Mesela bir kuş kanadı kırıldı diye ölmez. Ama kanadı kırıldı diye kahrından ölür. Sana halimi başka türlü nasıl anlatabilirim bilmiyorum...
~Frida Kahlo
Hani bazı anlar vardır. Aklınızda yüzlerce kelime dolanırken dilinize bir tek kelime düşmez. Kırgın kırgın bakarsınız öyle. Fakat kimse görmez. Görmediklerini anlayınca daha bir kırılmak istersiniz kırılacak yer kalmamıştır içinizde. Öyle bir kırılmışlık ile baktım babama. Bu kadar mı öteledin beni dedim içinden. Beni sevmediğini bilirdim de bana atılacak her iftiraya inanacak kadar mı kızın olamadım senin.
"Alın şunu gözüm görmesin. O**spu Seni. Başımızı eğdin yere. "
Ben yapmadım baba. Iftira atıyorlar kızına. Inanma onlara.
"Hiç mi düşünmedin lan bunlar beni yaşatmaz diye. Hiç mi korkmuyorsun?"
Korkuyorum baba. Ellerimde kanlar var. Benim kanım galiba. Ama hissetmiyorum ki acı. Bu kanlar kimin baba?
Bu kan hiç sevmediğin kızının baba. Bu kan suskun dilime mühür olsun baba. Bana inanmadın ya baba bu kan zehir olsun artık bana.
Gözlerim kararıyor yavaş yavaş. Uyumak mı bayılmak mı bilemedigim bir raddeye gelmiş bedenim. Ali diyorum Ali kaç kurtar kendini. Benimle zehirleyecekler seni.
"Evlendirelim" diyor Ali'nin babası. Gözlerim kapalı. Açmak gelmiyor içimden. Kinle bakan Ali'yi görmek istemiyorum. Oysa ne güzel bakardı hep. Gözlerinde bir orman filizlenirdi. Çekip gidiyor herkes. O odada kanlar içinde bırakıp gidiyorlar beni. Ruhumun ağır ağır öldüğünü hissediyorum. Merak etme diyor içimdeki minik kız. Bu ilk ölüşüm değil.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRLANGIÇLAR DA GİDER
Ficción GeneralAli diyorum... Ali bakmıyor yüzüme suçlu çocuklar gibi eğmiş başını. Bakamıyor... Ali diyorum yine sesim kalbimden mütevellit kırık dökük... Ali anlıyor beni. Anlıyor da ses edemiyor. Biliyor ki bu son konuşmamız. Biliyorki yıllardır kovduğu halde...