Heeey, biz içindeki sürprizle ortalığı sallayacak bir bölümle geldik! Uzuuuun zamandır aklıma olan bir şeyi sonunda netliğe kavuşturdum ve heyecandan yerimde tepiniyorum, içim içime sığmıyooooorr
Umarım yanımızdasınızdır hâlâ.
Ve bölümü hiçbir bilgim olmadan yazdım. Kafamın içinde canlandırdığım akıl hastanesini okuyacaksınız. Ayrıca bölüm beni çok arada bıraktı.
Uh, daha fazla konuşmadan gidiyorum. Bölüm sonunda görüşelim!
×
Gözlerimi araladığım zaman karşıma çıkan görüntü beni şaşırtmazken, bir kâbusun içinde olmadığımı kanıtlar nitelikteydi.
Buradaydım.
Unutulmuşların şehrinde.Bunu kabullenmeye çalışsam da farklı geliyordu işte. Buraya geleli haftalar olmasına rağmen hem de...
Garipti. Dört duvar arasına sıkışmak, özgürlüğümün elimden alınması, koşamamak, o çocuğun evinin önünde kendimi bulamamak, arkadaşlarımı görememek... hepsi fazlaca kötüydü.
"Senin arkadaşların yok. Hepsi kafanın içinde uydurduğun şeylermiş, anlasana." diye bağıran zihnimdeki sesi duymamış gibi yaptım.
Son zamanlarda alışılagelmiş bir durumdu bu benim için. Onları duymamış gibi yapıyordum ve onlar da bıkıp usanmadan devam ediyorlardı konuşmaya. Azalmışlardı. Eskisi kadar fazla değillerdi ya da artık beynim uyumuştu. Verdikleri ilaçların dozları fazla yüksekti, nedeni bu olabilirdi. Vücudum bunu kaldıramıyordu ve belki de bu yüzden onları kolayca duymamış gibi yapabiliyordum.
Derin bir nefes alarak, eskiden bembeyaz olduğuna emin olduğum tavanı izlemeye başladım. Köşeleri kararmaya başlamıştı, küf tutmuştu resmen ve ben bu odada nefes alıyordum. Bu odada yaşıyor, tüm günümü burada geçiriyordum.
Çoğunda uyuyor olsam da.
Bedenim artık eskisi kadar güçlü ya da koşmaya yatkın değildi. Kolumu kaldıracak gücü bile bulamıyordum bazen kendimde.
"Elini kolunu bağladıkları içindir." dedi birisi alayla. Sustum ve boğazımdaki baskının azalması için yutkunmaya çalıştım.
Geçmedi.
Hep böyle olurdu zaten. Daha doğrusu, son zamanlarda hep böyle olurdu. Sesler konuşurdu, Tanrı şahit ki hep konuşurlardı. Susmak bilmiyorlardı ve bazı zamanlar, o yüksek dozlu ilaçlara rağmen beni uykudan uyandırırlardı.
Yemin ederim, bu berbat bir histi. Elektrikli süpürge veya çocuk ağlamasıyla uyandığınız zamanki gibi değildi. Daha kötüydü. Daha acı verici, daha can yakıcıydı.
Zaten onların istediği de buydu. Kötü hissetmeniz için ellerinden gelenleri yaparlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVİNÇLER VE SEVİLMEYİŞLER
Novela Juveniltamamlandı. × "Bir yıkımın altında kaldım. Yıkılan ise benim içim." × 28.02.2020, Cuma 20.06.2020, Cumartesi 10.06.2020, Çarşamba × @siwien'e