♡♥Final♡♥

494 20 15
                                    

Ve işte beklenen final..

Bugüne kadar yanımızda olan herkese çok teşekkür ederiz. Her yorumunuzda gururlandık, her yorumla yazarlar olarak konuştuk birbirimizle. Her yeni bölüm istek yorumunu görünce bir an evvel yazmalıyız diyorduk. Ve bugün en çok yorumlarınızı merak ettiğimiz gün. Umarız ki bu hikaye size bir şey katabilmiştir. Yani en azından güldürmüştür. Biz yazarlar olarak okulda bölüm yazarken bir cümle üzerine bile bir teneffüs düşünmüş kişileriz. Yeri geldi bir haftada 2-3 bölüm yayınladık yeri geldi 2-3 ay hiçbir şey yazamadık. Bu süreçte hep bizimle olan kişilerden Allah razı olsun. Evet yine Zaara modundayız. Yanımızda olan, olamayan herkese minnettarız. Allah'a ısmarladık. ^_^
Arj- Abdullah'ın sizlere selamı var :D <3

Zaara'dan...

Aayat'ın zorla getirdiği Mumbai'deki Hacı Ali Dergahı'nın kapısından içeri girince içim hemen huzurla doldu.

Bana pis pis bakan Aayat gözüme ilişti.

" Birileri sanki buraya gelmek istemiyordu, acaba kimdi o ? "

Ukala işte. Kimin kardeşi !

" Çok konuşma da yürü Aayat ! Ebediyen burada bekleyemeyiz!" Arjitimsi cümlelerle karşılık verdim. Arjit? Öhöm!

Tekrar pis pis sırıttıktan sonra yürümeye başladı. Bende onu takip ettim haliyle.

Yürürken dupattamla ( bir çeşit şal ) saçlarımı örttüm.

Aslında kapanmak istiyordum. Dinimizde bunu emrediyordu. Ancak Müslüman olan ülkelerde bile kapalılara karşı uygulanan sert bir tutum varken Hindistan gibi bir ülke de buna cesaret edemiyordum. Ve zaten giyimim hiçbir zaman göz alıcı olmadı.

Aayat'ın beni kolumdan çekmesiyle tökezledim.

" Yavaş kızım, n'apıyorsun ?! "

" Hadi abla, geç kalacağız! "

" Nereye geç kalacağız ? " diye sordum. Bugün onda bir hal vardı ama neyse.

" Sessiz ol, abla. " dedikten sonra beni daha hızlı çekiştirmeye başladı.

'Ya sabır' çekip düşmemek için önüme bakarak yürümeye devam ettim.

Etraf oldukça kalabalıktı ama Aayat'ın gittiği yöne doğru insan sayısı azalıyordu.

Aayat'ın aniden durmasıyla onun sırtına çarptım.

Ellerimi belime koyup azarlama moduma geçtim.

" Aayat'cığım... Biricik (!) kardeşim .. Amacın ne senin ablasının küçüğü, hah ?! "

" Abla içeri girmemiz lazım. "

" Ama-"

" Şştt... Bir sessiz ol artık ! Bir susamadın. Az sabret." diyip önündeki ağır kapıyı itekledi.

Bi' de beni azarlıyor, terbiyesiz! Neyse bu kadar ünlemli iç düşünceleri bir kenara bırakmalıyım artık.

Onun içeri girdiğini görünce arkasından hemen içeri girdim. Ayakkabılarımızı çıkardıktan sonra Aayat önde ben arkada yürümeye başladık.

Gözlerimi halıdan kaldırdığımda Aayat ortadan kaybolmuştu. Nereye gitti şimdi bu kız ?

" Aayat ? " Yavaş yavaş ilerlerken etrafıma bakıyordum.

" Şimdi şehadet getirmen lazım evladım. Biliyor musun şehadet nasıl getirilir ? "

Duyduğum sesle duraksadım. Ses yaşlı bir erkek sesine benziyordu .Sesin geldiği yere doğru ilerlemeye başladım.

Nefretin Adı : AŞK #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin