Lisenin en başındayayken
Bütün gece kızlarla lisenin ilk günğ hakkında konuşmuştuk. Hepimizin günü çok güzel geçmişti. Normalde kolay kolay birine aşık olmamama rağmen o gün okulda gördüğüm çocuktan çok etkilenmiştim. Kızlara da anlattığımda lisenin ortalarına doğru ona açılmaya karar vermiştim.Lisenin ortalarına geldiğimizde ileride ne olacağından habersizdim ve sadece o çocuğa nasıl açılacağımı planlıyordum. Öğle teneffüsü, okulun tam ortasında duran çocuğun yanına gittim. O kadar umutluydum ki reddetme ihtimalini ve böyle bi durumda ne yapacağımı bile düşünmemiştim.
Çocuğa o salak aklımla "Seni seviyorum" dediğimde çocuk beni süzüp alaycı bir tavırla gülmüştü. Tabii o zamanlar çok tipsizdim. Kilolu, kısa ve daha hala ortaokuldaymış gibi davranan salak bir kızdım.
Yavaş yavaş okuldakiler etrafımızda toplanırken çocuk hiç unutamadığım ve o an hayatım boyunca ilk defa ölme isteğimi ortaya çıkaran cümleleri söyledi. "Ben senin gibi biriyle mi çıkıcam? Sence böyle birşey olabilir mi? Sen hiç aynaya bakıyor musun yaa? Sana tavsiyem peri masallarından çıkmalısın. Ki bu okuldan hiçbir erkeğin seninle çıkmak isteceğini de düşünmüyorum."
Gözyaşlarımı zor tutarak okuldan hızlıca çıkıp eve gittim. Arkamda kahkahalarla gülen insanların sesi daha çok ağlamama sebep oluyordu.
O gün kendime zayıflayıp, daha güzel olup ilerleyen senelerde ondan intikamımı hiç unutamayacağı bir şekilde alacağıma dair söz vermiştim. O gün evrim değil devrim geçirmeye başladığım gün olmuştu. Her gün akşamları koşuya gidiyordum. Hırstan gözüm hiçbir şey görmüyordu.
Daha birkaç güne kadar ölüp bittiğim çocuktan bir anda nefret etmeye başlamamın da bunda çok büyük etkisi vardı. Aradan bir sene geçtiğinde ben bile kendimi tanıyamaz hale geldim. Ve tam anlamıyla kendimi sevmeye başlamıştım. O çocuk beni buna itmişti. Park jimin...
•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••
Duyduğum isimle olduğum yerde kalmıştım. Bu benim tanıdığım Park Jimin miydi? Daha lisenin ilk yılını bana zehir eden çocuk.
Onun okuldan ayrıldığına dair birçok şey duymuştum. Tam rahatlarken birdaha mı gelmişti? Belki de bana bu kadar tanıdık gelmesinin nedeni de buydu.
Jimin kütüphaneden çıkarken ben de kendimi toparlamak amacıyla yüzümü yıkamaya lavaboya gittim. Lavabodan çıktığımda dersin başlamasına 5 dakika kaldığını gördüm ve hızlı adımlara merdivenlerden çıkıp sınıfa gittim.
O günden sonra kızlar beni ona açılmaya ittikleri için hep kendilerini suçlamıştı.
İlk birkaç hafta zayıflamak için yemek yememeye başladığımda benim halimi görüp daha çok üzülüyorlardı. Arada sırada onları kırmamak için yemek yiyordum ama bu birşeyi değiştirmiyordu.
Üç ders sonra okul bittiğinde, kızlarla birlikte eve gitmeden önce hep gittiğimiz kafeye gitme kararı almıştık. Onlara olanları kafeye gittiğimizde anlatacağımı söylediğimde daha çok meraklanmışlardı.
Kafeye vardığımızda arabadan inip içeriye girdik. Bu kafe Jisoo nun halasının kafesiydi o yüzden çok sık geliyorduk. Yine üst kata çıkıp her zamanki yerimize oturup soğuk içecekler istedik.
-Eee Rose anlat artık(Jennie)
-Bi durmadınız ha.Kızlara anlattığımda anlamadığım bir şekilde birbirlerine bakmaya başladılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
To Forget You•Jirose
FanfictionDenizin sesi kulaklarımızı doldururken gözlerini denizden çekip gözlerime çevirdi. "Hala unutmak istiyor musun? Yaşadığımız onca şeyi, beni?" Aslında her şeyi yansıtan, ama bir o kadar da karanlık gözlerine baktım. "Hayatımı bile verebileceğim, hat...