Chapter 2: Your Speciality

1.9K 246 169
                                    

Ertesi sabah Jeongin odaya büyük pencerelerden giren ışıkla gülümseyerek uyanmış, yatağından kalkarak odadakilere göz atmıştı. Felix de uyanmış bir şekilde etrafı izliyordu.

''Günaydın Jeongin.''

''Günaydın, ne zaman uyandın?'' Felix yerinden doğrulup vücudunu esneterek omuz silkti.

''Çok olmadı. Heyecanlı mısın? Bugün serbest olacağız.'' Jeongin gerginlikle gülümsemişti. Yetim olduğu için onu dışlayan insanlardan kurtulduğu için mutluydu ve yaşadığı yere geri dönme gibi bir niyeti yoktu ama bu ortam onu biraz da olsa korkutuyordu.

''Yani, evet. Ama korkuyorum biraz. Büyücü olduğumu yeni öğrendim, dün gece gelen mektupla.'' Felix şaşkınlıkla kırmızı saçlı çocuğa bakarken düşüncelerini hiç çekinmeden dile getirdi.

''Mektup antik alfabeyle yazılmıştı. İnternetten bile çeviremezsin o cümleleri. Sihirli boyutta vakit geçirmeyenler okuyamaz.''

Jeongin ensesini kaşıyarak gülümsedi. ''Şey, aslında başta alfabe olduğunu düşünmemiştim ama mitoloji kitabım sayesinde çözebildim.'' Daha önce duymadıkları bir sesi işitince ikisi de ranzadan sarkarak Jeongin'in altındaki Jisung'a baktılar.

''Fazla zekice. Emin ol Alfa sınıfında zorlanmayacaksın Ench.''

''Ench? O ne demek?''Jeongin merakla sorduğunda Felix atladı.

''Chris ve arkadaşları kendilerine Ench diyorlar. Trich gibi.'' Jeongin ikinci kez bir soru soracaktı ki Felix buna vakit bırakmadan cümlesini devam ettirdi. ''Trich, sihirli boyuttaki en kötü üç cadının soyundan gelen genç öğrenciler. Eski çağ cadılarının soyundan ve saf nefretten oluşan ruhları var diyorlar. Yapmayı bildikleri tek şey kötülük.'' Yeni uyanan Chris yataktan kalkarak kolunu Felix'in yatağına yasladı ve yandan bir gülüş atıp kendisine korkuyla bakan kırmızı saçlı çocuğun yanağını okşadı.

''Merak etme, Trich yaptıkları son saldırıdan sonra Yüksek İdare o üç kardeşi Domino'ya hapsetti. Hiçbir kötünün çıkamadığı buzul gezegendeler.''

''Sabah sabah boş muhabbetiniz bittiyse eğer artık kahvaltıya gidelim. Giyin pelerinlerinizi.'' Jisung söylediği birkaç yabancı kelimeyle yatağından bile kalkmadan üzerini değiştirmiş ve yatağını toplamıştı. Jeongin hariç herkes yaptığı büyüyle giyinirken o üzerini normal bir insan gibi değiştirmişti. Felix ona bu basit büyüyü öğretmeyi aklına not ederek diğer üç gençle beraber yemek salonuna doğru yola çıktı.

Dört genç masaya yerleşmişken yanlarına gelen kırmızı renkli, gümüş işlemeleri olan dar tulumlu Uzmanlar ilgilerini çekmişti.

"Hongjoong ben." Mullet saçları olan, hemen hemen aynı boylarındaki çocuk konuşarak masaya yerleşmişti. Arkadaşlarına dönüp gülümsedi. "Sizi yeniden görmek güzel. Geçen sene ayrılan bir sürü arkaşım oldu ve kıdemli Uzmanlardan anlaşabildiğim kimse kalmadı. En azından Enchler burada."

Chris gülerek arkadaşının omzuna yumruk attı hafifçe. "Yeni bir Uzman var he." Hongjoong onayladığında büyük gözlere sahip Uzman başıyla selamladı.

"Taehyun ben. Aslında üçünüzü de dün akşam gördüm, Alfa yurdunun kapısında." Jeongin gülümsediğinde Hongjoong atıldı.

"Hyunjin'i kesen çocuk sen miydin? Aklın varsa uzak dur ondan." Jeongin başıyla onayladığında Jisung tek kaşını kaldırdı.

"Hyunjin'in radarına yakalanacak kadar güzel bir yüzün var, canını yakar." Jeongin aldığı iltifatla utanıp gülümsedi.

"Dün akşam öyle gözüme takıldı işte. Sarı uzun saçları çok hoştu. Ama başka bir şey değil. Zaten, büyücü olduğumu bile dün akşam öğrendim sizce ne kadar bilgim var burası hakkında?" Felix arkadaşına gülerken Taehyun konuşmaya başladı.

Twilight || SKZ¡ TXT¡ ATEEZ¡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin