“Âh benim yaşama sevincim..
Dur seni gözlerinden öpeyim..”~Nâzım Hikmet
Parmağımdaki yüzüğü çevirirken düşünceli bir şekilde camdan dışarıyı seyrettim. Ömer 'in dün bana söyledikleri içimi kemirip duruyordu. Içten içe vicdan azabı çektiğimi hissediyordum. Halbuki tek suçum onu görmemekti. Görsende bir şey değişmezdi dedi minik Vera. Haklıydı. Ali'ye kadar aşıkken bir başkasına bağlanabilir miydim?
Duvardaki saate bakınca gitme vaktinin geldiğini anladım. Sözden sonra Murat amca yarın yola çıkarız demişti. Babamsa hiç şikayet etmeden kabul etmişti. Gitmem onun canına minnetti.
Zaten az olan kıyafetlerimi bavula doldurup etrafa baktım. Masanın altında duran defterlerimi de koyup fermuarı çektim. Üzerime giyeceğim günlük elbise ile şalımı almıştım sadece. Gitmeden imam nikahı kıyacaktık böylece daha rahat olacağımızı söylemişti Murat amca. Ona minnettar olmuştum. Babam bir kere bile umursamazken o benim için çabalayıp duruyordu. Kalan ufak eşyalarımı sırt çantama doldurup çıktım odadan.
Evin fazla sakin olduğunu fark edince babamla abimin işe gittiğini anladım. Beni uğurlamalarını beklemiyordum zaten. Kuruyan boğazımı ıslatmak için mutfağa girdim. Mutfak masasında oturan annemin sırtı bana dönüktü. Camdan dışarıyı seyrediyordu. Ses etmeden bardağa su doldurup üç yudumda içtim. Bardağı yıkadıktan sonra mutfak kapısına yönelmiştim ki annemin sesi ile çakıldım olduğum yere.
(Volkan konak - aynalar)
"Harmanım ben harmanın
Kırk satırlık fermanım. "Sesi ağlamaklıydı. Bense çoktan ağlamaya başlamıştım. Kapı eşiğine çöküp başımı duvara dayadım. Bu şarkıyı benim için mi söyledi, kendi için mi söyledi bilemeden ağladım.
"Yok dizimde dermanım
Eğletmen beni, söyletmen beni, ağlatman beni, aynalar aynalar..."Sesi bu sefer daha da gür çıkmaya başladı.
"Anam yokki darılsın
Babam yokki sarılsın
Vuran elim kırılsın
Eyletmen beni, söyletmen beni, ağlatman beni, aynalar aynalar...""Hüznüm sizde görülür
Saçım beyaz övülür
Yaşarken de övülür
Eyletmen beni, söyletmen beni, ağlatman beni, aynalar aynalar..."Gidiyorum anne demek istedim. Yıllardır omzundaki yük, saçındaki ak olan kızın gidiyor. Bir kez bile kızım demediğin Vera gidiyor.
...........
Heyecandan titreyen ellerimi tuttu Sinem. Burdaki son günümde bana veda etmek için gelmişti. Murat amca imamı getirmiş, odada konuşuyorlardı. Birazdan evli bir kadın olacaktım.
Bir iki dakika sonra imamın gelinle damadı istemesi ile içeri girdik. Ali ile yan yana konuşulmuş minderlere oturduk. Hemen karşımıza oturdu imam. O kadar heyecanlanmıştım titreyen ellerim görülmesin diye yumruk yapmıştım.
Başını yerden kaldırmayan Ali ne imama ne de bana bakmıştı. Aklı çok başka yerlerdeydi bulunduğu ortamın farkında olup olmadığını bile anlayamadım.
Evlilik ile ilgili uzun bir konuşma yapan imam ilk önce bana döndü.
"Sen Mehmet kızı Vera Öztürk Murat oğlu Ali Erarslan'ı kocalığa kabul ettin mi?"
"Ettim."
"Ettin mi?"
"Ettim."
"Ettin mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRLANGIÇLAR DA GİDER
Genel KurguAli diyorum... Ali bakmıyor yüzüme suçlu çocuklar gibi eğmiş başını. Bakamıyor... Ali diyorum yine sesim kalbimden mütevellit kırık dökük... Ali anlıyor beni. Anlıyor da ses edemiyor. Biliyor ki bu son konuşmamız. Biliyorki yıllardır kovduğu halde...