03

507 85 17
                                    

Sabahın erken saatleri.
Evimin duvarları üstüme üstüme geliyor. Üzerime ince bir ceketi alıp atıyorum kendimi dışarıya.
Sokaklar daha dolmamış. Biraz rahat hissediyorum ama yine de tedirginlik damarlarımda dolanıyor.
Kendimi sahil kenarında buluyorum. Biraz dalgaları seyrediyorum. İlk defa zihnim bu kadar sessiz bu yüzden tadını çıkarmaya çalışıyorum.

Yaklaşıyor.

İşte başlıyoruz. Etrafımı kontrol ediyorum. Koca sahilde senden başka tek bir insan yok diye kendimle konuşuyorum. Yine de ayaklanıp gitme isteğimi durduramıyorum, evime giden yolu tutuyor adımlarım.

Arkanda.

Yavaşça başımı arkaya doğru çeviriyorum. Arkamda biri olduğunu görmem ile nefes alışverişlerim hızlanıyor. Adımlarım da ona eşlik ediyor.
Sanki ben hızlandıkça ardımdaki de hızlanıyor. Ve koşmaya başlıyorum.

"Hey! Cüzdanını düşürdün!"

Dinleme! Kaç!

Başımı iki yana sallayıp koşmaya devam ediyorum. Ardımdaki adım sesleri de benimle birlikte ilerlemeye devam ediyor.

"Beyefendi! Cüzdanınızı düşürdünüz! Duymuyor musunuz?!"

Kendimi sonunda evimin olduğu sokağa atıyorum. Fakat şans benimle dalga geçiyor, ayağım takılıyor ve yere düşüyorum. Ben ayaklanana kadar bir çift ayağı başımın yanında görüyorum.

Öleceğim.

Başımı ellerimin arasına alıyorum. Bir şeylerin olmasını bekliyorum. Vücudum tir tir titriyor. Omzuma dokunan el ile kendimi geriye doğru atıyorum.

"Beyefendi size zarar vermeyeceğim. Cüzdanınız."

Başımı ellerimin arasından çıkarıp karşımda cüzdanı uzatan kişiye bakıyorum. Bedenim titremeye devam ederken genç adamın gözleri şaşkınlıkla açılıyor.

"Hwang Hyunjin?"

save me from myself | hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin