Bu yol nereye gider bilmem ama yürüyorum işte
Yüzüme vuruyor arada fırtınası korkuyorum ne var
Düse kalka büyüyorum işte
Biraz yaram var geçecek bu gidişle~Emir Can İğrek
Ali'nin gelmesine çok az kalmıştı. Geldiğimden beri gergince evin için dolanıp duruyordum. Mert'in ona bir şeyler anlatmış olma ihtimali beni ürkütüyordu.
Derin bir nefes almışken çalan kapı ile nefesimin boğazımı tıkadığını hissettim.
Çalan kapıyı açınca çatık kaşlarla yüzüme bakmadan içeri giren Ali'nin peşinden girdim bende salona. Kravatını gevşetip bana döndü. Gözleri daha da kararmıştı.
Korkuyla atan kalbim sınırları zorluyordu.
"O adamdan uzak duracaksın. "
Derin bir nefes aldı.
"O adam tehlikeli. Bilmediğin çok yüzü var onun. Sonunda canı yanan sen olursun."
Aklına bir şey gelmiş gibi eliyle alnına vurdu bir kaç defa. Öfkeliydi.
8 saat önce...
Genç adam gerilen bedeni ile giden karısının ardından baktı. Fazla masumdu. Mert Karahan gibi bir adama güvenecek kadar masumdu.
Tüm öfkesini içinde toplayıp pişkince sırıtan Karahan'ın yanına yürüdü.
"Karımdan uzak dur. Dünyada yaptığın son şey ona yaklaşmak olur."
Tüm öfkesine rağmen sesi kısık ve ciddiydi. Gözlerindeki nefret etrafında bulunan insanların bir adım geri atmasına sebep oldu. Karahan hariç. O hiç etkilenmemiş gibi karşısındaki adama bakıyordu.
Vera'nın ona anlattıkları ile çelişen bir şey vardı adamın gözlerinde. Tüm bildiklerini kendine saklayıp toplantı salonuna yürüdü. Peşinden onu takip eden korumaları kapının önünde durup beklemeye başladı. Yalnızca en yakın dostu olan Ege onunla toplantı salonuna girmişti.
Toplantının başlaması ile iki taraf da karşının ne kadar hırslı olduğunu anlamıştı. İki adamda işi vermemek için ellerinden geleni yapacaktı.
Uzun süren toplantı ardından herkes ayağa kalktı. Ali kapının önüne geldiği anda açık olan kapıdan içeri giren Cemre kollarını boynuna doladı. Tüm sevimliliği Ali'nin yanaklarına bıraktığı öpücüğü izleyen Mert alay edercesine izledi onları. Bir kaç saat önce karısı için ona saldırmak isteyen adam şimdi başka bir kadını almıştı kollarına.
Merak ettiği şeyi öğrenmek için onlara yaklaşıp elini Cemre'ye uzattı. Onu fark eden geçn kadın elini zarifçe eline bırakmıştı. Elleri arasında duran parmaklara öpücük kondurup geri çekilen Mert gözlerini Ali'den ayırmamıştı. Ali'nin yüzü gerilsede sakin sayılırdı. Gördüğü şeyle gülüp ona yaklaştı. Yavaşça eğilip öfkeden kasılan adamın kulağına fısıldadı.
"Karının sesinin çok güzel olduğunu biliyor muydun? Muhtemelen fikrin bile yok."
Ali duyduğu şeyle olduğu yerde kalakaldı. Gülerek geri çekilen Karahan ona el sallayıp toplantı salonunu terk etmişti.
Kulağında yankılanan cümle ile ona bakan Cemre'ye bir kaç yalan sıralayıp kendini şirketten dışarı attı.
Karının sesi çok güzel.
Muhtemelen fikrin bile yok.
Arabasını çalıştırıp eve doğru hızla sürmeye başladı. O bir kez bile karsından şarkı dinlememişken bu adam karısının sesinin ne kadar güzel olduğunu biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRLANGIÇLAR DA GİDER
Narrativa generaleAli diyorum... Ali bakmıyor yüzüme suçlu çocuklar gibi eğmiş başını. Bakamıyor... Ali diyorum yine sesim kalbimden mütevellit kırık dökük... Ali anlıyor beni. Anlıyor da ses edemiyor. Biliyor ki bu son konuşmamız. Biliyorki yıllardır kovduğu halde...