"...Kimse kendi alanını kullanmayacak. Anlaşıldı mı?"
"Yani ne yapacağız?" Jeongin, Müdür Namjoon cümlesini bitirdikten sonra dönüp Chris'e sorduğunda Chris gülerek kardeşine bakıp önüne döndü. "Büyücü olduğumuz için büyü yapmadan bir şeyler yapacağız. Muhtemelen uzmanlar'ın yerini alırız çünkü cadıların büyülerini de yapabiliriz."
"Öyleyse cadılar ne yapacaklar?" Felix dönüp cevap verdi. "Çaylaklar büyücülük yapmayı denerken, diğerleri uzman olmaya çalışacak."
"Çok havalı, ben uzman olmak istiyorum." Felix ve Chris, Jeongin'e gülümserken iki müdürde birer isim söyledi.
"Lee Minho."
"Han Jisung." Müdür Namjoon ve Müdire Jennie isimleri okuduğunda iki gruptan öğrenciler kalkıp yerlerine geçerek önce birbirlrini selamladılar. Profesör Jungkook elindeki iki kılıcı onlara uzatırken uyarılara başladı.
"Birbirinizin düşmanı değilsiniz, sadece kim daha çevik onu göreceğiz. Birinizin kılıcı düştüğü an, raunt biter." İki genç profesörü onaylayıp duruşlarını ayarladığında Minho Jisung'a öpücük atmıştı.
Felix radarına yakalanan tatlı şeyle gülerken, Jisung da Minho'ya göz kırpınca Chris ağzını kapatmasa çığlık atacaktı. "Sanki ilk defa görüyorsun. Ben bile alıştım flörtleşmelerine." Jeongin'e ağabeyi olduğunu söylemesinin üzerinden tam bir ay geçmişti. Jeongin Chris'e yakınlaşmaya çalışsa da, çekinip durmuştu. Hala kızgındı, 23 yaşına gelen ağabeyi onu en azından son altı senedir koruyabilirdi ancak yapmamıştı. Belki de yapamamıştı, nerede olduğundan bile haberi yoktu ki Chris de böyle söylemişti; sakinleştiğinde oturup konuşmuşlardı ve büyük olan kardeşine onu yıllarca aradığını, reşit olmasına az kala bulabildiği için çok pişman olduğunu fakat onu aklının erdiği her saniye aradığını söylemişti. Jeongin başta inanmasa da sonradan 'Geçmişin aynaları'nda bunu araştırmış, doğru olduğunu farkedince ise yakınlaşmaya çalışmıştı. En azından biraz daha alışmıştı hala yaşayan bir ailesi olduğuna.
"Hadi oradan." Felix, henüz kardeşiyle arasını tam düzeltemeyen arkadaşına güldüğünde; Chris küçüğünün koluna burdu hafifçe. "Çok biliyorsun sen."
"Jisung, Minho'yla buluşmasın diye dolabını kilitlediğini unutamıyorum." Jeongin kendi kendine mırıldandığını düşünse de, çaprazında oturan Seonghwa bile onu duymuştu. Hepsi gülmeye başlamış, Minho ve Jisung'un üzerinden şakalaşmaya devam etmişlerdi.
Bu sırada Profesör Yuta'nın "Bitti." diye bağırmasıyla hepsi oraya dönmüştü. Jeongin gördüğü görüntüyle kıkırdarken, Felix gülmekten kıpkırmızı olmuştu.
Minho elindeki kılıcı, dizlerini kırarak Jisung'a doğrultmuştu ve Jisung kendini yete atmış, yuldız gibi yerde yatıyordu. Profesör Yuta gençlerden kılıçları alıp Müdürlere sözü bıraktı.
"Hwang Hyunjin."
"Yang Jeongin." Müdire Jennie ve Müdür Namjoon birer isim daha okuduğunda Profesör Jungkook küçük olanın yanına gitip, ucu küt kılıcı uzattı. "Fazla sert kullanmazsan Hyunjin'i yaralamazsın. Çığlığından başka büyü kullanamadığın için seni uzman düellosunda eşledik." Jeongin başıyla onaylayıp kılıcı eline alırken Hyunjin artistlik hareketler yaparak çocuğun çevresinde dönerek yuvarlak oluşturuyordu. Aslında ufak büyüler yapabiliyordu ama böyle güçleri olduğunu kısa bir süre önce öğrenmişti. Diğer öğrenciler aileleriyle veya Magix'te büyüdükleri için, Jeongin çok yetersizdi.
"Hazır mısın?"
"Korkuyorum."
"Sadece darbelerimi savur, merak etme iyi bir kılıç kullanıcısıyım." Hyunjin küçüğüne göz kırptığında Jeongin derin bir nefes alıp bir ayağını geriye atarak, Hongjoong'un gösterdiği pozisyona geçti. Hyunjin çocuğa gülerken, hafif bir karşılaşma başlangıcı yaptı. Jeongin kılıçtan korktuğu için gözlerini kapatırken Hyunjin durmuş ve kılıcın ucunu yere yaslamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Twilight || SKZ¡ TXT¡ ATEEZ¡
FantasyBirbirinden farklı karakterler, güçler ve yeteneklere sahip, Sihir Boyutunun en kapsamlı okulunda toplanan öğrencilerin bulunduğu Twiligt Sihir Okuluna katılmaya hak kazandınız. Cadı, Büyücü veya Savaş Uzmanı kategorilerinden hangisine sahip olduğu...