BÖLÜM 4: Haykırma Uçurumu

665 50 3
                                    

Kalbim hiç olmadığı kadar hızlı atıyor sanırsın kelebek olup yerinden uçacak. Keşke ona diklenmeseydim. Ama yok birinin ona gerçekleri göstermesi lazımdı.

Bana yaklaşmaya başladı. İçimden "Allah'ım nolursun bana yardım et Yarabbim .Dayanma gücü ver bana " diye dua etmeye başladım. Elimden hiç bir şey gelmiyor sadece dua edebiliyorum .

"Merak etme sana bir şey yapmayacağım senin sandığın tinette biri değilim ben.Sana zarar vermem . Seni şirkete getirdim çünkü dışarda herkes bize bakıyordu bu yüzden senle daha sakin bir ortamda konuşmak istedim. Kapıyıda kilitledim çünkü kaçmadan beni dinlemeni istedim. Şimdi sakinleşip otur şuraya. " dedi.

Bacaklarım o kadar çok titriyordu ki korkudan iki adım atıp koltuğa oturamıyordum. Zar zor da olsa koltuğa oturmayı başardım. " Sakın bir yere çıkma geliyorum ben şimdi." dedi ve gitti.

Bir kaç saniye sonra elinde bir bardak suyla geri döndü. Bardağı bana uzatarak " Al iç bunu ." dedi bütün vücudum bir küçük serçe misali titriyordu. Titreyen ellerimle , tereddütle bardağı alıp, sudan bir kaç yudum aldım.

"Biraz daha sakinleştiğine göre konuşabiliriz sanırım. Sakinleşmesen de her zaman yapman gerektiği gibi ben konuşacağım, sen beni dinleyeceksin. Öncelikle sana bir kaç ikazda bulunacağım. Dediklerime kesinlikle itiraz istemem. Ben konuşurken sözümü kesmek gibi bir hata yapma . En ama en önemlisi de ben konuşurken gözlerini gözlerimden ayırma. " dedi ben de başımla tasdikledim .

" Her gün saat 7 ' de iş başı yapacaksın. 7'yi 15 gece bana şekersiz black coffee ( siyah kahve ) getireceksin. Ben ne istersem onu yapmak zorundasın. Bir nevi baş asistanım sayılırsın. Şirket saat 5 ' te kapanıyor ama sen bana söylemeden hiç bir yere gitmeyeceksin , yeri geldiğinde mesai yapacaksın. Ha bu arada asistanlığımı yaparken aynı zamanda reklamla da ilgilenmelisin. Şimdi çık yarın iş başı yaparsın. "

Hala şok içindeydim ne yapacağımı bilmiyordum. Birden "Sana dışarı çık dedim." diye bağırdı. Ben de sessizce odayı terkettim.

Biz içerde konuşurken daha doğrusu o konuşup ben onu dinlerken şirketin çalışanları da gelmişti hepsi bana bakıyordu ama benim umurumda bile değildi.

Arkamdan onun sesini duydum . " Trishna nerde kaldı benim kahvem? " diye bağırıyordu döndüm ve baktım. Niye baktım ki yüzündeki o mutluluğun beni ne kadar üzdüğünü bile bile.

Şirketten çıkar çıkmaz hızlıca yollara düştüm üzüldüğüm zamanlar gezdiğim çok güzel bir yer var bu yeri en iyi arkadaşlarım bile bilmez oraya gider içimden geldiğince bağırır, ağlarım. Böylece insanlar beni ağlarken görmez ve bende güçlü kız imajımı çizmemiş olurum.

Bunu yapmak zorundayım annem için, babam için, en önemlisi de biricik kız kardeşim Aayat için onlar beni ağlarken görürse her şey yerle bir olur.Bu düşüncelerimle ' Haykırma Uçurumu ' na gelmiştim. Oraya ' Haykırma Uçurumu' adını vermiştim . Aslında orası uçurum değildi , belki de beni uçuruma düşmekten kurtardığı için bu adı vermiştim oraya.

Ağladım ağladım içim dışına çıkana kadar, göz pınarlarımda yaş kalmayana kadar ağladım bir yandan bağırıyordum " Neden neden bunu bana yapıyorsun " diye. Ta ki telefonum çalana kadar ne yazık ki telefonumu kapatmayı unutmuştum.

Arayan Aayat ti acaba neden arıyordu ki bu saatte okulda olması gerekiyordu. Açtım telefonu. Aayat " Abla hemen bizim okula gel acil. " dedi.

Aayat, Calcutta Özel Üniversitesi'nde 2.sınıfa gidiyordu ve benim biricik kardeşim Aayat oraya burslu olarak girmişti. Acaba bursunu tehlikeye atacak bir şey mi oldu?? Bu düşünceler içinde bir yandan yüzümdeki yaşları silerken bir yandan da koşuyordum.

Bir tane çek çek buldum ve hemen bindim. " Calcutta Özel Üniversitesi ' ne bhai hızlı " dedim. 10 dakika sonra gelmiştim ama 10 dakika benim hayatımdan 10 yılımı almış gibiydi sanki. Hemen hızlıca okula girdim.

Girişte Aayat'ın en yakın arkadaşları vardı içlerinden birisi çıktı ve " Aayat rektörün odasında " dedi. Hemen ok gibi fırladım, kapıyı çaldım ve odaya girdim. İçerde Aayat' ın dışında bir de onun yaşlarında bir çocuk vardı. Rektor Rahul Bey " Hoşgeldiniz Zaara Hanım biz de sizi bekliyorduk ." dedi.

"Hoşbulduk , bir problem mi var Aayat benden acil gelmemi istedi de. " Rektör tebessüm ettikten sonra " Sakin olun Zaara Hanım , acil bir durum var ama telaşlanacak bir şey değil." dedi o sırada odaya bir öğrenci geldi ve rektörün kulağına bir şeyler söyledi bunun üstüne rektör "Tabii, hemen gelsin " dedi.

Sonra bana dönüp devam etti " Zaara hanım bu akşam bizim okulun 100.yıl kutlama etkinliği var. Ama maalesef başrol oyuncularımız çeşitli sebeplerden dolayı bu etkinliğe katılamıyor. Ve bizde bu etkinlikte başrol oynayacak yani dans edip , şarkı söyleyecek başrol aradık. Eğer izin verirseniz Aayat kadın başrolü oynasın. Izninizi almak ve sizi bu etkinliğe davet etmek için çağırdık okula. " dedi.

Biraz düşündükten sonra Aayat 'a baktım o da istiyordu başrol olmayı o yüzden " Tabii. " diye cevap verdim.

Tam o sırada içeriye birisi girdi gayriihtiyari yavaşça arkamı döndüm ve gelen O'ydu. Ikimiz şaşkın suratlarla aynı anda ağzımızdan şu kelimeler döküldü " Sen .... Senin ne işin var burada ?? "

Nefretin Adı : AŞK #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin