Uyan! Kapının önünde biri var!
Huzursuzca açıyorum gözlerimi yeni başlayan güne.
Sabahın erken saatleri. Penceremi açık unuttuğumdan odanın içi buz gibi olmuş.
Ve kapımda biri var.Kalk! Ya içeri girerse?
Seri hareketlerle odamdan çıkıp mutfağa geçiyorum ve yine kadim dostum olan bıçağı alıyorum elime sanki bir şey yapabilecekmişim gibi.
Kapının ardından gelen sesler kesildiğinde bir süre daha öylece bekliyorum. Orada kimsenin olmadığına emin olduktan sonra kapıya yaklaşıyorum ve kulağımı kapıya dayıyorum. Hiç ses yok.Ne yani, gitti mi?
Neden geldi öyleyse?Tedirginlikle elimi kapının kilitlerine uzatıyorum. Kilitleri diyorum çünkü birden fazla kapı kilidine sahiptim. Bundan bahsetmiştim sanırım, belki de bahsetmedim. Bilmiyorum.
Kapının son kilidini de açtıktan sonra kolu aşağı indiriyorum. Hafif açılan aralıktan dışarıya göz gezdiriyorum ve sonra kapının önüne bırakılan kutuya ilişiyor gözlerim.
Eğilip kutuyu alıyorum ve kapıyı kilitliyorum.Ya içinde sana zarar verecek bir şey varsa?
Kutuyu salonun ortasında bulunan sehpaya koyuyorum. Bir saat belki daha fazla önünde oturuyorum ve en sonunda elim kutuya uzanıyor. Kutuyu açtığımda kahve, donut ve küçük bir not ile karşılaşıyorum.
"Günaydın! Biraz ayılabilmen için sana en sevdiğin kahveden getirdim. Yanında da gününü güzelleştirmesi için kendi ellerimle yaptığım donut var. Umarım beğenirsin!
-Jeongin"Yang Jeongin.
Neden bunu yapıyorsun?Daha önce getirdiği ama benim içmediğim kahveye gidiyor gözlerim. Derin bir nefes alıyorum.
Yang Jeongin, neden beni öldürmek istesin?Aptal olma. Kimseye güvenemezsin.
Kes sesini Hwang. Sadece bir gün, bir gün hiçbir şey düşünmek istemiyorum.
Ve kahveden bir yudum alıyorum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
save me from myself | hyunin
Fanfiction"benden geriye bir tek bu içi is karası sayfalar kalacak, onları da yakacaklar. yaksınlar."