Gözlerimi açıyorum.
Açtığım anda başıma saplanan bir sancı ile yüzümü buruşturuyorum. Çatık kaşlarıma bir el dokunuyor. Alnıma doğru ilerliyor sonrasında.
İlaç sanki, başımdaki sancı geçiyor."Hyunjin?"
Yavaş yavaş ışığa alışan gözlerimi birkaç kere kırpıyorum ve yanıbaşımda oturan Jeongin'e bakıyorum.
Endişeli gözleri yüzümde turlarken buruk bir gülümseme yer ediniyor dudaklarında. Buruk da olsa gülümsemek öyle yakışıyor ki, ağlamaklı oluyorum."Ne oldu?"
Zar zor çıkan sesim ile salonu inceliyorum.
"Önemli değil. Geçti gitti."
Sesi kırgın geliyor. Onu incelemeye başlıyorum. Gözlerine kan oturmuş, büyük ihtimal fazlasıyla uykusuz kalmaktan. Saçları birbirine girmiş, elimi uzatıyorum sanki dokunup düzeltebilecekmişim gibi.
Bir ihtimalin ışıltısı vuruyor gözlerine, çok geçmeden sönüyor. Sonra ona bıraktığım acı dolu izleri görüyorum.
Ona zarar verdiğimi anlıyorum.
Kendimde değilken ona zarar vermiştim."Jeongin..."
Farkettiğimi anlıyor. Başını iki yana sallıyor sorun değil der gibi. Yükümü sırtlıyor omzuna ve masadaki sürahiden bir bardak su doldurup bana getiriyor.
Dudaklarıma götürdüğü bardaktan bir yudum su içerken keşke zehir içsem diyorum, ölmekten deli gibi korkuyorum ama keşke zehir içsem."Yarın seni çok iyi bir doktora götüreceğim tamam mı?"
Başımı sallıyorum. Karşısında bir bebek varmış gibi izliyor beni.
"Hiç gittin mi doktora?"
Kötü doktor tecrübelerim aklıma geliyor duygusuzca gülüyorum. Neden güldüğümü anlamaya çalışıyor. Ona hiçbir açıklama yapmıyorum. İrdelemiyor fazla.
Gözlerim boynundaki kızarıklığı izlemeye devam ederken dudaklarımdan iki kelime dökülüyor."Özür dilerim."
Gülümsüyor.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
save me from myself | hyunin
Fanfiction"benden geriye bir tek bu içi is karası sayfalar kalacak, onları da yakacaklar. yaksınlar."