa'yı içine çekmesi bir oldu.

"LEXA!" Clarke düşünmeden çantasını kapıp portalın içine koşturdu.

[Evet. Clarke ve Lexa'nın hikayesi 2. kitapta devam edecek. Sizce ne oldu? Tahminlerinizi bekliyorum. Uyarmak isterim ki, aklınızın ucundan bile geçmeyecek bir şeyle geliyorum. Kendinizi hazırlayın :) ]

We'll Get Through This, Together | Clexa #TheWattys2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin