|The End|

658 49 43
                                    

O da benim gibi gülümserken yüzüne doğru eğilip dudaklarına kısa bir öpücük bırakıyordum ki kafamı geri çekmeme izin vermeden başımı çekerek yeniden dudaklarımızı birleştirdi.

Dudaklarının hareketinden gülümsediğini anladığımda dudaklarımızı ayırıp dik bir şekilde oturdum. Dizlerimi kendime çekip başımı yasladığımda Jimin de benim gibi oturudu.

"Bana bütün okulun ortasında açıldığın günü hatırlıyor musun?"

Gülüşüne eşlik ederken kafamı daha çok dizlerime gömdüm.

"Ne zaman unutabildim ki?"

"Daha önce kimse herkesin içinde beni sevdiğini söylememişti. Aslında okuldaki herkes beni seviyordu ama kimse bu kadar cesaretli değildi."

"Egoist."

"Cesaretli olmandan etkilenmiştim aslında ama-"

"Güzel değildim ve adının böyle biriyle çıkmasını istemezdin."

"Güzeldin."

Daha şiddetli gülmeye başladım.

"En azından yalan söylemeyi becer."

"Yalan söylemiyorum, güzeldin. Ama ben senin masumluğuna ayak uydurabilecek biri değildim."

"Ben sana ayak uydururdum."

Gözlerime baktığında gözlerinin içi gülümsüyordu.

"Seni buna zorlayamazdım."

"Ama beni senden nefret etmeye zorladın."

"Benden nefret ettin mi?"

"Denedim, olmadı. Ama en azından artık seni eskisi kadar sevmiyorum."

Biraz eğlenceden zarar gelmezdi.

"Ne demek o?"

"Yani artık o kadar sevmiyorum. Bağımlı gibi."

Çünkü daha çok seviyorum.

İnanmamışçasına bana bakarken gülmemeye çalıştım.

"Dün gece öyle demiyordun ama?"

İntikam almak istercesine konuştuğunda denize çevirdiğim başımı yeniden ona çevirdim.

"Jim-"

"Eskiden daha fazla seviyordun öyle mi?"

Dudaklarını dudaklarıma yaklaştırırken bedenini de bana çevirmişti.

"Demek öyle."

Başımı geriye çekerken o kadar çok yaklaşıyordu ki kafamın kumlara değmesine milimler kalmıştı. İki elini başımı yanına koyduktan sonra kafam kumlarla temas etmiş ve bedenim bedeninin altında kalmıştı. O kadar keskin bakıyordu ki ben bile şaka yaptığımı unutmuştum.

"Emin misin?"

Ciddiyetimi korumak adına ben de onun gibi baktım.

"Eminim."

Kaşlarını hafifçe yukarıya kaldırdığında bir elini de kaldırmıştı. Eli yüzüme yaklaşırken istemeden de olsa elini tutmuştum.

"Korktun sanki biraz."

Elini elimden kurtarıp belimin üstüne koyduğunda altımdaki tişört iyice yukarıya çıkmış olsa da üstümde ceket olduğu için sorun olmamıştı. En azından ben öyle düşünüyordum.

Eli ceketin fermuarını bulduğunda diğer eli de onu engellememem için ellerimi yere sabitlemişti.

"Napıyorsun?"

To Forget You•JiroseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin